Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Savaş
1946'dan Sovyetlerin dağılacağı zamana kadar geçen " Soğuk Savaş " döneminde, dünyayı yapay bir iki kutuba ayıran; Abd ile Sovyetlerin, defalarca kez tüm dünya ülkelerini birbirine kırdıracak savaş için karşı karşıya geldiğine tanıklık ettik. Sovyetlerin dağılmasından sonra tek kutuplu bir dünya yönetimini eline alan Abd, önce Ortadoğu ülkelerini birbir işgal etti ve mevcut yönetimleri; Halk demokrasi istiyor, arap baharı, diktatörlüğe son gibi propagandalarıyla bu coğrafya da yeni sistemler kurdu. Tabii bunu yaparken de milyonlarca insanın ölümüne, yine milyonlarcasının göç etmesine neden oldu. Ortadoğu halkları ne yazık ki Çağdaş Dünyanın; Bilim, Medeniyet ve Aydınlanma sürecinden, hemen hemen 2 asır geri kaldığı için kırılganlığı çok kısa sürede gerçekleşti ve mevcut devletler parçalanma sürecine girdi. Bugün Mars'a koloniler nasıl kurulurun tartışması Modern ülkelerce yapılırken, Arabistan'da kadınlar araba sürmeli mi? Irak'ta sünni-şii ayrımı yapılarak insanlar birbirini boğazlarken ne denli geri kaldıklarını görebiliyoruz. Çünkü bu süreçleri Avrupa ülkeleri Orta Çağ'da yaşamıştı. Abd Ortadoğu'da mevcut yönetimleri parçaladıktan sonra gözünü Asya'ya dikti. Burda Kuzey Kore bahane edilerek bir işgal planı hazırlanmakta. Asıl hedefin gelişen Çin'in ve ezeli düşman Rusya'nın olduğu ap açık ortada. 3. Dünya harbi sadece insanlığın değil belki de dünyadaki tüm yaşamın sonu olabilir. Batı-Doğu savaşında atılacak olan Nükleer bombalar, Kimyasal silahlar hayatı yok edebilecek potansiyele sahiptir.
Kızıl Elma-ülküsü Oğuz Kağan atını sürmüş Tanrı dağına Kutluğ dağa varınca sarılmış Gök Tuğuna Yüce Gök Tengri demiş hoş geldin Oğuz beyim Şimdi beni bir dinle sana bir öğüt deyim Oğuz dinlemek için kurulmuş otağına Beyler toya gelince seslenmiş sol, sağına Beyler demiş! Ben sizin ulu bir atanızım Davama feda olsun milletim oğlum kızım Beyler
Reklam
Kızıl Elma-ülküsü Oğuz Kağan atını sürmüş Tanrı dağına Kutluğ dağa varınca sarılmış Gök Tuğuna Yüce Gök Tengri demiş hoş geldin Oğuz beyim Şimdi beni bir dinle sana bir öğüt deyim Oğuz dinlemek için kurulmuş otağına Beyler toya gelince seslenmiş sol, sağına Beyler demiş! Ben sizin ulu bir atanızım Davama feda olsun milletim oğlum kızım Beyler
224 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Evet şubat sonundan beri elim de olup da bir türlü okumadığım bir kitap kendileri. Müslümanların avrupa ile ilk buluşması sonradan yapılan savaşlar. Terörizin tanımı. Filistin israil ilişkisi, terör yaratırken devlet sahibi olmak devlet sahibi iken terörist olarak anılmanin hikayesi. Çinden müslümanlara, müslümanlar dan avrupa ya avrupa dan müslüman coğrafya sına oradan hindistana uzanan kültür medeniyet ve bilimsel malzeme yolu üzerinde yazılmış bir eser. Biraz kültür bilgi ve Avrupa islam tarihi kitaplarını seviyorsanız hoşunuza gidecektir.
Avrupa'da İslam Damgası
Avrupa'da İslam DamgasıJack Goody · Nesil Yayınları · 200575 okunma
Tahir "tekerrür" eder mi?
Antika medeniyetlerin beş altı bin yıl süren gelişiminde, temel ekonomi, pek az değişikliklerle (tefeci-bezirgân) “ikiz kardeşler” adındaki bezirgân sermaye (le capital marchand) çerçevesini aşamaz. Onun için, gelmiş geçmiş bütün antika medeniyetler, o bezirgân ekonomi üzerinde yıkılıp kuruldukça, tarihin “tekerrür” ettiği sanılmıştır. Gerçekte tekerrür yok, hareket ve değişme vardır. Kantite (nicelik) bakımından: her medeniyet yıkılışında barbar yığınlarından bir bölüğü daha medenîleştiği için, yeryüzünde medeniyet alanı gittikçe daha genişler. Kalite (nitelik) bakımından: medeniyetçe boyuna fethedilen yeni coğrafya ve dolayısıyla yeni teknik üretici güçler, toplumun ekonomi temelini biraz daha ileriye götürür. İnsanlık “bir adım geri, iki adım ileri” de olsa, izafî olarak, her seferinde azıcık daha yol alarak, modern medeniyet basamağına doğru yükselir. Antika medeniyetlerin, sıra dağlar gibi uzanıp gidişine, baştan sonuna dek egemen olan ana kanun tarihsel devrimler kanunudur. tarihsel devrimler, modern çağla birlikte sona erer
Derleniş YayınlarıKitabı okudu
KIZIL ELMA ÜLKÜSÜ
Oğuz Kağan atını sürmüş Tanrı dağına Kutluğ dağa varınca sarılmış Gök Tuğuna Yüce Gök Tengri demiş hoş geldin Oğuz beyim Şimdi beni bir dinle sana bir öğüt deyim Oğuz dinlemek için kurulmuş otağına Beyler toya gelince seslenmiş sol, sağına Beyler demiş! Ben sizin ulu bir atanızım Davama feda olsun milletim oğlum kızım Beyler Kağan Oğuz’a sırayla
Reklam
Kızıl Elma-ülküsü
Oğuz Kağan atını sürmüş Tanrı dağına Kutluğ dağa varınca sarılmış Gök Tuğuna Yüce Gök Tengri demiş hoş geldin Oğuz beyim Şimdi beni bir dinle sana bir öğüt deyim Oğuz dinlemek için kurulmuş otağına Beyler toya gelince seslenmiş sol, sağına Beyler demiş! Ben sizin ulu bir atanızım Davama feda olsun milletim oğlum kızım Beyler Kağan Oğuz’a sırayla
224 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
"CINEMA OF THE SOUL" Tarkovski'nin yeri ben de çok ayrıdır..Kendisi şiirsel sinemanın babalarından biridir, sadece çok disiplinli ve çalışkan bir yönetmen değil,bir yazar, çok farklı bakış açısına sahip bir fotografçı ve aynı zamanda bir sinematografdır. Tarkovski bu kitabında,sadece görsel sanatlar (sinema )ile alakalı görüşlerini paylaşmakla kalmayıp,sanatın diğer dalları hakkındaki düşüncelerini de kaleme almış. Sedece bunlarla da yetinmeyip tarih,psikoloji,sosyoloji,coğrafya gibi bir çok disiplin alanındaki görüşlerini de bizimle paylaşıyor.. Ve tabi insan,içinde yaşadığı medeniyet,kültür ve bunun yansıması olan ruh hallerini aşklarını,yalnızlığını,hayallerini,acılarını,sevinçlerini,başarılarını ve kederlerini.. Tüm insan halleri ve duygu durumları üzerine yaptığı tespitler çok farklı,tıpkı sinematografisi gibi.. Diyeceğim o ki Tarkovski gerçek anlamda bir entelektüel... Zamane özel üniversite entelektüellerinden değil,tam bir eski tüfek, ..kalaşnikof.. Evvel zamanlarda çokça boş vaktim olduğundan tüm filmlerini severek izlemiştim,Türk sinemasındaki yansımasını,mayıs sıkınrısından başlayarak,kış uykusuna kadar çektiği tüm filimlerinde NBC da görebilirsiniz..Ve elbette "koza" ismli ödüllü kısa filminde.. Ve tabi Çehov'a da selam çakmadan olmaz..
Mühürlenmiş Zaman
Mühürlenmiş ZamanAndrey Tarkovski · Agora Kitaplığı · 2007908 okunma
Ali Şeriati Okuma Etkinliği
'Sizi Rahatsız Etmeye Geldik' Biz, Allah’tan başka sahibi olmayanlarız. Kimseye eyvallah etmeyen, kimseye biat etmeyen, bütün dogmalara, tabulara saldıran, kimsenin bir yerlere oturtamadığı bir garip kuşağız. Bir demli çayın buğusudur şifremiz, ya da bir sigara dumanının kavisi. Nedensiz dalıp gitmelerdir muhabbetimizin en koyu anları. İç
KIZIL ELMA ÜLKÜSÜ
Oğuz Kağan atını sürmüş Tanrı dağına Kutluğ dağa varınca sarılmış Gök Tuğuna Yüce Gök Tengri demiş hoş geldin Oğuz beyim Şimdi beni bir dinle sana bir öğüt deyim Oğuz dinlemek için kurulmuş otağına Beyler toya gelince seslenmiş sol, sağına Beyler demiş! Ben sizin ulu bir atanızım Davama feda olsun milletim oğlum kızım Beyler Kağan Oğuz’a sırayla
Reklam
... bütün ilerlemelerin kaynağı milli vicdan olduğu gibi, milli bağımsızlığın doğuş yeri de, dayanağı da yalnız odur. Bu sözlerden anlaşılıyor ki, medeniyet dairelerinin de kendilerine özgü coğrafya alanları ve bu alanların belirli sınırları var.
Cemal Süreya Gözünden Ahmet Arif
AHMED ARİF «Bir şair: Ahmed Arif  Toplar dağların rüzgârlarını  Dağıtır çocuklara erken» «Hasretinden Prangalar Eskittim» kitabıyla Ahmed Arif’in şiiri de gün ışığına çıktı. Böylece Ahmed Arif’in Türk şiirinde zaten öteden beri sağlamış bulunduğu yer, okurun gözünde de matematik bir kesinlik kazandı. Sanırım, bu yer, bundan sonra en az
Her türlü yaratıcılığın ilk temelleri şüphesiz ki Komün'ün kollektif emeği içinde atılmıştır. Bu temeller Vahşet çağına dek uzanır. Konumuz medeniyet ve barbarlık güreşi içerisinde tanrısallaşma prosesidir. Burada da medeniyetin binlerce yıllık sansürüyle komün yaratıcılıkları maskelenmiştir. Bunu kısaca hatırlatıp işledik. Peki medeniyetin tanrısallaşmada hiç mi rolü olmamıştır? Komün veya barbarlık insan toplumunun bütün üretici güçlerini kendi içinde derlemiş, tarihi yapan canlı bir organizma (kollektif aksiyon) oluşuyla, insanlığın bütün yaratıcılıklarının temellerini kendi içinde atmış olur. Hemen bütün olumluluğu bu yaratıcılık özünde toplanır. Ama adı üzerinde ilkeldir. Bilinci yok denecek kadar azdır. Bütünüyle tarihin kanunlarıyla yürür. Bu potansiyel bir altşuurdur ve kollektiftir. Bu yüzden yakıcı-yıkıcı bir güçtür de; kendisine ters gelen anlamayan her şeyi yakıp yıkar. İçerisinde derlemiş olduğu bilhassa teknik ve coğrafya üretici gücü geliştikçe medeniyete parçalanmak, sosyal sınıflara bölünmek zorundadır. O zaman komünün işi biter, yani yaratıcılıklarını ve yarattıklarını geliştirmeye yaygınlaştırmaya vakit bulamaz. O'nun kaderi; tarihteki rolü, komün rezervi bitinceye kadardır. Medeniyet içerisinde rolünü gelenekleriyle sürdürür; tarihsel devrimci rolü kolay kolay bitmez.
329 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.