Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Benim bahaneler :)
Seni ne zaman görsem çalışman gerekiyor, diyor. Çok basite indirgiyorsun, diye cevap veriyorum; aslında şöyle demeliyim: Çalışmaya pusu kurup beklemem gerekiyor. Pusu mu? Evet, pusu. İyiymiş, diyor Morgenthaler, bir anda neşelenen bir sesle. Uzun süre pusuda beklemem gerekiyor, diyorum, ki böylece işle ben birbirimize ısınabilelim.
Tokat'ta Ortaokul: İlk Gazetem Yaltırık'ı Çıkartıyorum Tokat'ta en büyük kazancım Yekta [Güngör Özden] olmuştur. Yekta ile Tokat'ta tanıştık. En eski arkadaşım Türkiye'de halen Yekta'dır benim. Yekta da Tokat Lisesi'nde. Ben ortaokul 3'deyken o Lise 1'deydi, leylîydi [yatılı]. Oradan ahbap
Reklam
( Sanatta ve Edebiyatta Güzelin Sırları ) _Seçkin insanların ve kıymetli düşüncelerin kaderi, çoğunluğu oluşturan avam takımının insafına kalmıştır. _İğdiş edilmiş bir erkek, üreme gücüne ne kadar sahipse, çoğunluk da bilince ancak o kadar sahiptir. Onlar hakiki olanı sahtesinden, sapı samandan, altını bakırdan ayırt etmeyi bilmezler. Hiç kimse
Ayşenur’un ablası ilgisizlikten öldü. 36 yaşında. Bir sefer mutfakta tencere tava arasında ağlarken görmüştüm onu. Alakasız yerlerde ıstırap çekmek ıstırabı ikiye katlar. Bir mezar başında ağlamak çok daha makuldür, kimse neden diye sormaz. Piknikte çekilmiş bir fotoğrafı kaldı, kalmasa daha iyiymiş, yapıştırılmış gibi duruyor, sanki yok. İşler
Sonra, bunları birdenbire aklıma getirmekten korkunç şekilde tiksindim… Onlara karşı da, kendime karşı da hem can sıkıntısı hem bulantı duydum. Bilmem neden, kendime sitem ediyor, başka bir şey düşünmeye çalışıyordum. Birdenbire: “Komşu kadınlarla geçen olay yüzünden niçin Versilov’a karşı bir öfke duymuyorum?” diye düşündüm. Ben onun burada bir
"Tıpkı insanlar gibi, gökyüzünün de bir hayatı vardır. Onun da dönüm noktaları, geçişleri, dertleri vardır. O da bir hikâye anlatır bize. Ama biz ona kulak vermek yerine duymak istediğimizi duyarız. Sonra da sıkıcı deriz, öfkeli deriz ona..." "Ne hikâyesiymiş o?" diye sordu Atiye. "Ben her gece yeniden şans veririm
Reklam
Roman iyiymiş ama yayın politikalarına uymuyormuş! "Hadi oradan be!" dedi kendi kendine. "Çocuk mu kandırıyor bunlar, ne demek yayın politikası?" Oysa aynı yayınevinin, Kendini Allah'a Ada, Rabbim Sev Dedi, O Seni Görüyor, Kalbim Sana Yazılı, Sevmek Günah Değil gibi bir sürü çerçöp yayınladığını biliyordu. Onlar kadar bile değeri yok muydu kendi romanının? Gerçi ona göre çerçöp olan kitapların, büyük okuyucu kitlelerine ulaştığını bilmez değildi. Facebook'ta aradığı zaman bu kitaplardaki geri zekâlı sloganları milyonlarca kişinin "like"ladığını, binlerce kişinin de cevap verdiğini görüyordu. Cümle ne kadar adi ise, cevaplar da o kadar çok oluyordu. Mesela "Bırakıp gideni beyin unuturda kalp unutur mu?" gibi bir cümle yazıldığında, binlerce kişi; "Unutmaaaazzzz unutaaamazzzz!" diye çığlık çığlığa cevap yetiştiriyordu. (da'nın ve mu'nun bitişik yazılmasından rahatsız olan tek kişi yoktu aralarında elbette.) Bazıları da bu zekâ ürünü aforizmaya yine zekâ ürünü başka bir aforizmayla cevap vermeye çalışarak, "Kalp unutmadığı zaman error verir!" ya da "Bırakanı bırak; layık olana bak!" "Gidenle gitme, gelenle gel!" gibi mesajlar yazıyorlardı. Bazıları da bu sayfalar üzerinden vefasız sevgiliye sitem ediyor ya da öfke kusuyordu: "Gül gibi sevgilimi ayartanlar Allahından bulsun İnşallah!" "O karının enginarın da çıbanlar çıksın!" "Rabbim uyuz versin de tırnak vermesin." "Bakalım sana yâr olacak mı sürtük." "Gecenin bu saatinde nerdesin Gülşeniiiiim, gel, geel offfff."
Sayfa 241 - DOĞAN KİTAPKitabı okudu
TANRIYI BULMAK İki adam vadide yürüyordu. Adamlardan biri parmagıyla dağı işaret ederek şöyle dedi: “Şuradaki kulübeyi görüyor musun? Orada uzun zamandır dünyadan elini ayağı çekmiş bir adam yaşıyor. O, kendini sadece Tanrı'yıbulmaya adamış ve bu dünyadaki hiçbir şey umurunda değil.” Diğer adam da şöyle dedi: “Kulübesini ve kulübesinin yalnızlığını bırakmadıkça, acımızı ve sevincimizi paylaşmadıkça, düğünde dans edenlere katılmadıkça, ölülerimizi tabutlarının etrafında ağlayanlarla ağlamayıp dünyamıza dönmedikçe, o adam hiçbir zaman Tanrıyı bulamayacak.” Diğer adam bu sözlere yürekten inanıyordu, fakat inancına rağmen şöyle cevap verdi: “Söylediklerine katılıyorum ancak münzeyinin iyi bir adam olduğuna inanıyorum . Ve ortalıkta gözükmese bile, iyi bir insanır varlığı, iyiymiş gibi hareket eden birçok insandan iy değil midir?”
“Bu tür şeyleri itiraf edecek bir amcık pek sık çıkmaz insanın karşısına – düzgün bir amcığı kastediyorum, aklı başında. Şu Trix Miranda, örneğin ve ablası Bayan Costello. Acayip tiplerdi bu ikisi gerçekten. Arkadaşım MacGregor ile takılan Trix birlikte yaşadığı ablasına MacGregor ile cinsel ilişkisi yokmuş numarası yapıyordu. Ablası ise herkese
Tanrıyı Bulmak
Diğer bir adam bu sözlere yürekten inanıyordu, fakat inancına rağmen şöyle cevap verdi : “Söylediklerine katılıyorum, ancak münzevinin iyi bir adam olduğuna inanıyorum. Ve ortalıkta gözükmese bile, iyi bir insanın varlığı, iyiymiş gibi hareket eden birçok insandan iyi değil midir?”
Sayfa 81 - indigo
17 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.