Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Namaz Sancıma İlaç
Birçok tembellerden ve namazı terk etmiş kimselerden duyuyoruz, diyorlar ki: Cenabı Hakk'ın bizim ibadetimize ne ihtiyacı var ki, Kur'an'da çok ısrarla bizden ibadet istiyor? Ve yine diyor- lar ki: Neden Kur'an, namaz kılmayanları Cehennem gibi dehşetli bir ceza ile tehdit ediyor? Kur'an'm o güzel ve tatlı iladesine bu hiddet ve şiddet nasıl yakışıyor? Isterseniz önce birinci suâlin cevabını verelim: Cernabı Hak, hiçbir şeye muhtaç olmadığı gibi, bizim ibadetimize de muhtaç değil. İbadete muhtaç olan biziz. Çünkü sen ve ben mänen hastayız. İbadet ise manevi yara- larımıza ilaç ve merhem hukmündedir. Şefkatli bir doktor, hastasına faydalı ilaçları içirmek için ısrar etse, hasta o sel- katli hekime: Senin ne ihtiyacın var, bana bunları içirmek için ısrar ediyorsun? dese, ne kadar manasız konuşmuş olur, değil mi? İşte "Cenabı Hakk'ın benim ibadetime ne ihtiyacı var. benden ısrarla namaz istiyor" diyen ondan daha çok manasız ve mantıksız konuşmuş olur. Çünkü ilacı içmek, doktorun değil, hastanın menfaatinedir.
Soframda, yatağımda, çalışma masamda bir misafir, dişleri hiddet ve kinden kısık, gözlerinde boşa gitmiş bir ömrün bütün bıkkınlığı toplanan bir zavallı vardı ve bana pişmanlığın şuuruyla kısılmış sesi durmadan fısıldıyordu: “Ömrünü, ömrünü ne yaptın?” Ve ben bütün uzviyetimde bir yılan gibi gezen bu zehirli sesin tembihi altında yapacağımı unutuyor, ânı ve mekânı unutuyor, başta kendim olmak üzere her şeyden, yaşanmış ömrümden, gelecek senelerimden, bütün etrafımdan nefret ediyor, kaçmak, kaybolmak, kurtulmak istiyordum.
Reklam
Ama özlemle beklediği şey yalnız mucize değildi: Adaletin, hakkın tecellisini gör mek istiyordu, yüce saydığı birisinin şanı, şerefi çiğnenmişti. Neden olmuştu? Kimin hükmüydü bu?.. Kim verebiliyordu bu kararı?.. Alyoşa'nın tecrübesiz, tertemiz kalbini hırpalayan sorular bunlardı. Kutsalların kutsalı bir varlığın, ondan çok aşağı, düşüncesiz bir kitlenin eğlencesi oluşuna incinmemesi, hatta hiddet duymaması mümkün değildi. Mucize ya da mucizeye benzer bu hava olmayabilir, nice zamandır umdukları hemen gerçekleşmeyebilirdi, ama bu şerefsizliğe, rezalete, zehir saçan rahiplerin dedikleri gibi, "doğadan öne geçen" çürümeye ne gerek vardı? Ferapont Baba'yla birlikte sevine sevine çığırtkanlığını ettikleri "işaret"in nedeni neydi? Neden kendilerinde istedikleri gibi hüküm verebilecekleri kanısı uyanmıştı? Tanrısal, Kutsal Güç neredeydi, neden "en önemli anda" kendini çekerek kör, dilsiz, acımasız doğa yasalarına boyun eğmeye razı olmuştu?
Sayfa 453 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Oyunun insanları nasıl baştan çıkarıp kendisine çektiğini idrak edemiyordu. Her şeyden büyük bir gizemdi bu. Oyunun gücünü anlayamıyordu. Bedenlerin bu şekilde zalimce zorlanmasından ve gerilmesinden, o hiddet dolu kenetlenmelerden, daha da şiddetli yumruklardan, feci yaralardan Joe ne gibi bir haz duyuyor olabilirdi?
80 syf.
·
Puan vermedi
Öncelikle kitap savaşı ve savaş psikolojisini çok başarılı bir şekilde ele almış. Kitap kısa fakat konuyu işleyiş açısından oldukça ağır. Kitabın ilk bölümünde savaşı bizzat cephede yaşamış bir askerin günlüğünden okuyoruz ikinci kısımda ise bu günlüğü kardeşi devam ettiriyor.savaşı iki taraflı ele alması kitabı çok daha başarılı kılmış.Kitap İlk bölümünde savaş ortamını ve savaşın yarattığı psikolojik çöküntüyü kitabın içindeymişcesine hissettiriyor.ikinci bölümde ise savaşın insanı ne denli çaresiz hissettirdiği oldukça güzel işlenmiş. Özellikle bu kısmı okurken savaş nefretini sonuna kadar hissettim: "Bazı zamanlar beynimi sıkıştıran bu denli halkaların işkencesine daha fazla katlanamiyorum; önüne geçilmez bir kuvvetle sokağa koşup insanların toplandığı meydana çıkmak ve bağırmak istiyorum: -ya şimdi savaşı bitirirsiniz,ya da ... Ya da ne? Akıllarını başlarına toplamalarini sağlayacak, yüksek sesle söylenecek Yeni yalanlarla cevaplanmayacak kelime kaldı mı dünyada? Ya da önlerinde diz çöküp ağlamak mi gerek? Ama zaten yüz binler gözyaşlarıyla yıkamiyor mu dünyayı,faydası var mı hiç? Ya da gözleri önünde kendini öldürmek mi gerekiyor? Öldürmek! Her gün binler ölüyor,peki bunun faydası var mı? Güçsüzlüğümü bu şekilde hissettiğimde bir hiddet ele geçiriyor beni,nefret ettiğim savaşın hiddetli."(S48) Kesinlikle okunmasını tavsiye ettiğim ama sağlam piskolojiyle okunması gereken bir kitap.
Kızıl Kahkaha
Kızıl KahkahaLeonid Andreyev · İş Bankası Kültür Yayınları · 20195,3bin okunma
MUS’AB BİN UMEYR’İN (R.A.) İSLÂM’A HİZMETLERİ
İslâm dini, Arabistan’ın her tarafında ve husûsiyle de Medîne-i Münevvere’de pek süratle yayılmakta idi. Evs ve Hazrec kabileleri Ashâb-ı Kirâm’dan birinin Medîne’ye gönderilmesini talep ettiler. Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz, onlara, Kur’ân-ı Kerîm’i ve İslâm âdâbını öğretmek üzere Mus‘ab bin Umeyr’i (r.a.) gönderdi. Hz. Mus‘ab (r.a.),
Reklam
MUS‘AB BİN UMEYR’İN (R.A.) İSLÂM’A HİZMETLERİ -1
İslâm dini, Arabistan’ın her tarafında ve husûsiyle de Medîne-i Münevvere’de pek süratle yayılmakta idi. Evs ve Hazrec kabileleri Ashâb-ı Kirâm’dan birinin Medîne’ye gönderilmesini talep ettiler. Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz, onlara, Kur’ân-ı Kerîm’i ve İslâm âdâbını öğretmek üzere Mus‘ab bin Umeyr’i (r.a.) gönderdi. Hz. Mus‘ab (r.a.),
96 syf.
9/10 puan verdi
Oscar Wilde ile Dorian Gray'in Portresi kitabıyla tanıştım ve tabii ki beni sarsan bir bakıma da ters köşe yapan bir kitaptı ama okuduğum en değerli eserler arasına alabilirim. Ve böyle düşünüyorken, başka eserlerini okumaya karar verdim ve o eser ise... Duygularımın anlatmaya yetmeyeceği bir eser: Reading Zindanı Baladı. Ah bir bilseniz
Reading Zindanı Baladı
Reading Zindanı BaladıOscar Wilde · Everest Yayınları · 20173,903 okunma
134 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Okunmalı...
Sait Faik yalnız bir adamdır,yaşamın tekdüzeliğinden sıkılmış,yanlız ama mutlu bir adam...İyi bir gözlemcidir ;yaşamı ve insanın hallerini seyreder,öyküleri gerçek yaşamından gözlemlerinden kesitlerdir, kurgu yok gibidir.Derin bir insan,hayvan ve doğa sevgisine sahiptir,bunu eserlerine sade akıcı ve samimi bir dille yansıtır. Bir ada insanı
Son Kuşlar
Son KuşlarSait Faik Abasıyanık · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201913,6bin okunma
Ulen geline çatmak için bir neden daha sjsjsjsj
yeni gelinin yanında getirdiği bu garip aleti kullanması hiç hoş karşılanmıyor, özellikle tutucu ve dindar çevrelerde. "Allah insanlara doğal çatal, yani parmaklarını vermiştir. Sen kimsin ki madenden mamul yapay nesnelerle onun tasarımını sorguluyorsun?" diye bayağı hiddet yapıyorlar. Aslında "Çatalın yaptığını her şeyi parmak da yapabildiğine göre pratik fayda sağlamayan, sadece görüntüyü kurtaran bir alet bu. Ne gerek var kanki bunu kullanmana?" falan deseler, belki daha somut eleştirmiş olacaklar ya, neyse.
Reklam
192 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
İyilikle Değişir Dünya 192 syf. Kitabın yazarını sanırım bilmeyen yoktur. Sosyal medyada (Instagram ve YouTube) kanallarında birden ortaya çıkıp bazen yardım istiyor bazen de yardım ediyor. Ben ilk sosyal medyada gördüğümde yardım istiyordu bir nevi halkımızın ne kadar yardımsever olduğunu deniyordu diyebiliriz. İlerleyen zamanlarda tekrar bir
İyilikle Değişir Dünya
İyilikle Değişir DünyaEmirhan Özhan · Yediveren Yayınları · 202313 okunma
“Hayalinden geçen bütün bu anılar onda hiçbir duygu uyandırmıyordu. Ne acıma ne hiddet ne de herhangi bir arzu… Hepsi, başlayacak, hatta başlamış olanlara göre öyle küçük, öyle önemsizdi ki!..”
Sayfa 154Kitabı okudu
Kendisine herhangi bir şekilde yardım edilip kurtarılabileceği düşüncesi kafasından o kadar uzaktı ve dünyada kendisiyle meşgul olabilecek bir insan bulunabileceği ihtimali ona öyle yabancı idi ki bu bitip tükenmez yürüyüşte onun kütleşen sinirlerini ne bir ümit ne bir hiddet kıvılcımı harekete getirebiliyordu.
Sayfa 113
949 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.