Ben nasıl biriyim nasıl biri oldum böyle? diye defalarca sorar oldum kendime. Son 3 ayda yaşadıklarıma bakıyorum da ne çok hata ne çok yanlış yapmışım. Ben neden böyleyim, neden bu kadar safım 😭😭
İnsanlar bu saflığımı kullanıp yaralıyor beni. Canım yanıyor, içim acıyor. En güvendiğim insanlar bir bir vuruyor beni. Neden bu savaş? Ne istiyorsunuz benden. Kahrolası bu hayata bunca derdi çekmek için mi geldim? Neden bir türlü arkadaştan yana yüzüm gülmedi? Neden Allah'ım neden.
Artık aklımı yitirecegim kimseye güvenemez oldum. Erkeklere kadınlara hep şüpheyle bakar oldum. Biri girecekte hayatıma acıma acı katacak diye korkar oldum. Peki ben temiz miyim? Hiç değilim. Ben seveni sırtından vuran bir kahpeyim! Hislerim hayatıma yön vermek yerine beni yoldan çıkarıyor. Bir çıkış yolu arıyorum, kendimden çıkmak için.
Herkesin ağzında zehir zemberek sözleri sıra sıra canımı yakıyorlar. Ben hiçbir şeyi hak etmiyorum!!! Çok mutsuzum. Yaptiklarimin bedelini ödüyorum. Yaşamak istemiyorum. Ben ne pislik bir insan olmuşum meğer. Ben kimse üzülmesin isterken onlar beni üzmekten hiç cekinmediler. İçim öylesine dolu ki, yok mu aranızda beni çekip vuracak bir kahraman 😭😭😭
A.U
Merhabalar Efendim...!!!
Kahveler hazırlansın...! Biz geldik...!
{Ç News} Yayında..!
Yağışlı ve güzel bir Pazartesi... Bizim için bu havaların yeri ayrıdır..! Yayınımıza yeni olarak Film önerilerini de ekledik. Her gün Yerli ve Yabancı olmak üzere iki film önerisi paylaşacağız.. Edebiyat haberleri, incelemeler, alıntılar, testler, müzik ve
Cemal Süreya gibi hissetmeye başladım.
“1931 yılında doğdum. 1937 yılında annem öldü. 1944 yılında Dostoyevski’yi okudum. O gün bugündür huzurum yoktur. Biyografim budur.”
İzlemek isteyenler için link bırakıyorum.
youtu.be/ERqolOm8GbQ
Böyle bir eseri okuduktan sonra hakkında bir şeyler
*Kadınların yüzlerine değil gözlerine bak. Ama gözlerinin rengine değil, anlamına.*
Budala* Dostoyevski den okudum dördüncü eser.
Bu eserle ilgili neler söyleyebilirim* çok düşündüm.
Kitabımızın kahramanı Budala* Lev Nikolayeviç Mışkin*
Nasıl bir Bulada Mıskin?
Anahtar kelimeler ile ifade etmek gerekirse deneyimsiz,
olağanüstü saflık ve
Bazı kitaplar vardır; kısa, etkileyici ve her sayfasında altının bastırıla bastırıla çizdirilmeye değer cümlelerinin olduğu.
Kafka'nın Milena'ya Mektuplar eserinde genel olarak karşılaştığım bir eleştiri var: "Mektuplar tek taraflı olduğu için sıkılıyorum." Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu adlı eseri de tek taraflı bir eser olmasına rağmen sayfalar akıp gidiyor. Stefan Zweig'in daha önce de birçok kitabını okumuş olmama rağmen insan psikolojisini bu kitaptaki kadar güzel inceleyen, duyguları aktarmada bu kadar başarılı olduğu bir eserine denk gelmediğimi ifade edebilirim. En azından kendi okuduğum eserleri arasında.
Eserin isminden de anlaşılacağı üzere kadının ismi geçmiyor. Tek taraflı bir aşkın nasıl yaşanacağına, nasıl izler bırakacağına, belki de gerçek aşkın ne olduğuna dair bir eser Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu. Ya da diğer bir tabirle: Aşkın Psikolojisi...
Okurken altını çizdiğim satırları da paylaşmak istedim. Daha da çizerdim kitap rengarenk olacak diye korkmasaydım eğer:
"Sana, beni tanımamış olan sana..."
"Ve insan, ölümün gölgesi üzerine düşmüşse eğer, artık yalan söylemez."
"Evet, bütün, ama bütün insanlar beni şımarttılar, bana karşı hepsi iyiydi -yalnızca sen, evet, yalnızca sen beni unuttun, yalnızca sen, beni asla tanımadın!"
"Ölmem sana acı verecek olsaydı eğer, o zaman ölemezdim."
Bir miktar spoiler içerir.
Aforizmalar kitabını incelemeden önce bilmeyenler için aforizmanın kelime anlamına bir bakalım. Aforizma; özlü söz demektir. 1983-1931 yılları arasında yaşamış olan ressam, şair ve filozof Halil Cibran'a ait bu kitabı uzun zamandır merak ediyordum. Eminim birçoklarımız da kitaptan çıkan o güzel alıntıları görünce
Bu kadar tatlı duygular arasından o acı düşünce nasıl doğabilirdi? Güneş ve havadan dolayı sarhoş olduğum halde, özgürlükten başka bir şey nasıl düşünebilirdim ki...
ŞUBAT AYI HİKAYE ETKİNLİĞİ
#104029280
Merhaba. Mahmut Hocanız bu konuşma için beni ilk davet ettiğinde acaba insanların benim için vakitlerinden ayıracağı kadar ne başardım diye çok sorguladım kendimi. Sürekli cevap aradığım sorulara bir yenisini eklediği için öğretmeninize teşekkür ederim. Bugün 27 Mayıs 2051
HAYAL KIRIKLIKLARI
Genç Werther’i okuyanların intihar ederek öldüğüne şahit olan bu dünya, Huzursuzluğun Kitabı’nı okuduktan sonra intihar edenlerle karşılaşmamışsa, bu işte bir terslik var demektir.
Şimdinin taş kesilmiş saydam duvarının içinden geçen ellerimiz, geçmişe kök salmış bir ağaç gibi sızlarken, ‘’Asla bir geleceğe sahip olmamış