Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kumpas davaları olmasaydı!
Kimse tutuklanmasaydı, şu anki amiral ve generallerin kaç tanesi general ve amiral olabilirdi? Ben size söyleyeyim, sadece yüzde lO'u... Asrın iftirası ablmasaydı, iftiraya uğrayanlar tasfiye edilmeseydi, şu anki komuta kademesinin yüzde 90'1 terfi alamayacaktı. Terfi alması gerekenler tasfiye edilince, geriye bunlar kaldı. O halde şu
Sayfa 201 - Kırmızı Kedi Yayınevi - Üçüncü Basım: Aralık 2017, İstanbulKitabı okudu
Öncelikle yaptıklarınız sayesinde değer kazanamazsınız başarılar size tatmin getirebilir ama mutluluk değil başarılara dayalı özgüven sahte bir güvendir gerçek değildir ayrıca benlik değeriniz görünümünüze yeteneğiniz şöhret inize veya servetizede dayalı olamaz aşk onaylanma arkadaşlık veyayak yakın şefkatli insan ilişkileri kurabilme kapasitesi
Reklam
LÜTFEN OKUYUN!
Sadece genç kız çocuklarının başına mı gelir sevdiği tarafından kandırılmak. Bunun erkeği- kadını yoktur. Sevgiye, şefkate, ilgiye, onu ailesi tarafından ayrılması gereken madde aç bir çocuk her zaman ona kollarını sevgiyle açan ilk kişiye bütün kalbini ve sırrını açar. Ona sonsuz sevgi ile bağlanır. İçine çekildiği batının farkına bile varmaz, varsa bile içindeki sevgisizlik ateşi onu da bu vatana tam ortasına iter. Para ile saadet olmaz demiş ya büyükler. Gerçekten olmuyor. Çocuklarına iyi bir gelecek hazırlamak için hunharca çalışan aileler, çocuklarına bunun gibi sebeplerden vakit ayıramıyorlarsa, bu çalışma hayatı onların vakitlerinin büyük çoğunluğunu çalıyorsa bunu bir kere daha düşünsünler. Paranın çocuk için hiçbir değeri yok ama aile ile vakit geçirmek öyle mi? Çocuklar büyüdükleri zaman onlara aldığınız lüks eşyaları ya da yaşattığınız lüks hayata hatırlamayacaktır. Onlara gösterdiğiniz ilgiyi, sevgi ve onlar için ayırdığınız vakti hatırlayacaktır.
Bu stratejinin ana fikri şu: Beyninizin odaklanma yetisini za­yıflatan şey, kullandığınız dikkat dağıtıcı hizmetin kendisi değil. Daha ziyade, azıcık da olsa sıkıldığınızda veya kafa patlatmanızı gerektiren bir müşkülle karşılaştığınızda, uyaranların az/değer üretiminin fazla olduğu faaliyeti derhal bırakıp, uyaranların faz­la/değer üretiminin az olduğu faaliyete geçmeyi alışkanlık hale getirmeniz. Çünkü tam da bu değişiklik esnasında zihninize şunu söylemiş oluyorsunuz: "Oyalanacak ilgi çekici bir şeyler yoksa etrafta, hiç durma, hemen başka bir şeye yönel." Sürekli o faa­liyetten bu faaliyete geçme alışkanlığı da, nihayetinde dikkatle bağlantılı zihin kaslarınızı zayıflatmış oluyor. Bunları güçlendir­mek için yapmanız gereken, İnternet kullanımı (bunu dikkat çeli­ci şeyler diye okuyun) için ayrı bir zaman dilimi belirlemek.
Sayfa 143 - Metropolis yayıneviKitabı okudu
Bu eseri okuyun, okutturun.
Her kitapta olduğu gibi kitabın başında annemin düzgün ve itinalı el yazısıyla şöyle yazıyordu: Coral Costello, 10,5 yaşında. Benim şu anki yaşım. Yazıya dokunurken ellerim titredi. Bu onun bir parçasıydı, tam da benim yaşımdayken. Coral küçük bir kızdı, benim annem olmadan çok uzun zaman önce. Bu kitap en sevdiklerinden miydi? Bu önemli değildi ki. Her halükarda okuyacaktım, tıpkı zaman içinde diğer tüm kitaplarını okuyacağım gibi. Nefesimi tutarak sayfaları çevirdim. Onun gözleri de aynı kelimeleri takip etmişti. Aynı hikaye onun zihninde de canlanmıştı, şimdi benim zihnimde canlandığı gibi. Bu kitap boyunca birbirimize bağlanmıştık. İşte yine zihnimin içindeydi, güneş ışığı gibi bana gülümsüyordu. Kitaplar size hikayelerden fazlasını verir. Kitaplar size kaybettiğiniz insanları geri verir. Keşke burada olsaydı diye düşündüm. Bunu her şeyden çok istedim. Gözlerimi kapadım ve diledim, diledim ve diledim öyle güçlü bir şekilde diledim ki bir an zihnim çatlayacak gibi geldi.
Yetenek kendine özgüdür, genelde çeşit çeşittir ve bazen düpedüz çekilmez olur. İlkin, talent ollige - "yetenek kişiyi zorlar". Neye mi? Kimileyin en berbat konulara. Yanıtı zor bir soru çıkıyor ortaya: Yetenek mi kişiye egemen oluyor, yoksa kişi mi yeteneğe? Hayatta olan, olmayan yetenekleri ne kadar izlesem de, incelesem de
Sayfa 245 - 246, 247, 248 Yapı Kredi Yayınları
Reklam
Ben zaten Arapça öğrenmeye başlamıştım. Ama hiç bir mesafe kaydetmiyordum. Bütün gayretlerime rağmen hocam benden memnun değildi ilk aylarda. 1943 yılıydı. Almanlar, Bulgaristan'a girmişlerdi. Bizim hükümet, bütün üniversiteleri, mektepleri tatil etti. Hocam bana dedi ki: "Şimdi elinizde bir fırsat var. 6 aylık bir tatiliniz olacak, bu zaman içersinde Arapça'yı öğrenin." Ben de zaten öyle düşünüyordum. Fakat bu söz bana çok tesir etti. Hakikaten 6 ay kendimi Arapça öğrenmeye verdim. Evimizde babamdan kalma 30 ciltlik bir Taberi Tefsiri vardı. Onu okumaya başladım. Başlangıçta anlamıyordum. Türkçe tefsirlerle karşılaştırarak, yavaş yavaş tefsirin içine girmeye çalıştım. Günde aşağı yukarı 17 saat çalışıyordum. Erken kalkıyordum, gece geç yatıyordum, evden hemen hemen hiç çıkmıyordum. 6 ay sonra Taberî Tefsiri'nin 30 cildini bitirmiş oldum. Başlangıçta hemen hemen hiç anlayamadığım bu tefsiri 6 ayın sonunda gazete gibi okuyordum. O hızla, yani 17 saatlik bir tempoyla çalışırsanız bunu siz de başarırsınız, bundan eminim. Sonbahardı, hocama gittim. İlk ders seminerinde bazı Alman âlimler, profesörler vardı. Hocam önüme Gazzalî'nin İhya'sını koydu ve "Okuyun bakalım!" dedi. Okudum. Gazzali benim için artık belki bir mesele değildi. Hocam bana baktı, gülümsedi, sevindi, mesuttu. Orada beni biraz methetti. Benim için o an, hayatımın unutulmaz anıydı. Arapça'da artık kitapları okuyabilecek hale gelmiştim. Artık başka dillere başvurmak lazımdı!
Düşünce yapısı olarak çok güzel bir alıntı mutlaka okuyun derim:)
Haklı olarak söylendiği gibi bedenimiz bizi aşklar, tutkular, korkular, her türden hayaller ve saçma gevezeliklerle doldurur ve onun yüzünden bir an olsun en basit bir şeyi bile düşünmemiz mümkün olmaz. Savaşlar, isyanlar ve çatışmalar bedenle onun istekleri yüzünden çıkmıyor mu? Bütün savaşlar maddi kazanımlar sağlama isteği yüzünden çıkar, maddi
Sayfa 101Kitabı okudu
Arzuları Altına Çeviren Altı Adım Zenginlik arzusunu parasal eşdeğerine çeviren yöntem altı kesin, pratik adımdan oluşur: 1. Zihninizde arzu ettiğiniz kesin para miktarım belirleyin. Sadece, “Çok para istiyorum,” demek yeterli değildir. Miktar konusunda kesin olun. (Kesinlik konusunda daha sonraki bölümde anlatılacak olan psikolojik bir neden vardır.) 2. Arzu ettiğiniz paranın karşılığında ne verme niyetinde olduğunuza tam olarak karar verin. (Hiçbir bedel ödemeden bir şey elde edilemez.) 3. Arzu ettiğiniz parayı elde etmek için kesin bir tarih belirleyin. 4. Arzunuzu gerçekleştirmek için bir plan ortaya koyun ve hazır olsanız da olmasanız da bu planı uygulamaya koymak için hemen harekete geçin. 5. Kazanmaya niyetli olduğunuz para miktarını açıkça belirleyin; bunu kazanmak için bir zaman sınırı koyun; bu para karşılığında ne vermeye niyetli olduğunuzu belirtin; parayı kazanmak için düşündüğünüz planı açıkça tarif edin ve tüm bunları kâğıda dökün. 6. Yazılı ifadenizi günde iki kez okuyun, bir kere yatmadan hemen önce ve bir kere de kalktıktan hemen sonra. OKUDUKÇA HALİHAZIRDA O PARAYA SAHİP OLDUĞUNUZU GÖRECEK, HİSSEDECEK VE İNANACAKSINIZ.
Odak Yanılgısı
Bu stratejinin anafikri şu: Beyninizin odaklanma yetisini zayıflatan şey, kullandığınız dikkat dağıtıcı hizmetin kendisi değil. Daha ziyade, azıcık da olsa sıkıldığınızda veya kafa patlatmanızı gerektiren bir müşkülle karşılaştığınızda, uyaranların az/değer üretiminin fazla olduğu faaliyeti derhal bırakıp, uyaranların fazla/değer üretiminin az olduğu faaliyete geçmeyi alışkanlık hale getirmeniz. Çünkü tam da bu değişiklik esnasında zihninize şunu söylemiş oluyorsunuz: "Oyalanacak ilgi çekici bir şeyler yoksa etrafta, hiç durma, hemen başka bir şeye yönel." Sürekli o faaliyetten bu faaliyete geçme alışkanlığı da, nihayetinde dikkatle bağlantılı zihin kaslarınızı zayıflatmış oluyor. Bunları güçlendirmek için yapmanız gereken, internet kullanımı (bunu dikkat çelici şeyler diye okuyun) için ayrı bir zaman dilimi belirlemek.
Sayfa 143Kitabı okudu
Reklam
1. Zihninizde arzu ettiğiniz kesin para miktarını belirleyin. Sadece, “Çok para istiyorum,” demek yeterli değildir. Miktar konusunda kesin olun. (Kesinlik konusunda daha sonraki bölümde anlatıla­cak olan psikolojik bir neden vardır.) 2. Arzu ettiğiniz paranın karşılığında ne verme niyetinde olduğu­nuza tam olarak karar verin. (Hiçbir bedel ödemeden bir şey elde edilemez.) 3. Arzu ettiğiniz parayı elde etmek için kesin bir tarih belirleyin. 4. Arzunuzu gerçekleştirmek için bir plan ortaya koyun ve hazır ol­sanız da olmasanız da bu planı uygulamaya koymak için hemen harekete geçin. 5. Kazanmaya niyetli olduğunuz para miktarını açıkça belirleyin; bunu kazanmak için bir zaman sınırı koyun; bu para karşılığında ne vermeye niyetli olduğunuzu belirtin; parayı kazanmak için dü­şündüğünüz planı açıkça tarif edin ve tüm bunları kâğıda dökün. 6. Yazılı ifadenizi günde iki kez okuyun, bir kere yatmadan hemen önce ve bir kere de kalktıktan hemen sonra. OKUDUKÇA HA­LİHAZIRDA O PARAYA SAHİP OLDUĞUNUZU GÖRECEK, HİSSEDECEK VE İNANACAKSINIZ.
Örneğin, kendinize 'çok mutsuzum, okumak için dikkatimi yeterince toparlayamıyorum' diyorsunuz. Bu hipotezi test etmenin bir yolu olarak, bugünün gazetesini alın, oturun ve bir cümle okuyun ve sonra cümleyi yüksek sesle özetleyip özetleyemediğinize bakın. Sonra şöyle tahminde bulunabilirsiniz: 'Fakat hiçbir zaman bütün bir paragrafı okuyamam ve anlayamam .' Bunu da test edin. Bir paragraf okuyun ve özetleyin . Birçok ağır , kronik depresyon bu yöntemle açılmıştır.
1. Zihninizde arzu ettiğiniz kesin para miktarını belirleyin. Sadece, “Çok para istiyorum,” demek yeterli değildir. Miktar konusunda kesin olun. (Kesinlik konusunda daha sonraki bölümde anlatıla­cak olan psikolojik bir neden vardır.) 2. Arzu ettiğiniz paranın karşılığında ne verme niyetinde olduğu­nuza tam olarak karar verin. (Hiçbir bedel ödemeden bir şey elde edilemez.) 3. Arzu ettiğiniz parayı elde etmek için kesin bir tarih belirleyin. 4. Arzunuzu gerçekleştirmek için bir plan ortaya koyun ve hazır ol­sanız da olmasanız da bu planı uygulamaya koymak için hemen harekete geçin. 5. Kazanmaya niyetli olduğunuz para miktarını açıkça belirleyin; bunu kazanmak için bir zaman sınırı koyun; bu para karşılığında ne vermeye niyetli olduğunuzu belirtin; parayı kazanmak için dü­şündüğünüz planı açıkça tarif edin ve tüm bunları kâğıda dökün. 6. Yazılı ifadenizi günde iki kez okuyun, bir kere yatmadan hemen önce ve bir kere de kalktıktan hemen sonra. OKUDUKÇA HA­LİHAZIRDA O PARAYA SAHİP OLDUĞUNUZU GÖRECEK, HİSSEDECEK VE İNANACAKSINIZ.
Gözümün içine bakarak, "Başıma gelenlerin, içinde bulunduğum durumların benim en iyi öğretmenim olduğunu düşünürdüm," dedi. Bir süre sustuktan sonra,"Yaşamımın temel amacının öğrenmek, bilinçlenmek olduğuna inandığım için, başıma gelenlere bir öğrenme fırsatı olarak bakardım," diyerek cümlesi- ni tamamladı. "Bu şekilde
Hâl-i pür melalimiz!
Ulan bu vatanın evladı, İngiliz karşısında, Fransız karşısında, yedi düvel karşısında kan verdi, can verdi. Sonra ne oldu da İngilizlere Fransızlara benzemeye karar verdik? Kılığımızı kıyafetimizi onlara benzettiler, harflerimizi, okullarımızı onlara benzettiler, yaşam tarzımızı onlara benzetmek için neler yapıldı neler!!! İşte ben Türk olduğunu söyleyen; üstelik bunu gururla dile getiren bir insanın, bu hayati soruya adamakıllı bir cevap bulması gerektiğini düşünüyorum. Ulan madem onlara benzeyecektik, herifleri yurttan niye kovduk; gelmişlerdi işte ne güzel, kaynaşır, sevişir, benzeşirdik! Derin bir plan var ey çocuklar! Ey kardeşlerim! Ey canlarım benim! Bu ülkenin son iki yüz yılını, resmi olmayan tarihlerden okuyun bakalım. Tanzimat, Islahat, Meşrutiyet ve Cumhuriyet! Batılılaşma sürecimizi bir inceleyin bakalım. Bizi biz yapan değerlerimizden zaman içerisinde nasıl koparıldığımızı bir görün bakalım. Türk'ü Türk yapan İslam'dır, canlarım benim! Son iki yüz yıldır bizi ısrarla İslam'dan uzaklaştırmaya çalıştılar. İslam'dan uzaklaştıkça 'onlara' benzedik. Bir İngiliz gibi, bir Fransız gibi yaşamaya, düşünmeye, inanmaya başladık. Caddelere bir bakın: İngiliz kızları mı göreceksiniz, Türk kızları mı? Kiliseye değil camiye giden Hıristiyan bir millet olacağız neredeyse!
Sayfa 299Kitabı okudu
164 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.