Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şu an ne yapıyorsun, bana acı veren sevgilim? Senin somurtkan ya da neşeli başını görebiliyorum, gözümün önüne getirmeye çalışıyorum, cepheden: taa ayak parmaklarının tırnaklarına dek her şeyin, ama her şeyin yokluğunu hissediyorum bir kâbus gibi, bunu asla anlayamayacaksın hayatım.
Mırazkul onlara cepheden mektup gelip gelmediğini hiç sormazdı.
Reklam
Cepheden Mektup
Ak pürçekli anam, aziz pederim Gülden nazik ellerinizden öperim Mektunu yazarken kara kış idi Çarığım buz tuttu, elim üşüdü Kağıt bulamadım mendile yazdım Kalem bulamadım kan ile yazdım Ne çantada erzak, ne matarada su, Dilimde zikrullah, yolumda pusu Eğer maveradan gelirse davet Bir ziyafet gibi gelir şahadet Yiğide şahadet nasipse eğer Apansız avare bir kurşun değer Ya ak pak alnından, ya sinesinden O an bir kuş uçar ten kafesinden Kanadı kınalı bir ak güvercin Baba ocağını ziyaret için Bir anda kaybolur zaman ve mekan Bizim için zaman, yekpare bir an Her ruha bir melek refakat eder Ravza-i Nebi'yi ziyaret eder O makamda ne gam kalır, ne keder Rabbim sizlere de şefaat eder Dua edin, yas tutmayın bizlere Bakıp bakıp mazideki izlere
bir insanın sekiz cephesi varmış. bir başka insan o sekiz cepheden yalnız üç tanesini görürmüş. diğer cephelerini görenler başka insanlarmış.
Alman Askerlerin Cepheden Ailelerine yazdığı mektup
Vaziyetinin kötülüğünü mübalâğalı bir şekilde anlatan asker bununla, evdekilere büyük bir üzüntü verdiğinin pekâlâ farkındadır. Fakat, bu bir beşerî zaaftır.
Reklam
Bir insanın sekiz cephesi varmış. Bir başka insan o sekiz cepheden yalnız üç tanesini görürmüş. Diğer cephelerini görenler başka insanlarmış.
Sayfa 49
O, dirilenlerin, vaktiyle babasına en asi olanı. Hiçbir azarın, hiçbir köteğin ıslah edemediği azılı delikanlı, tıpkı tıpkı Paşa Baba’nın gençliği gibi. Siyah çatık kaşları biraz çukura batmış, evlerinde kor gibi ışıldayan gözlerin gençliğini seneler söndürmemiş, ağaçlar arasından kayıp giden çıplak vücut yine böyle jimnastik adımı sabahları denize inerdi... Ve Çelebizade Yalısı’nda bir kıza âşıktı. Oynak, aşifte bir kız! Yüzbaşı üniformasıyla onu son gördüğü gün Şark’a tayin edilmişti. “Sağ dönersem mutlak onu alacağım,” derken yeni bilenmiş balta gibi keskin profilindeki tahakküm ve irade biraz evvel setten atlayan gencinki gibiydi. Çapkın nasıl dediği yapılmadığı zaman dişlerini gösteren vahşi bir kaplan gibi insanın yüzüne hırlardı. Fakat cepheden babasına en sık mektup yazan o olmuştu. Sarıkamış ricatine dair mektubun bir parçasını okuduktan sonra ihtiyar asker, yazılan olan tafsilatı değil, yazılmayan vak’aları muhayyilesinde canlandırmıştı.
BİR ŞEHİT ASKERİN CEBİNDEN ÇIKAN MEKTUP
Sevgili Ayşe Sana bu satırları cepheden, Kop dağlarından yazıyorum. Seni dünyada her şeyden çok sevdiğimi zannederdim. Lakin yanılmışım. Beni affet. Kalbimi bilirsin, doğruyu söylemekten zevk alırım. Dünyada meğer senden ziyade sevdiğim vatanım varmış. Vatan aşkı yanında senin aşkın, evet senin ateşli aşkın söndü. Sönük kaldı, fakat yine seni unutmadım, yine seviyorum. Bak, karşımda kanlı kanatları ölümü gördüğüm halde vakit buluyor, acele sana bu mektubu yazıyorum. Allah'a çok dua ettim. İnşallah eline geçer. Beni unutma. Lakin benim için ıstırap çekme. Çünkü ben mesudum... Mehmet
Sayfa 106Kitabı okudu
YÜZYÜZE / 1957
"Mırzakul onlara cepheden mektup gelip gelmediğini hiç sormazdı. Zaten köyden kime mektup gelip gelmediğini bilir, onların yaralarını deşmek istemezdi."
Reklam
"Bataryalara gidip durumu yakından incelemeye baş­ladım. Açıkçası biraz tuhaf geliyordu: Elinde tüfek nöbet tutan kız, kulede dürbünle bekleyen kız... Ön hattan, cepheden geldiğim için garipsiyordum. Hepsi de birbi­rinden pek farklıydı - çekingen, ürkek, nazlı, kararlı, çıl­gın. Askeri disipline hepsi uyamıyor, kadın doğası ordu nizamma direniyordu. Ya verilen emri unuturlar, ya ev­den mektup alır bütün sabah ağlarlar. Ceza verir, bazen de acıyıp kaldırırsın. 'Canıma okuyacak bunlar benim!' diye düşündüğüm olurdu. Fakat kısa süre sonra tüm şüp­helerimi geri aldım. Kızlar gerçek askerlere dönüştüler. Onlarla zorlu bir yolu birlikte yürüdük."
Sayfa 171
Okunması Gerek: Atatürk Kolay Olunmuyor
Hatırlamakta yarar var, Mustafa Kemal Paşa 1917’de Türk-Alman-Avusturya İttifakının savaşı kaybettiğini görmüştür. Paşa bu tespitini uzun bir mektup ile ve yetkilerini aşarak 20 Eylül 1917’de Talat Paşa, Enver Paşa ve İttihat ve Terakki Cemiyeti Merkezi Umumi üyelerine bildirmiştir.17 Mustafa Kemal Paşa’nın bu mektubu yazdığı günlerden itibaren
Sayfa 35
1870’te Daily News gazetesi aralarında Josephine Butler ve Florence Nightingale’in de bulunduğu 140 kadının imzasını taşıyan bir mektup yayımladı. Birçok cepheden yasalara saldıran mektuba göre Bulaşıcı Hastalıklar Yasası kadınlara yapılan kötü muameleye göz yumarken erkeklere fayda sağlıyordu. Devlet kendi eliyle bir ahlaksızlığa sebep olmuş; polise, doktorlara ve sulh hakimlerine aşırı yetkiler tanıyarak temel haklar için tehdit oluşturmuştu. Bu mektup, ancak on beş yıl sonra yatışacak hararetli bir kavgayı başlattı.
Yeryüzünde haşin bir yüz bırakarak çekip gideriz hep, cepheden, öylesine, en güzel görüntümüzle.
Sayfa 95 - YKY 2. BaskıKitabı okudu
Hatırlamakta yarar var, Mustafa Kemal Paşa 1917’de Türk-Alman-Avusturya İttifakının savaşı kaybettiğini görmüştür. Paşa bu tespitini uzun bir mektup ile ve yetkilerini aşarak 20 Eylül 1917’de Talat Paşa, Enver Paşa ve İttihat ve Terakki Cemiyeti Merkezi Umumi üyelerine bildirmiştir.17 Mustafa Kemal Paşa’nın bu mektubu yazdığı günlerden itibaren
34 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.