Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Sosyalistligin tek bir kriteri vardır: ülkedeki realiteye ne kadar ses verdiği, dayandığı ve eylem haline getirdiğidir. Ne kadar değişim - dönüşüm varsa o kadar sosyalisttir.
jung'a göre Ashab-ı Kehf kıssasının anlamı şudur: Birey kendi içinde taşıdığı mağaraya ya da bilincin dışındaki karanlığa girerse, kendini önce bilinçdışı bir dönüşüm sürecinin içinde bulur. Bilinçdışına girmesi, bilinci ile bilinçdışının içerikleri arasında bir bağ kurmasını sağlar. Bunun sonucunda, kişiliğinde olumlu ya da olumsuz anlamda kökten bir değişim olabilir. Dönüşüm genellikle, yaşam süresinin uzaması ya da ölümsüzlüğe adaylık olarak yorumlanır.
Reklam
Jung, Ashab-ı Kehf kıssasından, kendini bilinçsizliğin karanlığında bulan kişilerin bir dönüşüm sürecine girecekleri ve bu dönüşümün bazen yaşamın uzaması veya ölümsüzlük olarak ifade edilen negatif veya pozitif anlamda anlık bir değişim olacağı anlamını çıkarmıştır.
256 syf.
·
Puan vermedi
Dönüşüm... Bu kelimeye yüklediğimiz anlam insan sayısı kadar olsa gerek. Çünkü herkesin yaşam yolundaki tüm değişim ve dönüşümleri kendinedir. Öncelikle gerçek bir dönüşüm için, o ana kadar olan her şeyi geride bırakmaya hevesli olmak gerekir. Kitabın içinde yaşamının bir noktasından sonra ruhundaki değişimi fark edip, artık o andan sonra bambaşka bir güzergahta ilerleyen karakter ile birlikte yol alıyorsunuz. Hayatı herkes kendine göre yaşıyor elbette ve çevresindeki insanlara ne kadar tuhaf gelse de, ruhuna ve bedenine iyi gelecek her yolu deniyor. Çağımızın tüm donanımına rağmen yüzyıllar önce yaşamış olan atalarımızdan daha mutlu değilsek nerede hata yapıyoruz düşünmek lazım. Burada içsel hoşnutluk denilen bir durum ortaya çıkıyor. Dolayısıyla içsel karmaşıklığı ortadan kaldırmak bu noktada önemli. Doğaya baktığımız zaman herhangi bir hayvanın bir böceğin, kuşun yaşamda kalma süreci ile insanların ölene dek yaptığı her şey birbirinden o kadar farklı ki. İnsan yaşamı boyunca hep bir mücadele içinde. Diğer canlıların zahmetsizce yaptığı her şey için insanlar büyük bir uğraş veriyor. Sanırım insanlar kendilerini sadece konforlu bir yaşam alanı sunmak için büyük mücadeleler içine giriyorlar. Yaşam her an sona ile erebilir, bunu çok az zaman diliminde düşünüyoruz belki de. Seçimlerimizden sorumluyuz. Hem içsel hem dışsal tüm eylemlerimizde öncelikli olarak dönüşüm içine girerek memnun olmadığımız güzergahı değiştirebiliriz.
İçsel Mühendislik
İçsel MühendislikSadhguru Jaggi Vasudev · Libros Kitap · 202422 okunma
Şu bir gerçek ki yakında hepinizin üstünü toprak örtecek, sonra o da değişip başka bir şeye dönüşecek, sonra dönüştüğü şey de değişecek ve bu değişimler sonsuza dek sürecek. Bu sonsuz değişim ve dönüşüm dalgasını düşünen biri, fâni olan her şeyi hor görür.
Sayfa 95 - Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Gerçek peri masalları açlık hakkındadır: her şeyden önce güce karşı duyulan açlık ama aynı zamanda adalet, aşk, değişim ve dönü­şüm açlığı, başka insanlara karşı hissedilen açlık
Sayfa 32 - Domingo
Reklam
Ayrıca bkz.: Husserl- Fenomenoloji
Her şey niyetle başlar. Tüm değişim, devrim ve dönüşüm hamlelerinin ilk tohumu niyettir. Niyetler, bir tohumun ağacı içinde taşıması gibi tüm sonuçları potansiyel olarak içinde taşırlar. Niyet sadece dille yapılan bir faaliyet de değildir. Bir şeye niyet etmek; ruhunuzun onu istemesi, tüm varlığınızın o niyete yönelmesi anlamına gelir yahut gelmelidir. Niyet, ihtiyaçtan doğar; bir eksikliği tamamlamaya yöneliktir. Eksik olduğu bilincine varma, doğru ve gerçek bir eksikliği tespit edebilme, yüksek bir kişisel farkındalık gerektirir.
Devlet
دولة؛ دال-يدوب Devretmekten gelir, değişim dönüşüm, dinamizm ifade eder. State: statik durumu bildirir. Durağanlık ve sabitlik vardır. Dilin yüklediği anlam mühim
İbrahim Kalın
İbrahim Kalın
Yaşımız ilerledikçe derin köklü değişimleri daha az istiyoruz, çünkü korkuyoruz. Olaylara topyekûn dönüşüm açısından bakmıyoruz, sadece yüzeysel deği­şim açısından bakıyoruz
Sayfa 186 - Omega yayınları 2010Kitabı okudu
Hayat geçerken zaman geçerken ve beraberinde farklılık değişim dönüşüm getirirken beni es geçiyormuş…zaman geçtiği halde ben onu sadece aynaya bakarken fark edebiliyordum…
Reklam
·
Puan vermedi
Her edebiyat sevdalısının kafka' nın meşhur öyküsünü okumasa dahi Gregor samsa ' ya ne olduğundan haberi vardır diye düşünüyorum. Şöyle başlar hikaye: "Gregor samsa,bir sabah yatağında sıkıntılı rüyalarından uyandığında kendini dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu " Bu cümleyi okuduğumuzda samsa ' nın ne tür biçim kazandığını anladığımızı düşünürüz. Oysaki" böcek " sözcüğü kullanılmasına rağmen samsa ' nın nasıl bir surete büründüğü herkesin zihninde farklı bir biçimde oluşur. Benim asıl merak ettiğim,her ne hâle gelirse gelsin tam olarak nasıl bir hadise meydana geldiği. Gregor samsa ' nın görünüşü değişti mi yoksa dönüştü mü? Burada gerçekleşen eyleme dair çoğu çeviride" dönüşmek " fiili tercih edilmiş. Bütün olay, hikâyenin ilk cümlesinin nasıl çevrildiğiyle alakalı. Samsa; değiştiyse değişim, dönüştüyse dönüşüm olmuş. Gregor samsa, öyküde her ne kadar böcek gibi yaşayan bir canlı olarak anlatılsa da insan gibi düşünmeye ve insanlarla iletişim kuran bir varlık olarak yaşamına devam ediyor. Doğrusunu söylemek gerekirse Gregor samsa 'nın değişti mi dönüştü mü tartışmaktan maksadım sözcüklerin önemi üzerine bir farkındalık oluşturmak. Kelimelerin ve kavramların duygu ve düşünce dünyamızda ne kadar önemli olduğunu anlamayan, okudukları hakkında etraflıca düşünmeyen, özellikle edebiyat adına dişe dokunur bir şeyler üretmeyen, zihnimizden geçenleri doğru dürüst ifade edemeyen biri hâline gelirsek sureta insan kalabilmemize rağmen samsa ' dan çok daha vahim bir hâle tutulma ihtimalimiz yüksek görünüyor.
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022222bin okunma
Dönüşüm ve değişim Sadece yaşayanları sever. Ben bu oyunun kurallarını değiştiremem.
Zihinsel anlamda dönüşüm olmadan davranışlarda değişim olmaz
Sayfa 196Kitabı okudu
Toplum olarak olumlu anlamda bir değişim, dönüşüm yaşayamadık maalesef...
Özellikle, içinde bulunduğu dönemde yapıp ettikleriyle temayüz etmiş şahsiyetıerin paylaştığı ortak bir çizgi vardır: istisnaların dışında bir çok seçkin yazın ve aksiyon insanının her nedense dönemleriyle başı hoş değildir. Rahatsız etmişlerdir ve rahat­sız edilmişlerdir. Uyum içerisinde olmaları beklenen yerleşik düzenlerle bile ciddi anlamda çatıştıkları olmuştur. Neden mi? Çünkü,bu insanların ruhları, rutini üretme­si kaçınılmaz olan yerleşikliği kesinlikle kabul etmez. Yerleşik düzen, kendisini var kılan olguların yerleşik bir insicam halinde muhafaza edilmesini ister. Adı komü­nizm olsun, kapitalizm olsun ya da bir din devleti . . . fark etmez. Devletlerin ortak bir işleyiş düzeneği vardır ve sivriliklere asla müsaade etmez. Tüm devlet yapıları da as­lı itibarıyla muhafazakardır. çünkü, esas olan mevcudu korumaktır devlet için. Do­layısıyla yapıya entegrasyonu mümkün olabilecek (değişim değil) dönüşüm taleple­rini bile şüpheyle karşılar. Oysa sürekli bir devşirme, yoğurma, sentezleme ve yeni­yi arama faaliyeti içinde olan atak ruhlar söz konusu insicamı yetersiz bulur ve sü­rekli itiraz ederler. Bu da çatışmayı kaçınılmaz kılar.
Sayfa 13 - Hece dergisiKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.