Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bu, bu ne büyük nimettir bu. Babası hala hayatta olanlar ne şanslı.
Mesele babamla baş başa kalabilme meselesiydi. ... Babamın hikayesi olsun bu. Babamla ava giden küçük benim hikayem olsun.
Reklam
Şimdi düşündüğümde anlıyorum ki bir yetişkinin bir çocuğa sorabileceği en anlamsız soru “Büyüdüğünde ne olmak istiyorsun?” sorusudur. Sanki büyümek bir yerde nihayete eren bir şeydir. Sanki bir noktada bir şey olursun ve bu bir sondur.
"Bir zamanlar hayatıma dair anlatacak pek çok hikâyem olabilirdi ama şimdi bakıyorum da bundan başkası yok. Benim anlatabileceğim tek hikâye bu."
Sayfa 11 - Pegasus
"O akşam benden nasıl korktuğunu gördüm Sadece korkmuş değil... Ama tiksinmiştin. Ve tiksinmekte haklıydın. Ama az önce, birini yargılamadan evvel o kişinin hikâyesini duymak, meseleye bir de onun gözünden bakmak gerektiğini söyledin. İşte benim hikâyem bu. Dövüşmeyi bu şekilde öğrendim. Merhamet göstermeden."
Artemis YayınlarıKitabı okudu
İnsanların benim hakkımdaki düşüncelerine hep çok önem verdim. Her kişiliği bir saplantı şekillendirir. Benimkini şe­killendiren de bu oldu sanırım.
Reklam
benim hikâyem bu kadardı, yağmura kadardı, hem bahçeyi tutuşturacak kadar ateşi yoktu kimsenin
Sayfa 178Kitabı okudu
Kendimiz için güzel olanı tanımlamak:
"Bunu, kendimize şu sorulan sorarak yapmak: Benim gözümde güzel, nedir? Onu nerelerde buluyorum? Onu bulmak için ne yapabilirim? Güzel saydığım anlar, manzaralar, faaliyetler, tecrübeler, tatlar, konuşmalar, onayladığım düşünceler nelerdir? Doğal güzellik nedir, insani güzellik nedir, sanatta ve kültürde güzel nedir, keza teknikte, reel şeylerde ve irreel fantezilerde güzel nedir, heyecanlı durumlardaki ve insanı alıp götüren yaşantılardaki güzel nedir? Bilinçli idrak edildiğinde, her türden güzellik, en büyük zorlukları bile ışığınızla gölgede bırakmanızı, alt etmenizi ve aşmanızı sağlayacak bir güç kaynağına dönüşebilir. Olumlamaya değer olan o şey, korkularla, yaralarla ve travmalarla baş etmeyi sağlamak için vazgeçilmez bir kaynak teşkil eder. Hangi durum da olursanız olun, bir şeyleri olumlamaya açık olmak, hayatın hiç kurumayan bir pınarıdır, oradan daima yeni enerji üretebilirsiniz. Lakin pratik olarak yaşadığımız hayatta, bu saydığımız noktalara birer "halledildi" işareti koyarak tanımlamayız kendimizi, kendi hikayemizi anlatarak tanımlarız. insan, hikayesi ile fark edilir ve başkasıyla karıştırılmayacak bir benlik kazanır: "Bu benim işte, bu benim hikayem." Anlatının akışı içinde arar ve bulur kendini insan."
Bir hikayenin başlangıcı bu. Her seferinde yeni bir hikaye Hayat buluyor parmaklarımın ucunda. Çatısı beliriyor ilk önce. Yapı sağlam olmalı ki bütünü taşıyabilsin. İpekten mi olacak yoksa pamuktan mı, Şehir için mi olacak yoksa sahne için mi? Değişir. Pamuk daha dayanıklı oluyor. İpek ise daha ince ve hafif. Çekiç ve çivi gerekli bir de. Özellikle dikkat etmeli. Sonra dokuma işi başlıyor. En sevdiğim kısım da bu. Üzerine gerilmiş üç naylon iple Önümde duruyor dokuma tezgahı. Tutamdan ipleri üçer üçer alıyorum, Koparmadan düğüm atıyorum. Aynı hareketi binlerce defa tekrar ediyorum. Tek başıma olduğum bu saatleri, Parmaklarımın dans ettiği bu saatleri seviyorum. Bir örgü ve sarmalanma hikayesi yazarken Tuhaf bir bale icra ediyor parmaklarım. Bu benim hikayem. Bana ait değil oysa.
"Hep benim suçum." "Hep senin suçun değil." dedim. "İnsan kendi felaketini seçemez. Kendi felaketine aktif katılım içinde olabilir ama yine de onu seçemez. Yıkılmak için dizilen domino taşları gibiyiz. Biri gelir sana çarpar, seni yıkar ama onu da başka biri yıkmıştır. Biraz tepeden, soğukkanlı bir zaviyeden bakınca göze hoş gelen bir görüntü aslında. Kendi felaketinden bile zevk alabilirsin böylece. O felakette seni diğer insanlara bağlayan şeyi görürsün çünkü. Bu durumda herkes suçlu olduğuna göre hiç kimsenin suçlu olamayacağını anlarsın. Herkes birbirini yıkar. Insana kim vurduya gitmek yakışır."
Sayfa 137 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Biliyorsunuz, bizdeki edebiyat edeb'den gelir. Batı'da bugün sanat ve edebiyat, düpedüz edepsizliktir. Yani bir adam edepsiz değilse ya burjuva olmakla suçlanıyor Batı'da ya ahmak olmakla. Maalesef, bizim edebiyat ve sanatımız da etki altına girmiş bulunuyor. Fakat bu bir boğulma noktasıdır. Ben bu tufanın, bu belanın boğduğu insanlardan biriyim. Üzerinde pres halinde, yığılmış ve birtakım ağır, menfi, şeytani, cinni etkiler altında ezilen bir varlık... Bu varlık, bir himmetle, ilahî bir yardımla bir geçit buluyor ve selâmete çıkıyor. Benim hikâyem bu. İşte bu yazdıklarım da bunların bir yansıması.
Tarih tekerrürden ibaret olmayacaktı. Göz göre göre bir kadına kıyılmasına izin vermeyecektim. Her ne pahasına olursa olsun. Tam şu dakika elime bir adamın kanı bulan bulaşmış olsa bile. Ben Efsun Zorlu, Bu benim hikayem."
Indigo YayınlarıKitabı okudu
Belleğin unutuşa karşı mücadelesi mi sadece. Ne münasebet, bu benim senkronize yalnızlığım.
Hayatının hikâyesini yazmak için öncelikle yaşamış olmak gerekir; yani bu yazdığım, benim hikâyem değildir.
1.182 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.