Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Herkes kendi hayatını yaşıyor ve bunun karşılığında kendine çıkarılan faturayı ödüyordu. İşin acıklı tarafı şuydu ki insan tek bir hata için bir yığın ödeme yapmaya mecbur oluyordu. Hayatta öyle anlar vardı ki günaha veya toplumun günah saydığı şeylere duyulan tutku kişinin benliğine o kadar el koyar ki bedenin her lifi, beynin her hücresi sanki korkunç itkilerle ayaklanır. Böyle zamanlarda kadınlar ve erkekler istem bağımsızlığını kaybederler. Kendilerini bekleyen sona kurulu birer robot gibi ilerlerler. Seçme yetisi ellerinden alınmıştır. Bilinç ya öldürülmüş ya da sağsa yalnızca isyan etmeye cazibe katmak, inatçılığı şirin göstermek için yaşıyordur.
Tuhaf Cazibe
SEN GELİNCE AKLIMA GÜZELİM BİR DÜŞ GÖRDÜM SENİNLE SEN BENİM HAYATIMIN ÖMRÜMSÜN
Reklam
Önemli olan yalnızca para değildi aynı zamanda güç, güzellik, cazibe, atletiklik ve cesaret ya da karakter adı verilen ve aslında kendi iradenizi başkalarına dayatabilmeniz anlamına gelen şeyler de vardı.
Ermeniler, Türkler, Yunanlılar, İranlılar ve Yahudiler, Almanlar, İskoçlar ve İngilizler… hepsi ticari imtiyazlardan faydalanıyordu; şehir onlar için bir cazibe merkeziydi.
Her bir zerre; bir nefer gibi askerî dairelerinin her birinde yani takımında, bölüğünde, taburunda, alayında, fırkasında, ordusunda her birisinde bir nisbeti, o nisbete göre bir vazifesi ve o vazifeye göre nizamı dairesinde bir hareketi olduğu gibi… Hem mesela, senin göz bebeğindeki o camid zerrecik dahi senin gözünde, başında, vücudunda ve kuvve-i müvellide, kuvve-i cazibe, kuvve-i dâfia, kuvve-i musavvire gibi deveran-ı deme ve his ve harekeye hizmet eden evride ve şerayin ve sair âsablarda hem senin nevinde, ilâ âhir; birer nisbeti, birer vazifesi bulunduğunu, bilbedahe bir Kadîr-i Ezelî'nin eser-i sun'u ve memur‑u muvazzafı ve taht-ı tedbirinde olduğunu kör olmayan göze gösterir.
Siyasi iktidarlar ve tarikatlar
Dönemin tarihçileri, yiyeceğin az, fiyatların pahalı olduğu bu zamanlarda, bu coğrafyada (Ön Asya) yaşayan insanların hayatlarını idame ettirebilmek için zorunluluktan dolayı at, eşek, katır, köpek gibi ele geçirebildikleri bütün hayvanların etlerini yediklerini belirtmektedir. (bkz. İbn Kesir, el-Bidâye ve'n-Nihâye) Tarihçiler daha dehşetli
Sayfa 54 - Kitap Yayınevi, İnsan ve Toplum Dizisi - 70, 2. Basım, Birinci Bölüm, Şam ve Anadolu Dolaylarında 7./13. Yüzyılda Tasavvuf ve Muvelleh Dervişlik
Reklam
Debreli Hasan
"Güzellik ve cazibe, yeni bir aşkın çağrısı değil, çoğunlukla önceki aşkın imtihanıdır. Gönül şıpsevdidir, akıl ise sebatkâr... Aldanan gönlünün sesini dinler, kıymet bilen aklının sesini..."
Sayfa 207 - Yakın Plan YayınlarıKitabı okudu
“dişi cazibe” denen şeyin aslında dişilikle hiçbir alakası yoktu, aksine bu, bizi memnun etmek için geliştirilmiş -çünkü bizi memnun etmelidirler ya-, erkekliğin bir yansımasından ibaretti ve bu kadınların asıl amaçları için kesinlikle önem taşımayan bir ayrıntıydı.
Sayfa 86
Hayatımı harekete geçiren maya eksik; beni derin gecelerde uyanık tutan, sabah uyandıran o cazibe artık yok.
Aşk ve muhabbet herkesin düşüncesinde mevcuttur, ancak bir cazibe merkezi olmadıkça gerçekleşmez. İşte bazı kişilerin aşklarının dünyaya yayılması ve bazılarının da hiç duyulmamasının sebebi budur.
Sayfa 9 - İş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
Reklam
264 syf.
·
Puan vermedi
Tesadüfen elim geçen bir kitap. Ama okumaya değer bir kitap çıkması, bu tesadüfün en güzel tarafı oldu. Silah arkadaşları olan iki dostun etrafında geçen bir roman. Ama aslında, bunun da ötesinde çok sayıda insan ve olaylarla süslenmiş bir hikaye çıkıyor karşımıza. Kitap "Son Düello" ismini, dostlardan birinin, diğerinin eşine aşık olması ve bu ihtirasa kapılıp kadına tecavüz etmesi sonucu, ölümüne düello ile bitmesi sebebiyle almış. Kitabın her bölümlerinin her birinde, yaşanan olaylar (neredeyse yeniden tekrar ederek) başka bir açıyla ve bir önceki bölüme göre, yeni bilgiler ekleyerek işlenmesi kitaba güzel bir cazibe katmış. 14.yy'lın sonlarında gerçekleşmiş olan gerçek bir hikayeyi kaleme alan yazarımız; tecavüz olayı ve sonucu olan düello olayının dışında, aynı zamanda, o dönemin savaşlara boğulmuş halini, kısmi olarak hukuksal yönlerini, kadının toplumdaki düşük değerini ve yerini...de net bir şekilde kaleme alarak, bize geniş bir acı ve hatırı sayılır, güzel bilgiler sunmuş oluyor. *** Kitabı okuyacak arkadaşlara şimdiden iyi okumalar.
Son Düello
Son DüelloEric Jager · İthaki Yayınları · 202171 okunma
Meczup
Günümüzde hakaret maksadıyla kullanılsa da muhteşem bir sözcüktür. Birine/bir şeye âşık olan, ona doğru çekilen kimsedir. Yani cezbeye kapılan, kendinden geçen, pervane olan... Allah aşkıyla dengesini yitirene de meczup denir. Arapça sözcük, cazip ve cazibe ile aynı köktendir. İnsanın değeri sevdiğiyle ölçülür. Siz neyin meczubusunuz?
Sayfa 103 - Profil Kitap
Kendine olan sevgin canlı bir his, tatmin edici bir haz, bir tür cazibe ve heyecan ister.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.