Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
130 syf.
9/10 puan verdi
Bir Nesin Yorumlaması
Aziz Nesin ile bu kadar geç tanıştığıma pişman mı olsam yoksa onunla tanıştığıma memnun mu olsam bilemediğim bir durumun, kendimce yorumlamasıdır, sevgilerle... Sitede çokça görüyorum Aziz Nesin okumaları, alıntıları ve incelemeleri. Hatta kitaplığımda bile vardı. Ama yıllar yılı nedense bir türlü okuyamadım. O kadar değerli yazar ve eser var ki,
Gözüne Gözlük
Gözüne GözlükAziz Nesin · Nesin Yayınevi · 2015459 okunma
Liste Oluşturma İletisi - Zor Okunan Kitaplar
Liste #39905161 iletisinde son aşamaya geldi, iletiye bakıp görüşlerinizi söylerseniz sevinirim ------------------------------ #39495551 iletimden fark edebileceğiniz gibi öz be öz sitesel bir kitap listesi oluşturma çalışmalarına başlıyorum. Bu listenin konusu - haliyle- zor kitaplar
Reklam
Kaplıcalarda üç hafta kaldım, bu üç haftayı yaşamın geri kalan her gününden daha yoğun, daha derin yaşadım. Bir gün Ernesto işteyken, parkta geziniyordum; aklıma o anda ölmenin ne kadar güzel olacağı geldi. Tuhaf görünebilir, ama en derin mutluluk, en korkunç mutsuzluk gibi beraberinde zıt bir arzuyu getirebilir. Sanki çok uzun süredir yürüyordum, yıllardır, yıllardır bu konuda toprak yolları aşındırıyordum; daha ileri gidebilmek için küçük bir baltayla kendime bir tünel açıyordum, ilerliyordum ve çevremde ayaklarımın dibinde hiçbir şey göremiyordum, nereye gittiğimi bilmiyordum. Önümde bir uçurum, bir çukur, büyük bir kent ya da bir çöl olabilirdi, derken koru birden bire açılmıştı, farkına bile varmadan tepeye tırmanmıştım. Kendimi ansızın bir tepenin doruğunda bulmuştum, az önce güneş doğmuştu, dağlar değişik tonlarda ufka doğru uzanıyorlardı önümde, Her şey açık maviydi, hafif bir esinti tepeyi, tepeyi ve başımı, başımı ve içindeki düşünceleri okşuyordu. Arada bir aşağıdan bir gürültü, bir köpek havlaması, bir kilise çanı işitiliyordu. Her şey garip bir hafiflik ve yoğunluk havasındaydı. İçimde ve dışımda her şey açık seçikti, hiçbir şey üstüste binmiyordu, hiçbir şey gölge etmiyordu, artık buradan inmek, ormana dönmek istemiyordum. kendimi maviliğe atmak, sonsuza dek orada kalmak, yaşamı doruk noktasında terk etmek istiyordum.
Sayfa 121Kitabı okudu
"Ben bir kadını sevmiştim, dedi kendi kendine mırıldanırcasına. Bir insan, bir insanı ne kadar sevebilirse, işte o kadar sevmiştim." ... " Sonra baktım olmuyor, yarıda kestim türküyü. Zaten beni mest eden, aklımı, ruhumu ve başımı fırıl fırıl döndüren dizesini söylemiştim. 'Kıyan ellerine de kurban olduğum.' Katıksız sevgi... ... "Çukur önceden hazır edilmişti, besbelli, eni, boyu ölçülerime göreydi. Derindi ve zifiri karanlıktı. Ben o çukurun dibini boylayınca, Nergis peşim sıra geldi hemen ve anlayamadığım bir hevesle, neredeyse çıldırmış gibi üzerime toprak atmaya başladı." ... "Nergis'in yalan söyleyerek kendi sicilini, kendi gözünde lekelemesine gerek yoktu aslında. Bana kendini göm deseydi; bunu seve seve yapardım. Kendisine neden böyle bir kötülük etti bilmiyorum. Aklıma geldikçe onun için üzülüyorum elbette. Bir yandan da doğup büyüdüğüm bu şehre gömülemedim, diye kendim için üzülüyorum. Ben illaki buraya gömülmek isterdim çünkü. Ne var ki Nergis, çocukların bile güleceği türden komik bir yalana, sarıp sarmalayıp beni Amsterdam'a gömdü." ... "Nefret edemeyenin sevgisi de yalandır."
192 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Birbirinden ilginç öyküler barındıran,okuması keyifli bir kitap oldu benim için:) Elmas Mercek - Fitz-James O’brien Gövdesi Olmayan Adam - Edward Page Mitchell Geri Giden Saat - Edward Page Mitchell Negatif Yerçekimi Hikayesi - Frank R. Stockton Hikayem Size - Edward Bellamy Yeni Hızlandırıcı - H. G. Wells Çukur Halkı - Abraham Merritt Elbette öykülerin hepsi çok güzeldi ama beni en çok etkileyen Negatif Yerçekimi Hikayesi ve Yeni Hızlandırıcı oldu. Bir bilim insanının etik ilkeler çerçevesinde , yaptığı bir buluş sonrasında yaşadığı akıl karışıklığını anlatan Frank R. Stockton ‘ ın öyküsünü okuduğum için memnunum.Öyküyü kısaca özetlemek istiyorum. Yerçekimini yenen bir icad yapan mucidimiz, bu icadın kötüye kullanılabileceğini söyleyen karısını dinliyor ve başlarda icadını gizli gizli kullanıyor. Fakat istemedende olsa bu durum başkalarını da etkilemeye başlıyor ve mucidimiz icadını gökyüzüne bırakmak durumunda kalıyor. “Dünyanın etrafında kanatlı Hermes gibi dolaşmakta muazzam bir haz var ve bizi aşağıya, dünyaya çeken ve sonra yavaş yavaş vücudumuzun hareketlerini bezginlik ve meşakkate dönüştüren yerçekimi kuvvetinden kurtulmak ise bireye rahatlama hissi veriyor. Ama bu haz, neşe ve mutluluk saçan iki gencin sonsuza kadar süreceğini sandıkları ayrılıklarından sonra bir araya gelmelerine kıyasla hiçbir anlam ifade etmiyor.” İkinci olarak H.G Wells ‘in Yeni Hızlandırıcı öyküsünü okurken Cern’deki parçacık hızlandırıcısı aklıma geldi .Yani bu adama ne denir bilmiyorum.Ama adam gerçekten süper;) Bilimkurgu okumayı sevenlere bu öykü kitabını kesinlikle öneririm.
Klasik Bilimkurgu Öyküleri
Klasik Bilimkurgu ÖyküleriKolektif · Çınar Yayınları · 2019109 okunma
198 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Çukur'un İdris Koçavalı'sından Çocukluğuna ve İnsana Dair Öyküler
Peri Gazozu'nu okurken ister istemez aklıma Bulgakov'un Genç Bir Doktorun Anıları adlı kurmaca- gerçek karışımı öyküler geldi. Ercan Kesal da Bulgakov gibi doktor olarak göreve başladığı kırsalda başından geçenleri kurmaca biçiminde anlatmış. Bulgakov'un kitabını zevkle okumuştum Kesal'ın kitabını da öyle okudum ama tabii ki daha fazlası da var.
Peri Gazozu
Peri GazozuErcan Kesal · İletişim Yayınevi · 20194,159 okunma
Reklam
176 syf.
·
Puan vermedi
Peygamber efendimiz'in, babanızın dostlarına hürmet edin dediği hadis vardı aklıma o geldi. Belki birçok hikâye anlatıldı hepsini dinledik kıssadan hissemizi aldık. Fakat yeri gelince hissemizi heba ederek onların gönüllerini kırdık. Ölümün olduğu bir dünyada niye bu kadar yoruyorsak gönlümüzü,kitap etimolojik kökü olan "dostluk"a, daha
Belki de Üzülmeliyiz
Belki de ÜzülmeliyizAhmet Murat · Profil Kitap · 20171,042 okunma
1808 syf.
10/10 puan verdi
·
18 günde okudu
SAVAŞLAR VE BARIŞLAR ÜZERİNE
''Damarlarındaki kanı boşalt, yerine su doldur, işte o zaman savaş olmaz.'' (I. cilt, s. 587) Savaş... savaş... savaş... Nedir bu savaş? Dostoyevski der ya, ''Her insan doğuştan gaddardır,'' diye, bence savaş, gaddarlığın, açgözlülüğün ve hükmetme aşkının dışa vurumudur. Barış ise, aynı savaş gibi, sadece çıkarların kesişmesiyle oluşan, başka
Savaş ve Barış (2 Cilt Takım)
Savaş ve Barış (2 Cilt Takım)Lev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202221bin okunma
Kapitalist tarifi geldi :)
Bir sürü uşağın hizmet ettiği zenginler çok büyük ve güzel evlerde yaşarlardı. Resimde de gördüğünüz üzere bunlar frak dedikleri siyah kuyruklu ceketler,silindir şapka dedikleri, soba borusuna benzeyen, parlak şapkalar giyerlerdi. Kapitalistlerin üniforması olan bu giysileri başkalarının giymesi yasaktı. Bu dünyada ne varsa hepsi kapitalistlerindi. Herkes de onların kölesiydi. Not: İster istemez güzel ülkemizin içine düştüğü yüz yıllık tarihi çukur aklıma geliyor. Her şey daha farklı olabilirdi. Ha bu arada eline fırsat geçse mütevazi yaşamını terk edip aşçılar uşaklar tutarım diyenler de herhalde gizli kapitalistlerdir :)
Sayfa 83
32 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.