İki hikayenin aralıklarla çok güzel bir şekilde anlatıldığı, sadece 140 sayfada çok büyük bir konuyu ele aldığı çok aşikar. Cumhuriyet döneminde insanların aldığı hali anlatıyor.
Adam geçmişi anlatıyor hapse giriyor. Oysa sadece "gavurlara özenmemeliyiz." Diyerek. Çünkü o geçmişi biliyor, geçmişi yaşıyor. Yenilikler sayesinde kapatılan nehiri arıyor gözleri. Fakat bulamıyor. İşte o nehirle birlikte koca bir nesil de gitmiş elden. Koca bir nesli de, dönemi, yönetimi de kaybetmişiz o zaman. Gelecekler değişmiş. Takke yerine fötr şapkalar gelmiş. Taş yollaın üzerine asfalt dökülmüş. Bütün ülkenin insanının düşünceleri, fikirleri hatta mayaları değişmiş. Gençlerin akıllarında yeni sorular yeni fikirler gelmiş. Tabii ki belli bir düzende yenilik olacak fakat başkalarının yeniliği bizi sadece özenti yapar. Geleneğe ve kültüreuygun bir şekilde olan yenilikler ve değişimler halkı değiştirmez. İşte değişmiş olan sigara ve diğerleri de var kitapta.
SSitare , yavuz, Tansel, zelda... Hepsi yeniliklerin değiştirdiği gençler. Yenilik sadece fiziksel olmuyor maalesef. Yenilikler her şeyi etkiler. İnsanları bile. Önceden doğru olan şimdi yanlış oluyor. Ve alışma süresi kişiden kişiye değişiyor. Uyum olmuyor bu durumda. Çöl tilkisini, kutup tilkisinin yaşadığı alana koysak yaşayabilir mi? Veyatam tersi. İşte buna adaptasyon deniyor. Bir canlı bulunduğu alanın belli koşullarına göre uyum sağlıyor. İşte insanda bulunduğu topluma uyum sağlıyor. Ani değişimler de her biri e manevi bir şekilde dönüyor.