Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Gerçekten" kaleyi içinden almak", dışından zorlamaktan çok kolaydır. Bu amacı gerçekleştirmek için içimize kadar sokulabilen bozguncu mikropların , ajanların olduğunu ileri sürmek yerindedir.
128 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Giriş:Modern Siyaset Bilimi kurucusu olarak kabul edilen Machiavelli'nin bu kitabında o dönemki İtalyan siyasi bölünmüşlüğe karşı 'birleşin' niteliğinde bir çağrıdır. Özellikle bu çağrı o dönem İtalyan yarımadasında bulunan güçlü karakterlerden olan Borgia ve Sforza'ya yöneliktir. Çünkü bir dönem İtalya hem Fransız hem İspanyol
Prens
PrensNiccolo Machiavelli · Remzi Kitabevi · 201414,7bin okunma
Reklam
Açlık Oyunları
Nefis terbiyesinde çokça anlatılan kudsi bir hadistir. Allah (cc) nefse sorar; sen kimsin, ben kimim? Nefis; "ene ene, ente ente; sen sensin, ben benim" der. Keyfiyeti Allah (cc) tarafınca bilinen bir süre, ateşle terbiye görür. Sonra Rab yine sorar, cevap değişmez. Bu defalarca tekrarlanır, her defasında cevap aynıdır; Nefis;
110 syf.
·
Puan vermedi
·
26 saatte okudu
Zweig'in her kitabı gibi bu da güzel.Yahudililerin göç hikayesi ve kutsal şamdanlarını anlatıyor. Adamın her zamanki gibi dili her şeyi çok güzel. Kitapla ilgili görüşüm bu kadar. Ama ama işte o yahudiler bi yahudi güzellemesi var tabiki adam yahudi. Yahudiler 28 kere sürgün edilmişler bozguncu, fitne fücur çıkaran bir toplum. Şu an yaptıkları bi katliam var. Allah bi an önce tekrar sürgünlerini görmeyi bizlere nasip etsin.Ve artık edebi kitaplarda Filistin halkının acıları İsrail devletinin katliamlar unı okuyalım
Gömülü Şamdan
Gömülü ŞamdanStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202214,1bin okunma
Sonra evinin etrafına Dikenli telden bir barikat kurup Hain havayı kolaçan etti, Sırf o bozguncu herif içeri girmeyi ümit bile edemesin diye, Küfürle, yumrukla, tehditle, Hatta aşkla bile.
İyilik ve Dünya
İyi olmak, iyi kalmak gittikçe zorlaşmaktadır. Kötülüğe odaklanmış, enerjisini kötülükten alarak dönen dünyada iyi olmak, iyi kalmak gittikçe zorlaşmaktadır. Kötülük, bütün entelektüel, askerî, siyasî, ekonomik gücüyle iyiliği yok etmeye çalışmaktadır. İyilerin aklını, duygusunu, niyetini, tercihini, en nihayet bütün varlığını hedef alan, açık, örtük, kanlı, kirli bir savaş amansızca sürmektedir. Bir yandan tür olarak başkalaşarak tuhaf bir varlığa dönüştürülen diğer yandan bu tuhaf varlığa özendirilen diğer insanlara iyilik, eskimiş, köhnemiş, modası geçmiş, gözden düşmüş, manası, albenisi kalmamış değer olarak telkin edilmektedir. Doyumsuz azgınlığından başka ne bir sınır ne bir değer tanıyan tanrısız, dinsiz, imansız bu ideoloji, doğrudan insan varlığını, insan onurunu, fıtratını yok etmeyi amaçlamaktadır. Kötülük, yaratılışımızdan bu yana, bu boyutta, bu dehşette evrensel yaygınlık kazanmamış, fesada, bozguncu- luğa ayarlı ideolojik içeriğini bu kadar et- kin, yaygın kuramamış olmalıdır. Görsel ve yazılı medya, ekranlar, vitrinler, spotlar, afişler, reklamlar, sokaklar, eğitim sanat,kültür kurumları, eğlence merkezleri gibi daha birçok araç, düzen ve düzenekle küresel egemenliğini kurmuş gözükmektedir. 'Bütün bir insanlık yalana teslim.' Bütün bir insanlık yanlışa, kötülüğe, hiçliğe, saçmalı- ğa, anlamsızlığa teslim!
Reklam
İnsan yaradılışı tam bir eşitliğe razı olamaz. Ufak tefek imtiyazların teşvikine de muhtaçtır. Diyebilirim ki bizzat iyilik dahi ancak ceza görmesi ve ayıplanması icap eden bir kötülüğün bulunmasıyla kabildir. Günde iki defa Edirnekapı ile Fatih arasındaki yolu en uzun zaman içinde, her adımı ayrı ayrı hayaller peşinde atarak gider gelirdim.
Bozuk ve Bozguncu
Siyasetin kirli çarklarından ikrah edip uzak duran, katılımcılığını kaybetmiş nitelikli insanlara yeniden alan açacağız. Yeniden aktörler yaratacağız, bu milletin okumuş evlatlarının iktidara talip ve layık olduğunu ispatlayacağız. 📰: gazeteduvar.com.tr/akalin-erdogan-...
"Asıl olan iç cephedir. Bu cephe bütün memleketin, bütün milletin vücuda getirdiği cephedir. Görünürdeki cephe, doğrudan doğruya ordunun düşman karşısındaki silahlı cephesidir. Bu cephe sarsılabilir, değişebilir, mağlup olabilir. Fakat bu hal, hiçbir vakit bir memleketi, bir milleti mahvedemez. Mühim olan, memleketi temelinden yıkan, milleti esir ettiren iç cephenin düşmesidir. Bu gerçeği bizden çok bilen düşmanlar, bu cephemizi yıkmak için asırlarca çalışmışlardır, çalışmaktadırlar. Bugüne kadar başarılı da olmuşlardır. Bu maksatla şahıslarımıza kadar temasa gelebilen bozguncu mikropların, vasıtaların mevcudiyetini iddia etmek uygundur."
Sayfa 385 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Bozguncu hainlerin hesabı hemen gerek! ...Kessin ki bir an evvel adaletin kılıncı, Öğrensin dünya âlem ihanet ne demektir, Bayrak kime yakışır, memleket ne demektir? Bu vatanda bedava durmadığı milletin, İdrakine kazınsın yine yedi düvelin! Her şerde bir hayır var; vurdukça bu ülkeye, Düşman, bize diyor ki: "Tek yol büyük Türkiye! Ya zayıf kalacaksın, kim isterse yol açık! Ya da güç bulacaksın; haydi, durma yola çık!"
Reklam
Kur'an mucizedir.
Yahudiler hakkında lanetli , aşağılık , bozguncu bir millet olduğuna dairyüzlerce ayet var . 1400 yıl geçti , tarih de bunu tekrar tekrar ispatladı. Yahudiler asla rahat durmadı ve her yerde bozgunculuk yaptılar ve sürüldüler hâlbuki düzgün bir millet olsalardı Kur'anı (haşa) haksız çıkarabilirlerdi.. İşte Kur'an bugüne yine mührünü basmış birebir aynı cümlelerle.. Devamında ise bu zalimlerin ebedî Cehennemlik olduğunu da açıkça söylüyor.. Allah'a hamdolsun.
ne bir umut var avutacak gönlümü ne tanıdım bir haberci ne haber ne gözlerde bozguncu bakışlar ne dalga seslerinden eser
“ kendi yolunda tıkır tıkır yürüyen bir dünya istemiyordu artık; rayından çıkan her şey; yıkıcı sanat, bozguncu ayaklanmalar, sınırları zorlayan keşifler, delice hevesler, tuhaflıklar deyim yerindeyse onu kendinden geçiriyordu, hem de delilik derecesinde.”
Osmanlı Devleti 17. asrın sonlarında ilk toprak kaybını yaşamış, ilerleyen zamanlarda devlet askerî, ekonomik ve sosyal bakımlardan yavaş yavaş bir çöküşün içine girmiştir. Gerek devlet adamları gerekse eli kalem tutan zevat tarafından zaman zaman devletin içine düştüğü bu durum edebî sahada çeşitli açılardan dile getirilmiştir. Ancak bunlardan en dikkat çekeni sultan III. Mustafa’nın iki beyitlik şiiri olmuştur. Şiirin bu kadar ilgi görmesi ve meşhur olması devletin pek de iç açıcı olmayan hâlinin bizzat devletin en tepesindeki isim tarafından ortaya konulmuş olmasıdır. Zira daha önceki padişahlar tarafından böyle bir durum varsa da dillendirilmemiş, farklı sebeplerle kol kırılmış yen içinde kalmıştır. Padişahın ağzından dökülen ve çokça tekrarlanan şiir daha söylenir söylenmez tanzir edilmeye başlanmıştır. Yıḳılupdur bu cihân ṣanma ki bizde düzele Devleti çarḫ-ı denî virdi ḳamu mübteẕele Şimdi ebvâb-ı saʽâdetde gezen hep ḫaẕele İşimüz ḳaldı hemân merḥamet-i Lem-yezel’e [Bu dünya yıkılıp gitmektedir, bizim zamanımızda düzeleceğini zannetme. Bir de alçak felek devleti büsbütün aşağılık kimselerin eline verdi. Nitekim şimdi saadet kapılarında (devlette) bulunanlar bozguncu ve soysuz kişiler. Artık işimiz Allah’ın merhametine kaldı.]
Sultan III. Mustafa’nın kendisinden söz eden hemen her kaynakta yer alan ve oldukça meşhur olan şiiri şöyledir: Yıḳılupdur bu cihân ṣanma ki bizde düzele Devleti çarḫ-ı denî virdi ḳamu mübteẕele Şimdi ebvâb-ı saʽâdetde gezen hep ḫaẕele İşimüz ḳaldı hemân merḥamet-i Lem-yezel’e [Bu dünya yıkılıp gitmektedir, bizim zamanımızda düzeleceğini zannetme. Bir de alçak felek, devleti büsbütün aşağılık kimselerin eline verdi. Nitekim şimdi saadet kapılarında (devlette) bulunanlar bozguncu ve soysuz kişiler. Artık işimiz Allah’ın merhametine kaldı.]
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.