J. R. R. Tolkien ise ilk kitabını 45 yaşındayken yazdı. Kitap yazmak yaşanmışlık, birikim ve iyi bir okur olmayı ister. İyi bir okur olana kadar okumaya devam...
İncelemeye başlamadan önce sizinle bu kitapla ilgili çok şaşıracağınız, sıra dışı bir bilgi paylaşmak istiyorum: Dostoyevski bu kitabı kumar borcunu ödemek için sipariş üzerine sadece 25 gün........
Kızmayın hemen, küçük bir şakaydı arkadaşlar... :) Bu kitap hakkında konuşurken bu bilgiyi vermeyenleri Sibirya'ya kürek cezasına
Sigmund Freud ise ilk kitabını 39 yaşındayken yazdı. Kitap yazmak yaşanmışlık, birikim ve iyi bir okur olmayı ister. İyi bir okur olana kadar daha zamanımız var...
Son 10 gündür bu kitapla yatıp kalkıyorum desem yalan olmaz... Okuma serüvenimde bu kitap bir kilometre taşı oldu benim için. Nedenlerini dilim döndüğünce anlatmaya çalışacağım. Çünkü anlatacak gerçekten çok şey var bu kitapla ilgili. Hepsini bir incelemeye sığdırmak mümkün olamayacağı için kendimce önemli gördüğüm bazı konuları masaya
2022/2. Kitap: Hakkâri'de Bir Mevsim
Ferit Edgü’den Cahil ve Yazmak Eylemi (Bir Toplumsal / Siyasal Olay Üzerine 101 Çeşitleme)'nden sonra okuduğum 3. kitap…
Hakkâri'de Bir Mevsim; iki ana bölüm ve bu bölümlerin alt bölümlerinden oluşan 250 sayfalık, şiirsel bir roman...
Hakkâri'de Bir Mevsim; bildiğiniz romanlardaki gibi
Arthur Schopenhauer, 1851’de yayınladığı “Parerga ve Paralipomena: Kısa Felsefi Denemeler” adlı eserinin 396. bölümünün bir kısmında, kirpilerin soğukta kaldığı anlarda karşılaştıkları ikilemi anlatıyor: “Soğuk bir kış sabahı çok sayıda oklu kirpi, donmamak için birbirine bir hayli yaklaştı. Az sonra, oklarının farkına vardılar ve ayrıldılar.
YouTube kitap kanalımda Kardeşimin Hikayesi kitabını yorumladım: ytbe.one/NcpFIw6rQ9k
"Öyle bir kitap yazayım ki, okurlarım bu kitabı okuduktan sonra sadece akıcılık, sürükleyicilik ve sonunun aşırı şaşırtıcılığından bahsetsin." Zülfü Livaneli
Az sonra bütün gerçekleri öğreneceksiniz, yolda bütün gerçekleri anlatırım, felaket
“Benimle çok uğraşıyorlar, canıma tak dedi. Artık dayanamayacağım.”
Bu sözler sabahattin Ali’nin ölmeden önce kardeşi Fikret Şenyuva’ya söylediği son sözlerdi.
Ve eklemişti: “Anneme yirmi beş lira gönderdim. Yine göndereceğim. Bir gün gelir de gönderemezsem, beni yok bilin!..”
Ve cesedi öldürüldükten altı ay sonra bir çoban tarafından