Hak bir gönül verdi banâ hâ demeden hayrân olur
Bir dem gelir şâdî olur bir dem gelir giryân olur
Bir dem sansın kış gibi şol zemherî olmuş gibi
Bir dem beşâretten doğar hoş bâğ ile bustân olur
Bir dem gelir söyleyemez bir sözü şerh eyleyemez
Bir dem dilinden dür döker dertlilere dermân olur
Bir dem çıkar arş üzere bir dem iner tahtes–serâ
Bir dem sanâsın katredir bir dem taşar ummân olur
Bir dem cehâlette kalır hiç nesneyi bilmez olur
Bir dem dalar hikmetlere Câlînus u Lokmân olur
Bir dem div olur yâ perî vîrâneler olur yeri
Bir dem uçar Belkıys ile sultân-ı ins ü cân olur
Bir dem varır mescidlere yüz sürer orda yerlere
Bir dem varır deyre girer İncil okur rühbân olur
Bir dem gelir Îsî gibi ölmüşleri dîrî kılar
Bir dem girer kibr evine Fir’avn ile Hâmân olur
Bir dem döner Cebrâil’e rahmet saçar her mahfile
Bir dem gelir güm-râh olur miskin Yunus hayrân olur
Sayfa 301 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
"Fakat bahtiyarlik denilen şey daima görecelidir. Öyle değil mi? İnsan olur ki başkalarının can attığı mutluluklara kendini ilgisiz bulur, nefret derecesine bile varır. Aynı şekilde insan olur ki bazı zamanlarda fazlasıyla hoşlanacağı birçok şeyden bazı zamanlar asla hoşlanamayıp ziyadesiyle bezgin kalır."
Çekiliş Varrrr!!!!
.
.
.
Çekiliş ile kitap vermek de ne oluyor ya hu!
Ağzınız çeksin emi!
Bari kitaba kısır günü muamelesi yapmayın.Birine kitap vermek istiyorsanız hediye edin...
Peki, n'olacak böyle? Bekleyelim görelim. Bakalım, n'olacak? Bunun sonu nereye varır böyle? Hep merak ediyoruz. Dur ba kalım, n'olacak?
Bu gidişin sonu nereye varır? Hayırlısı... Dur bakalım, n'ola cak?
Sonra yeni bir çağ başlar ömrümüzde
İradenin aşka boyun eğmesiyle
Kaçamayız o yangından, görürüz de
Yanarız, tenin bir tene değmesiyle
Tutar bilinmez bir yere götürür bizi
Çaresiz o kadere teslim oluruz
Derinden bir korku sarar kalplerimizi
Ve korktukça biraz daha tutuşuruz
Gırtlağımıza kadar batarız aşka
Öpüşlerin, sevişlerin sonu gelmez
Seven, bir ölmezliğe varır mutlaka
O yerde gençlik bitmez, ömür eksilmez Zamanlar geçmez olur, sen geç desen de
İki yürektir çarpan bir tek bedende
Varır varmaz çeteye öyle hemen herkesle can ciğer olma. Onlar, hemencecik seninle arkadaş olmak isterler, sana karşı hoş, yumuşak görünürler, arkadaş görünürler, seninle çok ilgilenirler,derdi olan derdini açar sana, insanlar böyledir.
Sen kendini hiçbir zaman açmayacaksın. Kapıp koyuvermeyeceksin. Tesirin o zaman iyi olur üzerlerinde. Ağırbaşlı davranacaksın. Eşkıyalıkta yanındakilere tesir şarttır.
Ha ne diyordum, hemencecik hepsiyle tanışıp, ahbap olayım deme. Bir zayıf damarını keşfederlerse ömrünün sonuna kadar rahat edemezsin. Onların yanlarında on paralık onurun kalmaz. Gün geçtikçe hepsini iyice tanırsın. İnsanları sözleriyle değil, hareketleriyle ölç!
Ondan sonra da arkadaş olabileceğin insanı seç. İpin ucunu bir verirsen ellerine yandığın günün resmidir.
Teknoloji dinlemeyi, gereksiz görünmesini sağlayacak kadar engellemez. Aslında can yakacak derecede yalnız olsak da sahip olduğumuz cihazlar sosyal bağlarımız olduğunu düşünmemizi sağlayarak bizi kandırır. Diğer insanların dağınıklığı ve mükemmel olmayan taraflarından kaçınıp cihazlarımızın görece güvenliğine sığınır, büyük bir kayıtsızlıkla insanları hayatımızdan sileriz. Bunun sonucu olarak sosyal ilişkilerimiz zenginliğini ve çeşitliliğini kaybeder ve biz içimize sinsice sızan bir tatminsizlik hissinin acısını çekeriz.
Dinlememek anlaşma seviyesini düşürür. Dikkatli bir dinleyici- ye yüksek sesle söylerken, kafamızın içinden geçirirken ya da 140 karaktere indirgeyip yazarken sözcüklerimizi farklı deneyimler ve değerlendiririz. Bir dinleyici verdiği tepkilerle konuşan kişi üze- rinde bir etki yaratır. Sonuç olarak dikkatli dinleyiciler konuşma- nın seviyesini yükseltir çünkü konuşmacılar söyledikleri şeylerin daha çok farkına varır ve sözleri hakkında daha çok sorumluluk duyarlar.
Mefhar - i Mevcudât, Hazret-i Fahr-i Alem
Muhammed Mustafâ râ Salevât
Allâh adın zikredelim evvela
Vacib oldu cümle işte her kula
Allâh adın her kim ol evvel anâ
Her işi âsan eder Allâh anâ