Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
261 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Okuduğum en güzel kitaplardan bir tanesi değil en iyisi :) _________ 23 Aralık 2018 güncellemesi: 'Heeellloooo. Meraba arkadaşlar. 1000Kitap hesabıma hoşgeldiniz. Bugün sizlerle Sineklerin Tanrısı kitabı hakkındaki fikirlerimi paylaşacağım. İncelememi beğenirseniz beğen butonuna tıklamayı ve yorum yazmayı unutmayın'. (*) Çocuk yolcuların olduğu bir uçak, bir adaya düşüyor. Pilot ölüyor. Çocuklar bir şekilde kazadan kurtuluyorlar. Adada hiç kimse yok. Daha önce adaya ayak basılmamış. Çocukların yaşları ise 6 ile 12 arası. Kitabımız böyle başlıyor. Bundan sonrası ise çok iyi kurgulanmış. Kitabın her kelimesinin bir önemi ve simgesel bir değeri var. Bana öyle geliyorki, gerçekten de böyle bir şey olsa, yani bir uçak düşse, çocuklar tam olarak yazarın yazdığı gibi davranacaktır. Olaylar çok sürükleyici. Dili çok sade. Mine Urgan'ın böyle güzel bir kitabı çevirmesi çok iyi olmuş. Hayvanların Çiftliği gibi bu kitap da çocuk kitabı gibi durmasına rağmen, aslında değil. İnsanı insan hakkında düşünmeye yönelten bir kitap. Kitabı bitirdikten sonra gene Mine Urgan'ın yazdığı sonsözü okumanızı öneririm. İyi okumalar dilerim. *Youtuber'ların yaptıkları giriş ile ilgili kötü bir şakaydı sadece. Youtube izlemeyen dostlar olabilir. :)
Sineklerin Tanrısı
Sineklerin TanrısıWilliam Golding · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202080,3bin okunma
303 syf.
9/10 puan verdi
Berbat çevirisi yüzünden haftalardır elimde süründü. İnatla bitirmeye çalışıyorum. Nedret Tanyolaç Öztokat'ın çevirisinden bir örnek : "Beni bekleyenin ne olduğunu ne de tüm bundan sonra neler olacağını biliyorum." (s.115) Bunun gibi neler var! Kitabı alacaklara tavsiyem başka bir çevirisine ulaşmalarıdır. Nedret Tanyolaç Öztokat iyi bir akademisyen olarak anılırken böyle bir çeviriye nasıl imza atmış anlamış değilim. … Edit: Kitabı çevirisine rağmen bitirdim. Genelde Oktay Akbal çevirisi tavsiye edilmekte, haberiniz olsun. Söylemeden geçmeyeyim mutlaka okumanız gereken bir yapıt. İnsanoğlunun gerçeklerine (ölüm, yaşam, umut, ikiyüzlülük, dayanışma, mücadele, sevgi..) dair çarpıcı tespitlerle dolu…Bir alıntıyla bitireyim: "Dünyadaki kötülük neredeyse her zaman cehaletten kaynaklanır ve eğer aydınlatılmamışsa, iyi niyet de kötülük kadar zarar verebilir. İnsanlar kötü olmak yerine daha çok iyidir ve gerçekte sorun bu değildir. Ancak insanlar bir şeyin farkında değillerdir, şu erdem ya da kusur denilen şeyin; en umut kırıcı kusur, her şeyi bildiğini sanan ve böylece kendine öldürme hakkı tanıyan cehalettir. Katilin ruhu kördür ve insan her türlü sağduyudan yoksunsa güzel aşk ve gerçek iyilik diye bir şey olamaz." s. 119
Veba
VebaAlbert Camus · Can Yayınları · 202020,1bin okunma
Reklam
164 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Çok güzel bir roman deyip geçmek kitap ve Sabahattin Ali için büyük haksızlık olur. Kitabı okumadan önce popülerliğini biliyordum. O nedenle büyük beklenti içerisinde okudum. Genellikle büyük beklenti oluşunca insan istediğini bulamadığı için beğenemiyor. En azından ben böyleyim. Fakat bu kitapta böyle bir şey olmadı. Beklediğimin de üstünde
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021314,6bin okunma
280 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitaplarla gerçekten ilgili, internetle haşir neşir her insanın okuması gereken bir kitap. "Ha kitap, ha film", "kitaplar hayatımın merkezidir", "kitaplar gereksizdir" ve saire ya da bunlara yakın bir cümle kuran insanlara kitap hakkında yeni bir bakış açısı kazandıracağını düşünüyorum. Geçenlerde kitap
Yüzeysellik: İnternet Bizi Aptal mı Yapıyor?
Yüzeysellik: İnternet Bizi Aptal mı Yapıyor?Nicholas Carr · Ufuk Yayınları · 201226 okunma
"Gözlüklerini artık takmıyor musun?" diye sordu bana. Dışarıya bakarak "Hayır" dedim. "E görebiliyor musun peki böyle?" diye arsız gibi sordu. "Yeterince çirkinlik gördüm, bundan sonra görmesem de olur. Hem ben bazıları gibi mutluluğu uzaklarda aramıyorum, yakınımdakiler yetiyor bana"
Ey Osmancık; beğsin. Bundan sonra öfke bize, uysallık sana; güceniklik bize, gönül alma sana; suçlama bizde; katlanma sende; bundan böyle, yanılgı bize, hoşgörmek sana; aciz bize, yardım sana, geçimsizlikler, uyuşmazlıklar, anlaşmazlıklar, çatışmalar bize, adalet sana; kötü göz bize, şom ağız bize, haksız yorum bize, bağışlama sana...
Sayfa 121 - Ötüken yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bu hal büyük şeytanın daha çok hoşuna gitmişti: - "Ekmeğin acısını iyi çıkardın. Yalnız bir anlat bakalım, nasıl yaptın bu şarabı? Herhalde ilk önce içine tilki kanı kattın. Bu yüzden köylüler onu içince tilki gibi kurnazlaştı. Sonra kurt kanı koydun. Bunun için de kurt gibi vahşi oldular. Daha sonra da domuz kanı kattın herhalde. Bu sebeple de domuza benzediler." - "Hayır," diye cevap verdi küçük şeytan. "Hiç de öyle yapmadım. Benim yaptığım tek şey, onun fazla buğday yetiştirmesini sağlamaktı. Bu hayvanların kanları zaten insanlarda vardır. Fakat, yalnızca ihtiyaca yetecek kadar ekmek olunca meydana çıkmıyor. Bu köylü eskiden en ufak ekmek parçasını bile atmazdı. Fakat ekmeği çoğalınca, nasıl eğleneyim diye düşünmeye başladı. Ben de ona şarap içerek eğlenmesini söyledim. Köylü Allah'ın nimetinden, eğlenmek için şarap yapmaya başlayınca, damarlarındaki tilki, kurt ve domuz kanı kendini göstermeye başladı. Bundan sonra bir bardak şarap içtiği anda hep böyle hayvanlaşacak." Büyük şeytan, küçük şeytana iltifatlar edip, onu övdü. Ekmek suçunu bağışladı.
"İpucu başından beri oradaydı; oyunun başından itibaren. Hamlet şöyle der; Görünen mi dediniz? Olan deyiniz sayın bayan. Görünen yok benim için, olan var. Şunu bir düşünün. Danimarka çürüyüp kokuşmuş. Herkesin Hamletin babası için yas tutması gerekiyor. Annesi özellikle yasta olması gereken kişi. Hamlet'in kral olması gerek. Bunun yerine
Önce seni Sonra kendimi Bugün de kimliğimi kaybettim Hükümsüzdür Bulanlar Boşuna yorulup getirmesin yazık Çünkü Ahmet'i türkülere Selçuk'u şarkılara İlkan'ı şiirlere gömdüm artık Bundan böyle 'Adım yalnızlık benim Soyadımsa ayrılık'
Kaybettiğimiz ruhlara, Tam 13 yıl oldu. Eğer Tanrı varsa ve canı sıkıldıkça dünyayı çeken uydusundan burayı izliyorsa, benim gibi kadınların kanallarına denk geldikçe kanalı değiştiriyordur. Bizi eski bir Türk filmi dramında bayağı buluyordur, yüksek zümre edebiyatını seven züppe yaratıcı. Ondan ölesiye nefret ediyorum,
Reklam
“…Hayatın saçma sapan bir şekilde bitebileceğinden korktum hep. İçimde böyle bir korku varken de hayatın tam da bu şekilde, yani saçma sapan bir şekilde sürdüğünü anlamadım. Asıl bundan korkmam gerektiğini anlamadım.”
ADIM YALNIZLIK BENİM Önce seni Sonra kendimi Bugün de kimliğimi kaybettim Hükümsüzdür Bulanlar Boşuna yorulup getirmesin yazık Çünkü Ahmet'i türkülere Selçuk'u şarkılara İlkan'ı şiirlere gömdüm artık Bundan böyle 'Adım yalnızlık benim Soyadımsa ayrılık' Ahmet Selçuk İlkan
''Yaa Umutçuğum, bak bu böyle olmayacak.'' dedi ve ''kendini bitirdin, bari bizi bitirme'' diye devam etti. Olayı tam anlamadığımı söyleyip konuyu biraz açmasını rica ettim. ''Allah aşkına şu haline bi bak,şu sırtına,şortuna,göğsüne,şu elindeki poşete bi bak. Görmüyor musun abi senin vizyonun yok. Hadi seni geçtik, sen bizim yanımızda dolaştığın müddetçe bize de bu plajdan bi ekmek çıkmayacak, sayende doyasıya bi yaz aşkı yaşayamayacağız.'' diye kalbini kırarcasına konuştu. Aslında haklıydı. Evet belki vizyonum yoktu. Ama kocaman sevgi dolu bir kalbim vardı.Ve şimdi kırılmıştı. Gözyaşlarımı dizginleyerek ''Haklı sebeplerim var!'' dedim. Kayalardan denize balıklama atlarken suya göğüs üstü düşüp pişmiştim ve göğsüm üç gündür kırmızı-mor karışımı bir renk almıştı. Sadece sırtımdaki değil burnum ve bacaklarımdaki derilerde soyulmuştu. Ve şorta gelince; iki beden büyük olması, suya atlarken kayıp çıkması, sahilde otururken paçamın arasından...Neyse... Evet bende biliyorum bunlar görüntü itibariyle çok çirkin olabilir ama ben denize girdiğimde içine hava dolup şişme yapsın da boğulma olasılığım asgariye insin diye tıpkı bir kurnaz gibi, tıpkı bir sinsi gibi ince hesaplar yaparak büyük almıştım o şortu. Bu haklı sebeplerimi açıkladım. Ne diyecekler? Hiç bir şey diyemediler. ''Bundan sonra da yalvarsanız da durmam'' diyerek çekip gittim.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.