Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Herkes Herkesi Muhakkak Aldatır
Barlar sokağının henüz barlar sokağı olmadığı zamanlarda o sokaktaki bir apartmandaydı evim. Karşı çaprazımızda sokağın o zamanki tek barı olan 6.45, alt katımızda Leydi Bayan Kuaförü, onun yanında da Özdemir'in dövmeci dükkânı vardı. Leydi abinin de Özdemir'in de pek iş yapamamalarından ve benim de yazları ekseriyetle işsiz it gibi yapacak hiçbir
Bir Mektup
Yıllar bana senin adını unutturmadı dostum gözlerimin içinde duran ve herkese kendini söyleyen adını. Senin adını mırıldanıyordum öğle üstü, hava o kadar sıcaktı ki, saçlarımın arası bile güneşlerle doluydu. Dağ çiçeklerinin arasından geçtim, dereye ayaklarımı soktum, durmadan senin adını mırıldandım. Dostum, kaygılar, yolculuk edecek
Sayfa 203Kitabı okudu
Reklam
Hadi kızım Allah rahatlık versin. Dua etmeyi sakın unutma. Yoksa kabus görürsün. Şeytan gelip seni dürter, aklına bin türlü fesatlık sokar. De ki; Tanrım beni uslu bir çocuk yap. Annemi ve babamı üzmeyeyim. Günaha girmeyeyim. Beni cehennemde yakma. Cennetine kabul et. Kötülüklerden, şeytandan, sana sığınırım. Esma zaten daha bunları duyunca ödü kopmuştu bile. Yatağa uzandı. Annesi üzerini örttü. Anneciğim sana bir şey sorabilir miyim? Sor kızım. Söylesene anne, Tanrı benim çok yakın bir dostum mu? Yoksa beni cezalandırma ve cehennemde yakma hakkına sahip bir düşman mı? Hem ondan korkup hem ona nasıl güvenebilirim? İnsan hiç sevdiği dostundan korkar mı? Ayrıca bu büyükler nereden biliyorlar da habire onun adına konuşuyorlar? Onlar böyle ağızlarına geleni söylerken hiç düşünüyorlar mı acaba, Tanrı onların bu saçmalıklarını duyuyor diye. Belki de tüm bunların karşısında Tanrı'nın sessizliği, bunca abuk subuk düşünceyle uğraşmak istemediği içindir. Belki de diyordur ki "Şu büyüklerin sesini biraz kıssam da, dünyada sadece çocukların düşleri mi kalsa acaba?" Ha anne?
Sayfa 95 - NotaBene Yayınları - 1. BaskıKitabı okudu
Neden sonra oğlanı gördü. Bir tokmağa çökmüştü. Arkasındaki camdan güneş yağıyordu üstüne; yüzünün çizgileri tamatamına seçilemiyordu. İnce, sarı saçları, omuzlarına dökülmüştü. Çıplak etine meşin bir yelek giymişti. Omuzları gösterişsiz, dar, ama erkeksiydi. -İşte kızımız! dedi Satıcı. Sesi incelmiş, yaranışlı olmuştu yine. -Neymiş derdi?
Sayfa 64 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
“Ey Şems-i Tebrizi, kapıya gel hele...” Türbenin girişinde ince sakallı, aydınlık yüzlü genç bir adam karşıladı beni. Kibar bir tavırla ayakkabılarımı çıkartmamı, başımı örtmemi rica etti. Eğer başörtüm yoksa kendileri verebilirmiş. Boynumdaki duman rengi uzun fuları çözerken, “Var,” diyerek, teşekkür ettim. Başımı örttükten sonra,
"Her şey eskisi gibi, sadece biz değiliz!"
Şu köşede de kadının vaktiyle kendini adamdan geri çektiği kanepe duruyordu: Alevlenip canlanan ihtirastan tutuşmuş halde şimdi her yerde kadına ait işaretler ve mesajlar hissediyordu ve o kadın şimdi yanında durmuş ağır ağır nefes alıyordu, anlaşılmaz bakışlarını ondan kaçırıyordu. Bu odaya yıllar öncesinden bütün ağırlığıyla çökmüş olan
Reklam
_Rüyamda bir kelebek olduğumu mu gördüm, yoksa şu an insan olduğumu düşleyen bir kelebek miyim, bilmiyorum. Chuang Tzu _Mükemmel bir insanın zihni ayna gibidir. Hiçbir şeyi kavramaz ve hiçbir şeyi ummaz. Böylece mükemmel insan hayatın içinde hiçbir çaba harcamadan hareket eder. ****** _Kalpteki incelik sevgi yaratır; sözlerdeki incelik güven
18 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.