Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dostoyevski'nin Anna Karenina incelemesi!
Başlangıçta çok beğendim; başımı kaldıramıyordum; ayrıntılarına kadar bayağı hoşlanmıştım; ancak bütününde ilgim azaldı. Bunu bir yerlerde okumuşum gibi gelmişti bana, evet, hâlâ belleklerde tazeliğini koruyan, Kont Tolstoy'un Çocukluk ve Delikanlılık, Savaş ve Barış adlı yapıtlarında da aynı hava vardı. Konusu farklı olmakla birlikte Rus
Sayfa 701 - 702, 703, 704, 705, 706, 707, 708, 709, 710, 711, 712 Yapı Kredi Yayınları
Duygular insanın içinde kendiliğinden varolmaz. Onları Yaratıcı yaratır.
"Kedi aç galiba, miyavlıyor, dedim ve besledim." "Hayır Kırmızı. "Kedi aç demek bir düşüncedir. Benim sor- duğum senin içinde oluşan şey..." "Hımm, kedinin acıklı sesini duyunca içim buruldu. Evet, acıma diyebilirim. Evet, evet acıma hissi ona karşı hissettiğim buydu. "Hadi şimdi bunu da käğıda
Sayfa 298Kitabı okudu
Reklam
_Hayat, sürprizlerle dolu bir kumardır ve hayatın ne olduğunu sadece kumarbazlar bilir. _Eğer cesur değilsen samimi olamazsın, sevemezsin, güvenemezsin, gerçeğin peşine düşemezsin. O yüzden önce cesaret gelir. Ve diğer her şey onu izler. _Risk al. Belirsizlik deme; merak de. Güvencesizlik deme; özgürlük de. Bu güvencesizlik, hayatın
Masadakilere veda ettik ve Gideon'ın eli belimin arkasında, restorandan çıktık. Elini orama koymasına bayılıyordum; sarsılmaz dokunuşu yönlendiriyordu beni. Sahipleniciydi. Angus Bentley'yle bekliyordu yolun kenarında. Fırsattan istifade bir sürü fotoğrafımızı çeken paparazziler de öyle. Arka koltuğa yerleşip trafiğin içine
Sayfa 142
GENÇ ŞAİRLERE ÖĞÜTLER
Bu çalışmanın değişik yerlerinde Joachim du Bellay, Nerval, Charles Baudelaire ve Mayakovski gibi dört önemli şair ve kuramcının genç şairlere öğütleri yer aldı. Onları bir araya toplamakta yarar var. Bunlara, Dağlarca'nın öğütlerini ve gerek şair, gerek şiir araştırmacısı olarak elli yıla yakın bir süre şiir üstüne çalıştığım için, kendi
Sayfa 633
Nasıl yaşamıştım acaba ben onsuz? "Senin için yanıp tutuşuyorum" dedi boğuk bir sesle. "Sü-rekli seni istiyor canım. Parmaklarını şıklatsan sertleşiyorum." Aralık ağzımdan çıkan nefesimi soluyarak dilini altdudağımın kenarında gezdirdi. "Geldiğim zaman senin için geliyorum. Senin yüzünden, ağzının, ellerinin ve o doymak
Sayfa 38
Reklam
(türkü) bugün ben bir güzel gördüm bakar cennet sarayından kamaştı gözümün nuru onun hüsnü cemalinden bahçanın kapısın açtım sanırsın cennete düştüm sevdim coştum helallaştım bûse aldım yanağından salındı bahçaya girdi çiçekler selâma durdu mor menekşe boyun eğdi gül kızardı hicabından
Bende gördüm, keşişin bahçesini:)
Bugün Ermenilerle anılan birçok coğrafi mekan var, yer var. İşte keşişin tarlası diyor, Agop'un dükkanı diyor. Ermenilerin yaşadığı her köyde, her kasabada onların isimleriyle anılan mekanlar var ve hala onların isimleriyle anılıyor. Biz bugün Kürtçe yer isimlerinin geri verilmesini talep ediyoruz. Bu istediğimiz yer isimlerinin birçoğu da Ermenicedir aslında Ermenicenin de korunmasını istiyoruz bir anlamda. Buda güzel bir şey aslında ve bunu kötü değerlendiremeyiz. Tekrardan iadesini istediğimiz Ermenice isimli köyleri günlük yaşamımızda kullanıyoruz. Ben gittim Doğubayazıt'ta, İshakpaşa Sarayından aşağı bakıyordum, hemen altında yeşillik bir alan var. Burası neresi diye sordum? Cevap; Keşişin Bahçesi. İsmi böyle, Keşişin Bahçesi. Müslümanlarda keşiş yok, büyük ihtimalle Ermenilerden kalan bir yerden bahsediyoruz. Bu mekanlar üzerinden o hafıza devam ediyor
Sayfa 35
_Yaşam, ufacık şeylerden, küçük mutluluklardan oluşuyor. Hiçbir şey büyük ve kutsal değil. O yüzden sözde büyük olan şeylere ilgi duyarsan yaşamı ıskalarsın. Yaşam bir bardak çayı yudumlamak, bir dostla sohbet etmek, sabah yürüyüşe çıkmaktır, ama illa belli bir yere doğru değil, amaçsız, son belirlemeden hareket etmektir. Böylece herhangi bir
İşte o günlerde ben, asla unutamayacağım bir şeye tanık oldum. Tarlanın kenarında, buğday sapları arasında, özellikle o yaz pek güzel açmış beyaz, pembe renkli; iri yapraklı gülhatmi çiçekleri vardı. Ekinleri biçerken onlar da devriliyordu önümüzde. Aliman işte bu çiçeklerden koca bir demet toplamıştı. Bunları, bana göstermemeye çalışarak bir yere götürüyordu. Onu gizli bakışlarla izledim ve gördüm ki koşup gittiği yer biçerdöverin durduğu yerdi. Biçerdöverin yanına geldi, çiçek demetini usulca sürücü basamağına bıraktı ve yine koşa koşa döndü. Biçerdöver çalışmaya hazırdı, bugün yarın tarlalara dalacaktı. Ama o sırada hiç kimse yoktu orada. Kasım bir yerlere gitmiş olmalıydı.
Reklam
Sevgili İrem, Bugün Akademi'deki altmış ikinci günüm ve ben sana bu satırları, diğer mektuplarımda da olduğu gibi odamdaki pencerenin kenarından yazıyorum. Soyhan'daki evimde odamın penceresinden dışarı baktığımda, uzaktan da olsa evinizin bahçesindeki ışıklandırmalarını görür ve ne yaptığını merak eder ama yine de seni aramaz ya da sana
Sayfa 495 - Epsilon yayınlarıKitabı okudu
ayrılık mektubu
Ortalık henüz tamamen kararmamış olduğu halde perdeleri kapadı ve lambayı yaktı, masanın başına geçerek, kurşunkale­miyle ve acele acele yazmaya başladı: "Ömer! Seni bırakıp gidiyorum. Bunun bana ne kadar acı geleceğini, hayatta senden başka hiç kimsem olmadığını bilir­sin ... Senin de benden başka kimsen olmadığını biliyorum. Buna rağmen
Sayfa 261
300 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.