Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ey Osmancık; beğsin. Bundan sonra öfke bize, uysallık sana; güceniklik bize, gönül alma sana; suçlama bizde; katlanma sende; bundan böyle, yanılgı bize, hoşgörmek sana; aciz bize, yardım sana, geçimsizlikler, uyuşmazlıklar, anlaşmazlıklar, çatışmalar bize, adalet sana; kötü göz bize, şom ağız bize, haksız yorum bize, bağışlama sana...
Sayfa 121 - Ötüken yayınlarıKitabı okudu
Alo baba sen misin nasılsın?Allahıma bin şükür ben burda iyiyim... Ne olsun be baba güzel geçiyor günlerim silah elimde hergün iştima nöbetteyim. Annem nasıl baba ağlamıyor değilmi? Söyle nolur ağlamasın bırakmasın kendini... Doğudayım tehlike evet biliyorum baba! Korkmuyorum elbet vatana kan can feda... Kardeşlerim nasıl sınıfı geçtilermi?
Reklam
Heykeli dikilen bir köpeğin hikâyesi... 1924 yılında Tokyo Üniversitesi'nde görev yapan Japon profesör Hidesaburo Ueno, küçük bir köpek yavrusu edindi kendine. Profesör Ueno, Japonca'da ‘sekiz tane' anlamına gelen Hachiko adını koydu köpeğine... Beraberliklerinin sadece bir yıl süreceğini bilmiyordu. Ama o bir yılda dünya tarihine geçecek,
arkadaşlar SECANA `nın bir sözü üzerine böyle bir yazı yazdım umarım beğenirsiniz.... söz: MUTLULUK BAŞARIYA BAŞARI İSE ZAMANI İYİ DEĞERLENDİRMEYE BAĞLIDIR.... televizyon izlerken hiç düşündün mü? ben ne yapıyorum? ah tabiki de hiç düşünmediniz.... Önümüze bir dizi çıkıyor ve bizde onu aralıksız izleyip zamanımızı boşa harcıyoruz. Yıllarca hiçbir şey yapmadan televizyon izleyince elinize ne geçicek iyi bir gelecek mi? Hiç çalışmadan iyi bir geleceğim olacak deyip kendinizi boşuna aldatmayın. Toz pembe bir hayattasınız . Bu hayattan ne kadar erken çıkarsanız sizin için o kadar iyi. bunun için hemen o toz pembe hayattan çıkıp gerçek hayatın farkına varın. Zamanı iyi değerlendirin . Zamanı iyi değerlendirin ki iyi bir geleceğiniz olsun.Ailenize anlatacağınız iyi anılarınız olsun. Ailenize anlatacağınız iyi zamanlarınız olsun. Zamanı iyi değerlendirin ki mutlu olun.......
336 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Dr. Gary Small'ın hayatı boyunca tecrübe ettiği en ilginç vakaları anlattığı bir kitap.Hasta doktor güvenirliğini ihlal etmemek için hastaların adlarını,mekanları değiştirmiş.Gray`in mesleğine ilk başladığı yıllardan bizde onunla kitaba başlıyoruz.Kitapta toplanan en ilginç vakalar okurken size pekte ilginç gelmiyor ama olayların yaşandığı yıllar göz ardına alınırsa o zaman için çok ilginç olan vakalar arasına girdiği belli. Kitap çeşitli bölümlerden oluşuyor ve her bölümde farklı hikayeler anlatılıyor. Yazar 30 yıllık meslek hayatını kitapta anlatıyor.Dikkatimizi çektiyi en uç nokta insanların "kafalarında" sorun varsa bunu kolay kolay kabul etmemeleri, piskologu deli doktoru adlandırmaları. Ne yazıkki... Oldukça akıcı ve eğlenceli kitap. Hem okuyorsunuz hem de düşünüyorsunuz... 15 hikaye var. Benim beğendiğim hikaye "Bebek aşkı" dı.Hikayede dikkatimi çeken,doktorun da yanılıyor ola bilmesi. Okursanız neyi anlatmak istediğimi anlayacaksınız :) Bunu da belirtmeden geçemiyceğim. Kitapta böyle bir cümle vardı ve beni çok güldürmüştü. Dr.Gary`ın hastalarından biri başka bir psikiyatristin de yanına gidiyormuş ve Gary bunu öğrendiğinde ilk tepkisi : "Brenda beni başka bir psikiyatrist ile `aldatıyordu`. Herhangi bir psikiyatristle de değil,yakın dostum Charlie`yle." idi. Böyle okuyunca komik gelmiyor belkide ama okursanız sizinde yüzünüze kocaman gülümseme yayılacaktır. Eminim :)) Okuyun, inanın ki bir şey kaybetmeyeceksiniz :)
Bir Psikiyatristin Gizli Defteri
Bir Psikiyatristin Gizli DefteriGary Small · NTV Yayınları · 201630,2bin okunma
850 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Bu zamana kadar okuduğum fantastik romanların arasında en farklısını okudum diyebilirim. Yazarın kendi oluşturduğu bir dünya oluşu ve roman içinde anlatılan belli başlı olaylar haricinde de tam manasıyla fantastik roman okudum diyemiyorum. Daha çok 12. YY İngiltre'sinin romanını okudum gibi hissettim kendimi roman boyunca. Çünkü iyi ve kötünün
Taht Oyunları
Taht OyunlarıGeorge R. R. Martin · Epsilon Yayınları · 20138,9bin okunma
Reklam
İşlerin şimdilik böyle işliyor olması, gerçeğin böyle olduğu anlamına gelmez. Buradaki temel konu, bilgisizlik ve bilememektir. Bu bilgisizlik, bizi korku ve endişeye sürükler. Adeta bir panik havası içinde, herkes her an ve her yerde kişisel çıkarlarını düşünmeye, ihtiyaçlarını ön plana almaya çalışır. Böyle bir anlayışa göre (tıpkı hayvanlar aleminde olduğu gibi) herkes (hatta insanın kendisi bile) birbirinin rakibi ve düşmanıdır. Tek hedef her seferinde, kendi payına göz dikebilecek olan bir rakibi yenmek altetmek ve kendini kabul ettirmektir. Bu nedenle hep gizlenmek, olduğundan farklı davranmak, aldatıcı olmak, yalan söylemek, gizli planlar yapmak zorunda hissederler insanlar kendilerini. Çünkü samimi içten, açık dürüst olmak, vermek, sevmek, birinin iyiliğini istemek gibi eğilimler, insanı zayıflatır, rakibe karşı açık verdirir. Ve yenilgiye hazırlar. Aslında içimizdeki evrensel öz, bizde bu gibi özelliklerin oluşmasını sağlıyor. Yani herkesin içinde böylesine dışa açılma arzusu ve deneyimi var. Ama korktuğu, kimselere güvenemediği e kendisini yalnız hissettiği için bu yöntemi hep baskı altında tutmaktadır.
432 syf.
6/10 puan verdi
Tanrıça serisinin üçüncü kitabı , Işık Tanrıçası.Serinin ikinci kitabını pas geçmiştim.Benim gibi yapmayın , üçüncü kitabın başında ikinin sonuna dair çok bilgi vardı.Sırasıyla gidin , ne olur ne olmaz. Bu seferki tanrımız Apollo ve kadın karakterimiz Pamela Grey.Apollo , liri , kehanetleri , hekimliği ve , bu kitapta , yakışıklılığıyla ön
Işık Tanrıçası
Işık TanrıçasıP. C. Cast · Pegasus Yayıncılık · 2011734 okunma
ÖLÜMÜ BEKLERKEN Sanırım yaşlandığımdan olsa gerek, eskisi kadar ilgimi çekmiyor çamurunda oynadığım topraklar. Dibine uzanıp da yapraklarının arasında hayallere daldığım elma ağacıyla, aramıza bir soğukluk girmiş. Nedendir bilmem en derine saklanmış anılar, kapının asma kilidini açmaya başlamamla gün yüzüne çıkmaya başladı. Sanki belleğimin
432 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Çok sevdiğimiz, bizde yer eden filmleri defalarca izlemişliğimiz vardır; aynı şeyin kitaplar için de geçerli olduğunu düşünürüm hep. Belki defalarca değil ama bazı kitaplar belli bir periyotta en az 2 kere okunmayı hak ederler. Benim için bunlardan biri ‘Nietzsche Ağladığında’ olmuştur. Felsefe alt yapım pek bulunmaz, fakat derinlemesine girme denemişliğim olmuştur, galiba biraz fazla derin oldu ki boğuldum. Nietzsche’nin ‘Böyle Buyurdu Zerdüşt’ü kapasitemin yetmemesinden mi, tam konsantre olamadığımdan mı, bilemiyorum algılayamadım, bıraktım. Anladım ki sert bir dalış yapıp çakılmaktansa yumuşak bir giriş yapıp alışmak lazım. Bir hikaye, bir roman, bir öykü içerisinde felsefeyi yedirmek, harmanlamak böyle bir giriş için en ideal olanı sanırım. Bu böyle bir kitap. Irwin Yalom; kafasında Freidrich Nietzsche, tanı uzmanı Dr. Breuer, psikanaliz kurucularından Freud’un geçtiği bir öykü yaratmış ve bunu; bu önemli şahsiyetlerin gerçek yaşam öyküleriyle, gerçek yazışmalarıyla ve kitaplarından(İnsanca Pek insanca, Böyle Buyurdu Zerdüşt vb.) yaptığı alıntılarla destekleyerek harika bir felsefi roman ortaya çıkartmıştır. Aynı zamanda yerinde ve şaşırtıcı şekilde kullanılan metaforlar renk katmış kitaba. Felsefe dediğimizde beyni zorlar, hırpalar. Romanın felsefe ile bütünleşmesi ise aklın dinlenmesine fırsat verip tazelenmesine olanak sağlıyor. Bu sebeptendir ki, çok sevdim bu kitabı, hem Nietzsche’yi daha yalın bir şekilde anlayabilmek açısından hem de zihne egzersizler yaptırdığı güzel alt yapısı için.
Nietzsche Ağladığında
Nietzsche AğladığındaIrvin D. Yalom · Ayrıntı Yayınları · 202352bin okunma
Reklam
Burası Fransa gibi bir ülke değil. Oradaki kadınlar mutsuz oldukları ilişkiyi asla sürdürmezler. Fransız bir kadın, 'Lanet olsun bu adama!' der, sonra arkasını dönüp gider. Ama bizde işler böyle yürümüyor. Bir yandan dinsel baskı, bir yandan mahalle baskısı, bir yandan da cinsiyet farkı bu coğrafyada yaşayan kadınları çok iyi rol yapmaya itiyor.
Sayfa 244Kitabı okudu
-Ben böyle şeyler söylüyordum. 20 sene evvel Anadolu'da bir zat şunu söyledi: "Bizde Anadolu'da bir adet vardır. Bir ağa bir oğlunu Halk Partisi'ne, diğer oğlunu da Adalet Partisine sokar. Hangisi kazanırsa işin görülsün diye düşünür. Şimdi bunu bizim ağa akıl ediyor da ,ABD mi akıl edemeyecek." Bizim de gördüğümüz kaç senedir budur.
Sayfa 275Kitabı okudu
Anlatıcı: Fakat fetih işi zora saplanmış. İstanbul'un fethinde sorunlar yaşanıyor. Fatih Sultan Mehmet havlu mu atıyor ne? Allah'tan valide sultan dişli bir dişi. Her güçlü erkeğin arkasında dişli bir dişi vardır. İnanmayan tarihe baksın. Tarihte devam mecburiyeti ve seçmeli dersler vardır. Temize çekerken olayları ak sakallı tarihçiler,
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.