Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çiçeğin üzerine konmuş arı çocuğu sokmuştur. Arılardan korkmaya başlayan çocuk arıların amacının insanları sokmak olduğunu söyler. Şair çiçek çanağından polenleri alan arıya hayran olur ve arıların amacının çiçeklerin aromasını içlerine çekmek olduğunu söyler. Arının çiçekten polen topladığını ve kovanına götürdüğünü gören arıcı, arının amacının bal toplamak olduğunu söyler. Arı kümesinin hayatını daha yakından inceleyen başka bir arıcı, arının polenleri genç arıları beslemek ve kraliçe arının yumurtlamasına imkan sağlamak amacıyla topladığını, amacının türünü devam ettirmek olduğunu söyler. Botanikçi, arının erkek çiçekten aldığı polene dişi çiçeğin pistiline götürerek dişi çiçeği döllediğini gözlemler ve arının amacı olarak bunu görür. Bitkilerin göçünü gözlemleyen başka bir botanikçi arının bu göçe katkıda bulunduğunu görür ve bu yeni gözlemci arıların amacının bu olduğunu söyleyebilir. Ama arıların nihai amacı, bu amaçlardan ne birine ne diğerine ne de insan aklının ortaya çıkardığı bir üçüncüsüne indirgenebilir. İnsan aklı bu amaçların ortaya çıkarılmasında ne kadar ileri giderse, nihai amacın bizim için kavranılmaz olduğu o kadar belirginleşir. İnsan ancak arının hayatının, hayatın diğer olgularına uygunluğu üzerine yapılan gözlemlere ulaşabilir. Aynı şey tarihi karakterlerin ve hakların amaçları için de geçerlidir.
Sayfa 774Kitabı okudu
Türk Fırtınası diyor ki;
FENERBAHÇE'Yİ KULLANARAK ALGI DEĞİŞTİRMEYE KALKAN DENSİZLİĞE İNSANLIK AHLAKINI YAŞATAN BİR TÜRK'ÜN YANITLARI Bu yazı ile bugün yeryüzü yerinden oynayacak üzerinde insan olarak yaşayanlar silkinip kendine gelecek. ilmi sır gereğidir. Görülen lüzum üzerine yaşattıklarını sırayla yaşatan ahlakın ihtiyaç duyulan yeni tokat yanıtlarını
Reklam
İnsan hem kitap okusun, hem de aydınlıkta olsun, bunu aklı almıyordu. Aydınlıktaysan neden okuyasın. Yaşamak varken, neden okuyasın? Çocuk bunu kendisine sık sık soruyordu.
360 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
《"Tek Bir Tür İnsan Var,İnsanların Hepsi İnsan!"》
1960 yılında Pulitzer Ödülü kazanan ve yayımlandığından bu yana okundukça yılların değerini daha fazla öne çıkardığı
Harper Lee
Harper Lee
'nin
Bülbülü Öldürmek
Bülbülü Öldürmek
kitabı; bilinen Dünya klasikleri arasında edebiyatseverlerce dönemini aşan birtakım sosyal konularda akis uyandırmış otobiyografik bir eser. Kitapta,Amerika'nın güneyinde bulunan Maycomb kasabasında
Bülbülü Öldürmek
Bülbülü ÖldürmekHarper Lee · Epsilon Yayınevi · 202072,1bin okunma
Aklının korunması için Tanrı’ya ilk yalvaran insanın dileği yerine getirildi. O günden bu yana insanın aklı, Tanrı tarafından korundu. Belki bir kasada, belki de cennette. Çünkü aklın, insan bedeninden kaçabileceği beş delik ve akıl yoksunu bedende delilik vardı. Akıl, insandan korundu. İnsan, beş duyulu bir hayvan oldu. Bedeni ölümlü, aklı korunan, beş duyulu bir hayvan. Tanrı’nın insan olarak doğacağı güne kadar böyle sürecek. Aklı, insanla öldüğü gün öpüşecek. Hayattakilerse son ana kadar koklayacak, duyacak, görecek, tadacak, dokunacak ama asla düşünemeyecek. Çünkü aklı alınmış insana bırakılmış olan beyin, sahibine sadece hayal veren bir organdır. Var olanın üzerine kurulan hayaller. Oysa akıl, yoktan düşünce yaratır. Yoktan var etmek bir düşünce, yoktan var ettiğini düşünmek bir hayaldir. İnsan düşünmez, düşündüğünü hayal eder. Akıl sadece Tanrı, beyin ise bir çocuk tarafından korunabilir. İnsanı koruyansa ölümdür. Bir hayal organı ile yaşadığı sürece kendine zarar verecek olan insanı sonsuz açıdan kurtaran ölüm, doğumdan üstündür.
Sayfa 122Kitabı okudu
Galiba beni çocuk, hatta dünyada en basit şeylere aklı ermeyen bir bebek sanıyordu. Mesela, onunla bazen bilim ve kitap dışı bir konu üzerine konuştuğumuz vakit, sorularımı çok kısa cümlelerle, belli ki, sırf nezaket icabı cevaplandırırdı. Birçok defa kendi kendime sorardım: Benden istediği bu karmaşık bilgileri ne yapacak bu adam? Hatta sohbetlerimiz sırasında onu göz ucuyla süzerdim: Sakın benimle alay etmiş olmasın? Ama hayır, ciddi ve dikkatle dinlerdi; gerçi bazen pek de dikkatli olmazdı ve bu durum beni kızdırırdı. Sorularını doğruca, açıkça sorar, ama verdiğim karşılıklara pek şaşmaz, hatta bazen kayıtsızlıkla karşılardı… Sanki hakkımda uzun boylu kafasını yormadan şöyle bir yargıya varmıştı: Benimle başka insanlarla olduğu gibi konuşulmazdı ve kitaplardan başka konulardan anlamadığıma, anlayacak yetenekte olmadığıma göre, beni boşu boşuna böyle konularla yormamalıydı.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
O kavga sırasında hissettiği delirtici hüsran, çocukluğundan belli belirsiz hatırladığı bir şeye, hani insan kendini doğru dürüst ifade edemez ve çocuk olduğu için hayatı üzerinde de söz hakkı yoktur, bu yüzden de annesi babası o çok istediği Star Wars oyuncağını alamayacağını söyleyince aklı başından gittiği zamanki hissettiklerine benziyordu
Aklının korunması için Tanrı'ya ilk yalvaran insanın dileği yerine getirildi. O günden bu yana insanın aklı, Tanrı tarafından korundu. Belki bir kasada, belki de cennette. Çünkü aklın, insan bedeninden kaçabileceği beş delik ve akıl yoksunu bedende delilik vardı. Akıl, insandan korundu. İnsan, beş duyulu bir hayvan oldu. Bedeni ölümlü, aklı korunan, beş duyulu bir hayvan. Tanrı'nın insan olarak doğacağı güne kadar böyle sürecek. Aklı, insanla öldüğü gün öpüşecek. Hayattakilerse son ana kadar koklayacak, duyacak, görecek, tadacak, dokunacak ama asla düşünemeyecek. Çünkü aklı alınmış insana bırakılmış olan beyin, sahibine sadece hayal veren bir organdır. Var olanın üzerine kurulan hayaller. Oysa akıl, yoktan düşünce yaratır. Yoktan var etmek bir düşünce, yoktan var ettiğini düşünmek bir hayaldir. İnsan düşünmez, düşündüğünü hayal eder. Akıl sadece Tanrı, beyinse bir çocuk tarafından korunabilir. İnsanı koruyansa ölümdür. Bir hayal organıyla yaşadığı sürece kendine zarar verecek olan insanı sonsuz acıdan kurtaran ölüm, doğumdan üstündür.
Çocuk babadan iradeyi, yani kişiliği; anadan aklı ya da zekâyı alır.
Yani şunu demek istiyorum ki yakışıksız ve çirkin gözüken bazı şeyler gerçekte faydalıdır ama insanların çoğu o faydayı kavrayamaz. Çocuk, canı yandığı için aşıyı faydasız bulup ondan kaçar. Aklı başında pek çok kimse kendi hayatını kurtaracak ameliyattan ürküp yaptırmaz. Aşk da öyle... Aşk olmasaydı erkek-dişi ilişkileri bayağı bir çiftleşmeden ibaret kalacaktı.
Reklam
Gizli Yer
Büyükanne herkesin iki aklı olduğunu söyledi. Akıllardan biri bedenin yaşaması için gerekli olan şeylerle ilgiliydi. Bedene gerekli olan barınak, yiyecek ve benzeri şeyleri nasıl bulabileceğini düşünmek için bu aklı kullanmak gerekirdi. Eşleşmek ve çocuk sahibi olmak için de bu aklı kullanmak gerektiğini söyledi. Bu aklı taşıyabildiğimiz kadar taşımamız gerektiğini söyledi. Ama bu tür şeylerle hiç mi hiç ilgisi olmayan başka bir aklımız daha varmış. Dedi ki bu ruh aklıymış.
Sayfa 77 - Say Yayınları, 12.baskı, İstanbul 2017Kitabı okuyacak
schelmisch...
Aşk tüm çirkin ve düşük özellikleri, Güzel ve yüksek özellikler olarak değiştirmektedir. Aşk gözlerle değil Eros’ un okuyla büyülediği kör bir akılla başlar. Aşkın aklı yargılama özelliğinden yoksundur. Bu şekilde gözleri olmayan aşk, aceleyle sevdiğine doğru kanatlanır. (İşte bu yüzden aşk, sabırsız çocuk gibidir.) Ve bu nedenle her zaman yanlış seçimler yapar. Çocukların oyun oynarken hile yaptıkları gibi, Aşk da hilebaz ve yalancıdır. Bir Yaz Gecesi Rüyası, William Shakespeare
Bir Yaz Gecesi Rüyası
Bir Yaz Gecesi Rüyası
William Shakespeare
William Shakespeare
Erich Fromm'un anlayışına göre sekiz insan ihtiyacı vardır: ı. ilişki: Başka insanlarla ilişki kurma ihtiyacı. 2. Aşkınlık: Biz insanlar bu dünyaya kendi rızamız olma­dan geldiğimiz için, yaratarak ya da yıkarak kendi do­ğamızı aşmak ya da onun ötesine geçmek zorundayız. 3. Köklülük: Kökler yaratma ve kendini bu dünyada evinde hissetme ihtiyacı. Eğer bu ihtiyaç üretken bir şe­kilde giderilirse birey, anne ve çocuk arasındaki bağın ötesine geçer ve büyür; üretken bir şekilde giderilmez­se, bireyin anne güvenliğinin ötesine geçmekten kork­ma sonucunu doğurur. 4. Kimlik Duygusu: Fromm, kişinin aklı başında kalabil­mesi için bireysellik duygusuna ihtiyacı vardır. Sözko­nusu bu kimlik arzusu öylesine şiddetli olabilir ki kişiler bunun için çevrelerine itaat edip uyum sağlarlar. Bu uyum ya da itaat bireysel bir kimlik oluşturmaz, onun yerine, kişinin kimliğini başkalarından alıp geliştirme­sine sebep olur. 5. Bir Yönelim Çerçevesi: Bir kişi içinde yaşadığı dünyayı ve o dünyadaki yerini anlamaya ihtiyaç duyar. İnsanla­rın inandıkları din, bilim, kişisel felsefeleri ya da dün­ yaya belli bir açıdan bakma imkanı sağlayan herhangi bir referans noktası, onların hayatını şekillendirir, dü­zene sokar. 6. Dürtü ve Uyarım: Amaca erişmek için aktif olarak çaba gösterme. 7. Birlik: İnsan ve doğayla birlik duygusu ihtiyacı. 8. Verimlilik: Başarılı olduğunu hissetme ihtiyacı.
"Masallar masal diye, efsaneler efsane diye anlatılmalıdır. Boş inançları gerçek diye öğretmekten daha korkunç bir şey olamaz. Çocuk aklı bunlari kabul eder ve yanlış şeylere inanır. Bu yanlış inançlardan arınmak çok zor olur, uzun yıllar alır. İnsanlar boş inançlara gerçek gibi inanıp uğrunda dövüşürler. Hatta boş inaclar uğruna daha çok dövüşürler çünkü boş inanç oylesine elde tutulmazdir ki çürütülmesi neredeyse imkansızdır " Hypatia Der ; taşlanarak ve derisi yüzülerek öldürülür.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.