Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Her çocuk üst düzey bir gözetmendir. Büyükleri kendilerine rol model alırlar.
Pedofiliyi çocuk cinsel istismarı olarak kabul etmeyen, hatta pedofil ilişkileri savunan yazarlar ve bu inanışlar doğrultusunda kurulmuş örgütler bulunmaktadır. Örneğin, İngiltere'de PIE (Pedophile Information Exchange), çocuklara cinsel ilgi duyan kimselerin birbirlerini desteklemek amacıyla iletişimde bulun­mak ve pedofilinin yasal ve sosyal kabulünü sağlamak için 1974 yılında kurulmuş bir örgüttür. Kaynaklarda "Rene Guyon Society" adı verilen bir başka örgütten söz edilmektedir. Bu örgütün savına göre, "toplumsal baskı ve suçluluğun uyandır­dığı şiddet ve düşmanlığı azaltmak için çocuklar, sevecen yetiş­kinlerle seks ihtiyacındadırlar". Bu demek, "8 yaşından önce seks ya da çok geç" sloganı altında çocukların cinsel hakları olduğunu ve ensest ile cinsel istismarı sınırlandıran yasaların kaldırılması gerektiğini savunmaktadır. Daha da inanılmaz olan, bu örgütün 2000 ebeveyn ile psikiyatristten oluşan üyesi­nin olmasıdır.
Reklam
"Hayvan hakları koruyucusu gençler yalnızca ev hayvanlarını tanıyor."
... Sünneti tarih, din, etik ve çocuk hakları açısından sorgulayan bir araştırma kitabı yazan Kaan Göktaş, gazeteci Damla Çeliktaban'a verdiği röportajda sünnetin tarihçesinin Afrika dinlerine uzandığını, Yahudilerdeki geleneğin ise köle ve mahkûm olarak sürülmelerinden kaynaklandığını söylüyor: Ana tanrıçaya kendini adayan erkek rahipler, kendi kendilerini hadım ederek penislerini kurban sunarlardı. Sünnet bu ritüelin modern hâlidir. Mısır'da köleler ve mahkûmlar, bir aşağılama yöntemi olarak sünnet edilirdi. Musa'nın Mısır'dan çıkardığı insanlar köleler ve mahkûmlar olduğu için, hepsi sünnetliydi. Bunu toplumsal bir işaret olarak gördüler ve devam ettirdiler. Bu şekilde de Tevrat'a girdi. Hıristiyanlık'ta yer almadı. İslamda ise kesinlikle yok.
Geçmişimiz sırf geçmiş olduğu için kutsal olamaz. Kaldı ki arkamızda bırakmak istediğimiz ve çok net olarak bir daha asla geri dönmemesini umduğumuz yığınla şey var: kralların kutsal hakları, fe­ odalizm, kast sistemi, kölelik, siyasi idamlar, hadım etme, dirikesim', köpek-ayı dövüşleri, kan davaları, bekaret kemerleri, acıyla imtihan', çocuk işçiliği, insan kurban etme, hayvan kurban etme, recm, yam­yamlık, gebelik kontrolüne karşı tabular, insan radyasyon deneyleri ...
Reklam
Her şeyden önce çocukların çocuk olmaya hakları vardır.
Sekiz çocuk büyüten hizmetçi kadının dünyaya sağladığı katkı yüz bin pound kazanan avukatınkinden daha mı değersiz?
Çocuklar ellerinden alınamayacak haklara sahiptirler; bes­lenmeli, giydirilmeli, barmdırılmalı ve korunmalıdırlar. Bu fiziksel hakların yanında duygusal açıdan da doyurulmaya, saygı görmeye ve özsaygılarını besleyecek bir şekilde yetiştiril­meye hakları vardır. iyi bir terbiye edinirken hatalar yapmalı ve herhangi bir duy­gusal veya fiziksel tacize uğramadan yetiştirilmelidirler. Her şeyden önce çocukların çocuk olmaya hakları vardır, ilk yıllannı oyun oynayarak, spontane ve sorumsuzca geçirme­ye de. Doğal olarak, çocuklar büyüdükçe, sevecen anne-babalar onlara küçük sorumluluklar yükleyerek olgunlaşma süreç­lerini besleyeceklerdir. Ama yüklenen bu sorumluluklar, hiçbir zaman onların çocukluklarından çalmamalıdır.
"Hayatının bir manası yoksa kendini çocuk sevgisine kaptırmak çok ucuz bir yol, diyor ve babalardan, oğullarının peşi sıra giden, büyük bir ciddiyetle sadece oğulları için yaşadıklarını söyleyen babalardan söz edip gülüyor, neredeyse hiddetli bir gülüş bu. Sanki bizim hayatımızın bir anlamı var da bunu diğerlerine sunuyoruz. Hayatlarını dolu dolu yaşayan ve dünyaya çocuk getirmeye hakları olan insanlar vardır belki, fakat mesele sadece zaman geçirmekse oyun topları, oyun kartları ve insanı eğleyebilecek binlerce meslek var; sırf can sıkıntısını gidermek için bu sıkıntıyı diğer kuşaklara aktarmak gibi çok yaygın işlenen bu cürümden daha canice bir şey olamaz."
Reklam
Karanlığın içinde yürürsen, karanlık da senin içinde yürür. Ertesi sabah. Erken uyandığı için suçluyordu kendini. Yarım kalan güzel bir rüya ya da kaygılarından sıyrılacağı bir vakti tüketmemişti çünkü. Yastığı başına hırsla bastırıyor, azimle kapatıyordu gözlerini. Çünkü yabancısıydı şehrin, caddelerin, ayaküstü sohbetlerin. Bankamatik kuyrukları
Karanlığın içinde yürürsen, karanlık da senin içinde yürür. Ertesi sabah. Erken uyandığı için suçluyordu kendini. Yarım kalan güzel bir rüya ya da kaygılarından sıyrılacağı bir vakti tüketmemişti çünkü. Yastığı başına hırsla bastırıyor, azimle kapatıyordu gözlerini. Çünkü yabancısıydı şehrin, caddelerin, ayaküstü sohbetlerin. Bankamatik kuyrukları
Eğer bir ülkede yurttaşların bir kısmı klimalı villalarda veya katlarda oturuyorsa, baska bir kısmı da mağaralarda veya kerpiç evlerde yaşıyorsa, orada sosyal adaletsizlik vardır. Eğer bazı çocuklar okula Cadillacla götürülüyorsa, aynı yaştaki başka çocuklarsa ekmeğini kazanmak için yük taşıyorsa, orada sosyal adaletsizlik vardır. Eğer bazı kadınlar, tercih yapamadıkları için bir çırpıda üç kürk satın alabiliyorsa, baska bazı kadınlarsa hayatını kazanmak için bedenini satıyorsa, orada sosyal adaletsizlik vardır. Bunlar Üçüncü Dünya ülkelerinden spotlardır. Ve eğer bazı ülkelerde biyolojik veya fizyolojik bakımdan sakat bebekler akla gelebilecek her yoldan yaşatılmaya çalışılıyorsa, başka ülkelerde ise sağlık koşullarından dolayı yüzlerce çocuk kızamıktan ölüyorsa; eğer bazı ülkelerde, aksamüstü köpekler çocuk arabalarında gezdiriliyor, başka bazı ülkelerde ise bazı çocuklar çöplerde yiyecek arıyorsa, dünyamızda sosyal adaletsizlik egemendir demektir.
Bu minvalde kadınların, söz konusu sürdürülebilir koşulları elde etmek için ne kadar çok çabalama ihtimali olursa olsun ve bu koşullara ne kadar hakları olursa olsun en basitinden kusurlu bir dünyada çocuk sahibi olmak bir kumardır: Bırakın çocuğun ek ihtiyaçları olup olmayacağım, doğurmak genel olarak, doğası bilinmeyen yeni bir insan yaratmaktır.
Görüntüleşen insan arıtılmış mükellefiyet
Söz konusu yeni insan, ağaçları korur ama ormanları yok eder. Çevre bilinci vardır ama dünyayı çöpe çevirir. Hayvan severdir hepsi ama giyme ve yeme biçimi için hayvanların kullanılmasına ses çıkarmaz. Annesine merhamet göstermez ama 'cesur bir kadın hakları' savunucusu olur. Evinde çocuk büyütme yerine bir hayvan büyütmeyi daha anlamlı bulur. Bir öğretmen olarak kendi çocuğunu azarlar, öğrdncisine sevgi gösterisi sunar. Çünkü görüneni tahrip ve tahrif etmiştir. Kendini görüntü ile kandırır. Sürekli görüntü üretmek zorundadır. Hakkı ve hakikati hatırlatan tüm mekanları maketleştirerek, müzeleştirirek, ışıklandırarak, çelikleştirerek, betonlaştırarak yok eder. Dünyayı merkeze aldığı vehmiyle onu çevre haline getiren bir zihniyetin dünya dahil her şeyi maketleştirme çabasıdır bu.
Mükellefiyet
1.090 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.