İlk ihanet onarılmazdır. Başka ihanetlerden oluşan bir zinciri harekete geçirir ve bunlardan her biri bizi ilk ihanetimizden uzaklara, daha uzaklara götürür.
Beşeri aşk yoktur sende bıkarsın
Tanımıyorsun ki canı sıkarsın
Yücelterek sevme gönül yıkarsın
Şehvetle unutur aşktan çıkarsın
Sen başaramazsın yalvar Allah'a
Ne hata yaptınsa pişman olasın
Mazlum duasıyla derman bulasın
Örtük narsistin savaştığı protagonist ille de ona kötülük yapan, onun yaşamını ya da kazancını tehdit eden biri olmak zorunda da değildir. Haset, kin ve nefret besledikleri; arkadaşları, dostları, sevgilisi, eşi hatta maalesef öz çocukları bile olabilir.
Bu bakımdan büyüklenmeci narsist ile ortaklık, çıkarlar örtüştüğü sürece işlevsel ve kazançlı olabilirken, örtük narsistle böyle bir uyum yakalamak, birlikte ve karşılıklı kazanç sağlamak çok daha zordur. Çünkü örtük narsist kazanmayı değil, ötekinin kaybetmesini hedefler.
Popüler Bilim Kitabı olarak kaleme alınan bu Kitap, herkesin anlayacağı yalın bir dil ile, çok güzel hikayeler ve örneklendirmeler eşliğinde, Bilimsel Çalışmaların da aktarılıp izah edildiği 7 bölüm, 20 Maddeden oluşmakta.
Sanırım, Yazar Kitabı çok daha "Popüler" kılmak için Bilim ile Felsefe arasındaki farkları dikkate almadan, aktarım
İnsan lükse yönelik bir canlıdır. Lüks, esas anlamıyla bir tüketim pratiği değildir. Daha ziyade zorunluluktan arınmış bir hayat biçimidir. Özgürlük zorunluluktan sapmaya, çıkmaya (Luxieren)** dayanır. Lüks zorluğu engelleme yönelimini aşar.
Cenazelerin ölenden daha önemli olduğu, evliliğin aşktan daha önemli olduğu,
görünüşün ruhtan daha önemli olduğu
bir dünyada yaşıyoruz.
İçeriği hor gören bir paketleme kültüründe yaşıyoruz...
• Anthony HOPKİNS
Elinin kızın eline değmesi, hayatta edebileceği her laftan çok daha güçlü; kuvvetinin onun hayal dünyasındaki çekimi, yayımlanmış aşk şiirlerinden de, âşıkların bin nesil boyunca söyledikleri tüm sevda sözlerinden de daha akıl çeliciydi. Dilinin ifade edebileceği her şey onun muhakemesine sesleniyor, ama elinin dokunuşu, o kısacık temas, doğrudan kızın güdülerini etkiliyordu. Kızın muhakemesi, yaşı kadar gençti; hâlbuki içgüdüleri, en az insanın varoluşu kadar yıllanmıştı. Aşkla yaşıt içgüdüler, geleneklerden, fikirlerden ve buna benzer yeni zuhur etmiş her şeyden daha fazla hikmet sahibiydiler.
Birçok “şefkat”, “kardeşlik”, “dayanışma” duyguları bulunuyor.
İnsan türünde tüm bunlar, daha da kapsamlı olabiliyor.
Bazı türlerde, sadece kendi türüne değil, başka diğer türlere yönelik bile şefkat gelişebiliyor.
*****