_İnsan, kim olduğunu ancak felakete uğradığında gerçekten anlıyor.
_Önemsiz bir şahsiyet olan bu Habsburglu kadının kurduğu neşeli, tasasız oyun dünyasına devrim dalıvermeseydi, o da gelmiş geçmiş yüz milyon kadın gibi sakin sakin yaşayıp gidecekti. Dans edecek, sevecek, gülecek, süslenecek, çocuklar doğuracak, en sonunda da sessizce bir yatağa
Dostoyevski’nin eserleriyle birlikte birçok karakter tanıdım. Kimisine acıdım kimisini çok sevdim. Yaptıkları kötülüklere rağmen tüm romanlarında içlerinde bir parça iyilik buldum saf bir kötülüğü barındırdığını düşündüğüm karakter olmadı. Suç ve Ceza ile tanıştığımız Raskolnikov, Ezilenler kitabındaki Prens bile tüm çirkinliği ile karşımızda dururken bir parça iyilik merhamet ve affetme duyguları hissedilebilirdi. Krillov’un ölüm ile ilgili sözünü bu sefer ben değiştirerek sizlere aktaracağım çünkü bu karakterleri bu şekilde tanımlayabiliyorum. Bir değil tam iki karakter var insanı dehşete düşüren bunlardan biri çok küçük, öbürü çok büyük bir karakter. Yalnız küçük olan da çok büyük. Sanırım kitabı okumuş olan okurlar kimlerden bahsettiğimi anlamıştır. Benim için bu kitabı Dostoyevski’nin diğer eserlerinden ayıran işte bu iki karakterdir. Bir de sözün sahibi Krillov, en azından konuştuklarının dinlenmesini hak ediyor.
Stefan Zweig Stefan Zweig yapılan tüm suçların, uçurumdan atlamayı ve dibi görmeyi bu karakterler için zorunlu olduğunu düşünmüştür. Ancak bu şekilde saflığı doğurabilecektir bu karakterler. “
Fyodor Dostoyevski’nin kahramanları ancak yeni insanı doğurdukları zaman gerçek camianın içine girerler.
Honore de Balzac’ta kahraman toplumu hakimiyeti altına aldığı zaman zaferini kutlar,
Charles Dickens’ta ise sosyal sınıfa, burjuva hayatına, aileye, iş yaşamına iyice uyum sağladıktan sonra.” demektedir yazar. Düşüncelerine katılıyor muyum bilmiyorum ama karakter gereçten en uç noktaları yaşıyor ve en sonunda düşünceyi doğuruyor Dostoyevski’nin bu kitabında da. Belki de en dibin bile en dibini bu kitapta görüyorlardır.
EcinnilerFyodor Dostoyevski · Türkiye Kültür İş Bankası Yayınları · 20195,5bin okunma
Bu kitabın incelemesini yapmayı çok düşündüm, çok denedim. Olmadı. Zira bu kitabın yeri ben de çok ayrı. O kadar derinden bağlıyım ki, sanki bu kitabı yazan Stefan değil de benim. Kaç defa okuduğumu bilmiyorum. Şimdi yeniden başladım. Bu sefer daha da değişik hislerim. Çünkü bu sefer farklı bir şey oldu ve ben ilk defa bu kitaptaki o kadının
Stefan Zweig'i okumayı çok severim ama bu kitabında hayal kırıklığı yaşadım.Kitapta Mürebbiye,Yaz Novellası,Geç Ödenen Borç,Kadın ve Yeryüzü olarak 4 öykü var.Öykülerde bir bütünlük yoktu ve beni içine çekmedi.Zweig'in kitapları her zaman kısa olmasına rağmen vurucudur,duyguyu çok hızlı geçirir okurken,fakat bu sefer öyle olmadı.
MürebbiyeStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202126,3bin okunma
Daha önce birçok Stefan Zweig kitabı okudum ancak hiçbirinde böyle sıkılmamıştım. 70 sayfalık kitap resmen elimde süründü. Kısa hikâyeleri olmasına rağmen sürükleyicilik yoktu. Zweig bu sefer beklentimi karşılamadı. Üzgünüm...
Ay Işığı SokağıStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202167bin okunma
Zweıg Şaşırttı bu kez...!
Gerçek bir zweıg okuru olarak elime geçen her kitabını tereddütsüz okumaya başlayan biri olarak diyebilirim ki , ilk kez bir zweıg kitabını bitirdikten sonra keşke okumadan önce incelemelere göz atsaydım dedim.
Zweıg eserlerindeki o tutku, derinlik, sıradan bir olayı bile sıradışı bir yoğunlukla anlatım, az sayfayla çok şey anlatma...
Bunların hiçbirini bulamadım bu eserinde.
Kitap birkaç öyküden oluşuyor ve bunlar oldukça sığ öyküler.
İçerik ve verilmek istenen mesaj üzerinde biraz düşündürüyor,çünkü diğer eserlerinde her duyguyu ve mesajı öyle bir netlik, derinlik ve çarpıcı bir tutkuyla aktarıyor ki..
Korkuyu, ihtirası,hırsı, içsel çalkantıları, aşkı, tutkuyu...
Zweıgın her bir kitabını bitirdikten sonra en az bir duyguyu en derininize işleyecek şekilde kahramanlarıyla yaşıyorsunuz.
-'Ay ışığı sokağı' ndan çok Zweıgın diğer kitaplarına genel Bi bakış gibi oldu ama kitapta umduğumu bulamayınca, ne bulamadığımı yazmak durumunda kaldım galiba. -
Toparlamak gerekirse,
okunmasa da çok şey kaybettirmeyecek kitaplardan.. Çerez niyetine okumalık..
Ha bide, henüz zweıg kitabı okumamışsanız
Stefan zweıg okumaya bu kitaptan başlamayın derim..!
Diğer muhteşem eserlerine karşı negatif Bi peşin hükme varmanızı istemem,
Çünkü stefan zweıg mutlaka okunmalı ve okutulması gereken bir yazar..
Uslanmaz bir zweıg okuru olarak söylüyorum ;-)
iyi okumalar 1K ailesi..
Ay Işığı SokağıStefan Zweig · Venedik Yayınları · 201967bin okunma
Kitabı yarısına kadar okumaya çalışsam da zamanım çok değerli dostlar. Okuyacak daha güzel milyonlarca kitap var, benim tarzım değil. Okumaya gerek olmayan bir Zweig kitabı. Kusura bakma Zweig, bu sefer olmadı.Tanrı sana merhamet etsin...