Dünyaya başka bir gezegenden belirli görevler için gönderiliyor Andrew Martin, Matematik Profesörü. Ama biraz kaçık işte her sayısal bilimci gibi (duygusal varlık olan insanın sayılarla, formüllerle, moleküllerle, atomlarla uzun süre teması duygusal ihtiyaç yetersizliğinden dolayı insan dengesini bozuyor sanırım). Dedim ya başka gezegenden gelmiş, dünya yaşamına aşina değil, çırılçıplak dolaşıyor ve bunun suç olduğunu bilmiyor, dünyayı ve dünyalıları yeni yeni tanımaya çalışıyor. Öyle safça bir tanıma yolculuğu ki bu verdiği doğal tepkiler sizi gülme krizine sokuyor. Durup durup güldüm ben, kitaba devam edemedim o aralarda, bu gülüşleri iyice sindireyim diye :). Andrew Martin bir süre sonra dünyalılara, dünyalıların duygularına sempati kazanmaya başlar, Matematiğin daha fazla ilerlemesine engel olmaya yönelik kanıtları ortadan kaldırması amacıyla öldürmesi gerekenleri öldüremez ve vazifesini yerine getirmediği için gönderildiği gezegeniyle ilişiğini keserler. Sonra aşkı keşfeder Andrew, evlat sevgisini, bağları, koşulsuz sevgiyi, bu iyi gelir ona. Bilgece düşüncelere sevk eder sizi. Sorgulatır bazı şeyleri. Kitabın sonunda yayımlanan, oğluna nasihatlar dizisi kitabın özeti gibidir. Bilimin, kurgunun, atomların, asal sayıların, saflığın, komedinin, duyguların kitabı. Özellikle Matematikçilerin alana yönelik okuması gereken edebi eserlerden birisi addedilebilir. Okunmaya değer bir eser. İyi okumalar.