Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?! ~⁠_⁠~
İşin en hayret edilecek tarafı ise Tanju isimli bu züppenin yüzünde kapkara, darmadağınık bir SAKALI bulunması idi. Biraz evvel "sakallılara ölüm!" diye bağırıp, çağıran mini etekli kızlar, kara sakallı Tanju'yu aralarına oturtmuşlar, ona biraz daha güzel görünmek için fıkır fıkır kaynıyorlardı.Tanju: - Kızlar, karan verdim. Sakalı kesiyorum, dedi. Kızlar hep bir ağızdan: -Aaa... Vallahi Tanju, cinayet olur bu. Sana öyle yakışıyor ki sakal. Diye itiraz ettiler. - Biliyor musun? dedi. Bu hâlinle Herkül gibi azametli ve heybetlisin... Sonra seni bütün kızlar, protesto ederiz, karışmam. Bilâl, bu acınacak mahlûkların gülünç halleriyle için için alay etmekten kendini alamadı. Fakat bir yandan da her zaman olduğu gibi, kalbinde derin bir köşenin yine onlar için sızladığını hissetmekteydi.
Umumi ahlâk, umumi terbiye namına tepeden tırnağa örtüler altına soktuğumuz, kafes arkalarında hapsettiğimiz Türk kadınına, milli namusun yüzüne tükürür gibi, sokaklarda hayâsızca laf atmak... Sonra da Avrupalılar, kadınlarımıza niçin çarşaf giydirdiğimizi sorunca: "Kendilerine karşı beslediğimiz saygıdan..." cevabını vermek.... O ne perhiz, bu ne lahana turşusu?... Bunların birbirine taban tabana zıt şeyler olduğunu hiç değilse itiraf etmeliyiz...
Sayfa 70 - İnkılâp YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Umumi ahlâk, umumi terbiye namına tepeden tınağa örtüler altına soktuğumuz, kafes arkalarında hapsettiğimiz Türk kadınına, milli namusun yüzüne tükürür gibi, sokaklarda hayâsızca laf atmak... Sonra da Avrupalılar, kadınlarımıza niçin çarşaf giydirdiğimizi sorunca: «kendilerine karşı beslediğimiz saygıdan... cevabını vermek... O ne perhiz, bu ne lâhana turşusu?... Bunların birbirine taban tabana zıt şeyler olduğunu hiç değilse itiraf etmeliyiz...
Bu Ne Perhiz Bu Ne Lahana Turşusu
Tanzanya'nın %60'ı Hristiyan ama Cumhurbaşkanı Müslüman bir kadın. Aynı zamanda komünist rejimle yönetildikleri için ülkeye eşitlikçi bir anlayış hâkim.
Umumi ahlak, umumi terbiye namına tepeden tırnağa örtüler altına soktuğumuz, kafes arkalarında hapsettiğimiz Türk kadınına, milli namusun yüzüne tükürür gibi, sokaklarda hayâsızca laf atmak... Sonra da Avrupalılar, kadınlarımıza niçin çarşaf giydirdiğimizi sorunca: "Kendilerine karşı beslediğimiz saygıdan..." cevabını vermek... O ne perhiz, bu ne lahana turşusu?.. Bunların birbirine taban tabana zıt şeyler olduğunu hiç değilse itiraf etmeliyiz...
Hemen söyleyeyim: Kırmızı pantolonlu At Pazarı "İslâmcı" erkekleri gibi, başörtüsünün bağlama şeklini veya bonesinin rengini filan eleştirmek değil burada amacım. Ben bir "şuur" eleştirisi yapıorum, "şekil" eleştirisi değil. Zira başörtüsü eleştirisi yapmanın bile içini boşalttılar. Başörtüsü tenkidi, onu takan hanımın şuuru ve dünya görüşüyle birlikte yapılmalıdır. Oysa şimdi, özellikle "İslami" camianın erkekleri; başörtülülerin bonesinin rengi yahud feracesinin uzunluğuna bakarak sözüm ona eleştiri yapıyorlar. Sanki kendimiz erkek gibi Müslüman olduk, erkek tesettürüne riayet ettik de, başörtüsünün rengine kumaşına kaldı iş. Hele "dünyanın en mükemmel kadını; Hazret-i Aişe anamızın yolunun yolcusu!" diyerek methettiği bir hatun kendisine yüz vermeyince, hemen başörtüsünün renginden, feracesinin kumaşından sallandırıp aforoz eden yeni yetmeler var ki, evlere şenlik. Bunların yaz gelince diz kapaklarını milimi milimine geçen kısa pantolonlar giyip kıllı bacaklarını sergileyen cinsleri de var üstelik. Madem karşı cinsin tesettüründe bu kadar detaycısın, bu ne hal kardeş? Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu diye sorası geliyor insanın. Sen erkek olarak kendi tesettürüne ancak ucu ucuna riayet ediyorsun, karşındaki bayan da ucu ucuna tesettüre riayet ediyor işte; sana ne?
Reklam
Sen demedin miydi esnafa eşrafa hayatta çökmez Deccal, çökenlere çöker, bu yüzden de görülse bile görülmez emniyetin nazarında diye? Sana da tuhaf gelmiyor mu böyle bakınca? Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu oğlum?
Bu Ne Perhiz Bu Ne Lahana Turşusu
*** Ekber için, avlanmaktan hiç vazgeçmese de, vejetaryenlik uğraşı bir saplantı haline geldi.
Bu Ne Perhiz Bu Ne Lahana Turşusu
Fetullah Gülen, Küçük dünyasında adeta kendisini evliyalar üstü gösteriyor. Arkadaşlarının yattığı yöne, Kitaplarının bulunduğu istikamete, kıbleye karşı ve babasının kilometrelerce ötede bulunduğu tarafa ayaklarını uzatamayarak günlerce yatıp uyuyamayan... Giydiği çoraplardan, kullandığı mendillere kadar bir çok eşyaları daha küçüklüğünden beri çok büyük alim olacağı düşünülerek aile efradı ve diğerlerince kapışılıp saklanan... Kısaca, bir karıncayı bile incitmek şöyle dursun, değil bir karınca bir pireye bile haksızlık yapmadığı, aylarca, yıllarca defalarca lanse edilen Fetullah Gülen, nüfustaki yaşını büyüterek, devlet memuru oluyordu. Böylece haksız yere bir başkasının yerine göreve başladığı yetmiyormuş gibi üç sene öncesinden de hakkı olmayan maaşı cebe indirmeye başlıyordu.
Sayfa 131Kitabı okudu
Genel terbiye ve genel ahlak adına örtünmeleri istenen Müslüman Türk kadınlarına milli namusun yüzüne tükürür gibi aşağılayarak söz söylemek... Sonra da örtünme nedenini soran Avrupalılara, "Kadınların namusuna olan saygımızdan..." yanıtını vermek... Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu! Bunların büyük çelişki olduğunu en azından itiraf etmeliyiz.
Reklam
19 Nisan 07
Maraş'ta Sütçü Imam o kurşunu niye sıktı? Şerefsiz bir düşman askeri, Müslüman bir kadının başörtüsüne el uzattı diye! Şimdi de ulusalcı güruh 'Çankaya'da başörtüsü istemiyoruz!' diyor. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu birader? Kim kandırdı seni zavallı halkım? Açıkçası, başbakana ve partisine bir sempatim yok. Hatta kuşkulandığım bazı önemli meseleler var. Fakat şu statükocu zihniyeti de anlayamıyorum: Adamın cumhurbaşkanı olmasını bir türlü içlerine sindiremiyorlar. İyi de sistem böyle işliyor: anayasaya uygun: meclis kimi seçerse, o cumhurbaşkanı olur, ne var bunda? Ama bunların derdi başka: kendilerinden biri seçilseydi sorun yoktu; istemedikleri biri seçilecek oldu mu, cumhuriyetin tehlikede olduğundan bahsetmeye başlıyorlar. Arkadaş, ya dünyadaki emperyalist sisteme tümüyle karşı çıkacak kadar delikanlı olun ya da bu sistemin zavallı bir çarkı olmuşken, işinize gelmeyen gelişmeler olduğunda 'Cumhuriyet tehlikede!' çığlıkları atmayın: komik oluyorsunuz Sinağrit Baba sizin oltanıza kendini kaptırsa bile, sandalda çırpınırken görür hakikati: siz bu imtihanı kaybettiniz ey statükocular!
Sayfa 156 - İz YayınlarıKitabı okudu
80 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.