Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
ABD Destekli İslâm Devleti
...Milliyet Gazetesi'nden Melih Aşık bu durumu şöyle özetliyordu: "Cumhuriyet ilkelerini terk etmiş, Batı'nın her istediğini yapan, ABD destekli bir İslâm Devleti modeli... TC bu doğrultuda yapılanıyor şimdi."
Zaman geçiyor, ben de yavaş yavaş alışıyordum. Artık yeni hayatımın her günkü olayları beni eskisi kadar şaşkınlığa düşürmüyordu. Olaylara, koşullara, çevremdeki insanlara alışıvermiştim. Bu hayata katlanmak belki mümkün değildi, ama bunu bir oldubitti sayıp boyun eğmek gerekti. Henüz çözemediğim birçok meseleyi bir yana bırakmıştım.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
Hıdrellez
En yaygın efsaneye göre Hızır ve İlyas iki kardeştir. Ayrı düşmüş­ler ve Allah dualarını kabul ederek kardeşlere yılda bir kez buluşma izni vermiştir. Hıdrellez günü iki kardeşin buluşma günüdür. Bu günde Hızır'ın kendilerini ziyaret etmesi ve dileklerini kabul etmesi ihti­maline karşı hazırlık yapılarak Hıdrellez kutlanır. Hıdrellez'de kara­da yaşayıp oradaki işlerle ilgilenen İlyas anılmayıp, denizlerde dola­şan kardeş Hızır beklenir. Hızır'dan sağlık dağıtması, uğur, bereket getirmesi, kısmet ve talihi açması, mal ve servet kazandırması dilenir.
Bu anlarda bütün varlığımı hem tatlı, hem de azap veren tuhaf bir duygu kaplardı. Duyduğum bu acıdan adeta övündüğümü hâlâ unutmam;
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Okumak ve Yazmak Hakkında
Ben yalnız da dans etmeyi bilen bir Tanrı'ya inanırdım. Ve şeytanımı gördüğümde, onu gerçekten derin, ağır ve ciddi buldum: Ruhuydu bu ağırlığın, içine düşüyordu her şey. Öfkeyle değil, aksine gülmeyle öldürür insan. Haydi şimdi. Haydi, ağırlığın ruhunu öldürelim. Öğrendim ben yürümeyi, o zamandan beri koşturuyorum kendimi. Öğrendim ben uçmayı, o zamandan itibaren kımıldamak için itilmeye ihtiyacım kalmadı. Şimdi hafifim, şimdi uçuyorum, şimdi kendimi altımda görüyorum, şimdi Tanrı benim içimde dans ediyor.
Sayfa 36 - Kapra YayıncılıkKitabı okuyor
“Uyanmak istemiyorum,” dedi tek göğsümü avucunun içine alıp sıkarken. Kucağında kıvranıyor, onu bunun gerçek olduğuna ikna edebilmeyi diliyordum. “Sen uyanıksın. Bu bir rüya değil.” Ellerini kaydırarak aşağı geldi ve kalçalarımı kavradı. “Sen benim rüyamsın.” Gözleri tamamen kapalıydı ve ona sürtünürken altımda inliyordu. Bizi ayıran tek parça üzerimdeki çamaşırımdı. “Ama bu bir rüya olsaydı, çoktan beni içine almış olurdun.” Kalçalarımı kavrayıp ritmimizi belirlemeye başlayınca başım istemsizce arkaya düştü. Beni kendisine sürtüyordu. Klitorisimin üzerinde onu tüm uzunluğuyla hissediyordum. Bu sürtünme beni baştan çıkarıyordu ama sonra Liam birden durdu. Durmaması için inleyerek ona yalvardım. Ama o doğruldu ve elleriyle yüzümü tuttu. Bir an için bana baktı. Sonra bir an daha.
Sayfa 46
Reklam
"Kadını erkeğin arkasına atan, onunla bir mecliste oturamayan, bir çatı altında kadın erkek birlikte bulunmak gerekince araya perde geren toplum hiç bu çağın toplumu olabilir mi ?"
Sayfa 67 - Literatür YayınlarıKitabı okuyor
Yaşamak, doğmuş olmanın bir sonucundan başka bir şey değildir
Taocu bilge Lao Tzu, bütünlüklü ve nezih bir hayatın küçük bir köyde yaşanabileceğini söyler. Zen’in kurucusu Bodhidharma, dokuz yılını bir mağarada, ortalıkta koşuşturmadan geçirmişti. Pa ra kazanmak, büyümek, gelişmek, endüstri ürünleri yetiştirmek ve bunları nakletmek için endişelenmek çiftçiye uygun bir yol değil dir. Burada olmak, küçük bir tarlaya bakmak, her günün, her bir günün tüm özgürlük ve bolluğuna sahip olmak; tarımın özgün yolu bu olmuş olmalı. Yaşantıyı ikiye bölerek, bir tarafa maddî diğer tarafa da manevî demek daraltıcı ve kafa karıştırıcıdır. İnsanlar yiyeceğe bağımlı olarak yaşamazlar. En nihayetinde, gıdamızı nereden aldığımızı bilemeyiz. Hatta insanlar yiyeceği düşünmeyi bıraksalar daha iyi olurdu. Benzer şekilde, insanlar “yaşamm gerçek anlamı”nı bul mak için kendilerini sıkıntıya sokmaktan vazgeçseler iyi olurdu; büyük manevî soruların yanıtlarını asla bilemeyiz, ama anlamamak iyidir. Doğduk ve yaşamın gerçekliğiyle doğrudan yüzleşmek için dünyada yaşıyoruz. Yaşamak, doğmuş olmanın bir sonucundan başka bir şey de ğildir. İnsanlar yaşamak için her ne yiyorlarsa; insanlar yaşamak için her ne yemeleri gerektiğini düşünüyorlarsa, bu yalnızca dü şünerek buldukları bir şeydir. Dünyanın varoluşu öyledir ki, eğer insanlar, İnsanî iradelerini bir yana bıraksalar ve onun yerine doğa tarafından yönlendirilselerdi, açlıktan öleceklerini düşünmek için hiçbir neden olmazdı.
Sayfa 122
"Onunla birlikteyken her şey çok yolunda," dedi ama ondan uzaktayken sanki canlıların dünyasından dışlanmışım gibi hissediyorum kendimi." "Şey, sabırlı olmalısın," dedi arkadaşı, "hayatı dolu dolu yaşayacaksın, kaderin bu." Lennox susuyordu ve yüzü arkadaşının görmek istemeyeceği kadar asıktı. "Umarım karşına fazla zorluk çıkmaz," diye devam etti arkadaşı; Lennox'u vicdanını rahatsız eden şeyden -her ne ise- kurtarmayı umarak. "Beni... beni cidden sevmediğinden korkuyorum bazen." "Şey, birazcık kuşkudan zarar gelmez. Fazla emin olup da salakça davranmaktan iyidir. Sen onu sevdiğinden emin ol yeter.". "Evet," dedi Lennox asık suratla, "asıl mesele bu."
Sayfa 20
Ruhta, istemekle vazgeçmenin bir med ve cezri (gelgit) vardır, insan ona hâkim olmalı. - Şüphesiz, fakat bu hakimiyet kolay mı? - Kolay değil kâbil. (aynı coğrafi bölgede yaşanan insanlaron oluşturduğu sosyal birimler)
Reklam
Geçen gün, küçük köy tapınağını temizlerken, hayretle duvar da bazı levhaların asılı olduğunu fark ettim. Üzerlerindeki tozu fır çalayıp, silik ve solgun harflere bakınca, düzinelerce haiku* şiiri gördüm. Bunun gibi küçük bir köyde bile, 20-30 kişi haiku yazmış ve bunları burada sunmuşlardı. Bu, eski zamanlarda insanların yaşamlarında ne kadar serbest alana sahip olduklarını gösteriyor. Bu dizelerden bazıları birkaç asırlık olmalı. Çok eski bir zaman olduğuna göre, muhtemelen fakir çiftçilerdi ama yine de haiku yazacak boş zamanları vardı.
Sayfa 121 - Kaos
...Dün, ABD'ye bu sözlerle yüklenen Tayyip, bugün, ABD'nin Irak'ı kolayca işgal etmesi için Meclis'ten tezkere çıkarmaya kalkmış, başaramayınca, limanlarımızı, kara ve denizyollarımızı, demiryollarımızı ABD'lilerin ulaşımına açmış ve "Kahraman askerlerinizin en az bir kayıpla anavatanlarına dönmeleri için dua ediyorum" diyebilmişti.
Bir oğlum olması çok ilgisini çekti; sanki beni daha gerçek, daha elle tutulur biçimde algılayabiliyordu. Şimdiye kadar onun gözünde, gizli işler çeviren gizemli biri, kendi yaşamı olmayan bir adamdım. Birdenbire gerçek bir kişi oluvermiştim. Bir öğrencinin cumartesi akşamı sinemada fen hocasıyla karşılaşmasına benziyordu bu. Öğretmenin de herkes gibi bir insan olduğunu, bir karısı, iki çocuğu olduğunu ve patlamış mısır yediğini keşfetmek şaşırtıcıdır. İnsanları yalnızca tek yönleriyle, bizimle ilintili yanlarıyla tanımaya öylesine alışmışızdır ki, gözden kayboldukları anda onları yok sayarız.
Sayfa 193Kitabı okudu
Cibilliyeti Bozuk ABD
Tayyip, dün, ABD için "cibilliyeti bozuk, karakteri bozuk" tanımlamalarında bulunuyordu. Oysa, aynı günlerde kapalı kapılar ardında ABD'li CIA ajanları, büyükelçilerle sık sık bir araya geliyor, görüşmeler gerçekleştiriyordu. ABD'liler de Tayyip'in kendileri için bu yakıştırmalarda bulunduğunu biliyorlardı.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.