Dünya edebiyatı için küçük, kendi edebiyat ve okuma serüvenim içinse kocaman bir adım olan Ulysses'i okumanın mutluluğu ile bu satırları yazıyorum. :))
Ulysses herkesin korkulu rüyası bir kitap. Sadece bizde değil dünyanın her yerinde okunması ve anlaşılması güç olan kitap damgasını okurdan ziyade "edebiyatın büyük abileri"
Bu platformun insanlar için değil de kitaplar için olan versiyonunu düşündüm de 1000okur kitaplar bizi paylaşıyor falan saçma bi düşünce evet ama hissettiklerimi anlatmaya en yakın ifade bu olabilir çünkü ben kitabı değil kitap beni okudu hatta canıma okudu beyin hücrelerim kılcal damarlarım tırnak uçlarım ve saç diplerim ağrıyor düşündükçe böyle
Bu kitaba inceleme eklemeyi düşünmüyordum ama sitede bu kitabın hakkettiği değeri görmediğini düşündüğüm için birkaç kelime de olsa düşüncelerimi yazmak istedim. 6 aydır kitaplığımda sırasını bekleyen ve benim de sürekli sarfınazar ettiğim, başlamaya yanaşamadığım kitap. Bilinçakışı tekniğinin mihenk taşı sayılan İngiliz edebiyatçı James Joyce '
ORHAN PAMUK'UN EDEBİ DÜNYASI
2006 yılı Nobel Edebiyat Ödülü "Şehrinin melankolik ruhunun izlerini sürerken, kültürlerin birbirleriyle çatışması ve örülmesi için yeni simgeler bulması" gerekçeli basın bildirisi ile Orhan Pamuk'a verilmiştir.
Dönemin İsveç Akademisi daimi sekreteri Profesör Horace Engolahl, Orhan Pamuk'un;
*Her hayat bir sürü günden oluşur, gün be gün. Kendi içimizde yürüyüp giderken hırsızlara, hayaletlere, cavarlara, ihtiyarlara, delikanlılara, karılarımıza, dullara, âşık kardeşlere denk geliriz ama denk geldiğimiz hep kendi kendimizizdir aslında.
James Joyce’u yayınlanmış ilk eseri olan Chamber Music (Oda Müziği) ile tanıdım. Yıllar sonra bu kitabındaki şiirlerin yayınlanmasından utanç duyduğunu söylemiş. Oysa çok duygu yüklü bir eserdi. Belki de şiirlerinde cinselliği kullanmaktan rahatsız oldu. İnsan yazar da olsa, okur da olsa cayma hakkı vardır değil mi?
Dublinliler kitabını Ulysses’ten önce yazarın tarzına aşina olmak için okudum. Murat Belge “Joyce’un Dublinliler’i sonuç olarak acı bir kitap.” demiş.
On beş hikâye var kitapta. Hikâyelere dair ayrıntıya girmiyorum. Yorumlayan birçok okura göre, bir araya geldiğinde bir bütünlük oluşturuyorlarmış. Bense, dinî duygular ve millî göreneklerle donatılmış bir orta sınıfın yaşamını başarıyla gözler önüne seren bu eserde, bahsedilen bütünlüğü tam olarak yakalayamadım.
Dinin İrlanda insanı üzerinde kurduğu hakimiyetin, yoksulluğun ve taşra yaşamının kırık dökük evleri, çamurlu sokaklarına kadar başarılı betimlemelerle aktarıldığı bu eseri okumaya hazır değildim belki de. Sevdim mi, sevmedim mi, emin olamıyorum doğrusu. Yalnızca şunu net söyleyebilirim. “ İyi ki okumuşum!” diyeceklerim arasına girmedi.
Evet, bir ülkenin geçtiği süreçlerle, orada yaşayanların bireysel acılarını çok güzel harmanlamış, ülke ve bireyin birbiri için tamamlayıcı olduğunu çok güzel sezdirmiş okuyana. Sıkmayan, akıcı ve net bir anlatım da kullanmış. Ancak ben hayal ettiğim okuma tadını bu kitapta bulamadım.
Son derece şairane oldu o hüzünle ilgili. Müziğin sayesinde. Müziğin büyüsü var. Demiş Shakespeare. Alıntılar yıl boyunca her gün. Olmak ya da olmamak. Anında bilgelikler.
Sayfa 324 - Yapı Kredi Yayınları, 25.Baskı, Ocak 2022
Liliyar ile birlikte düşünüp başlattığımız #46060836 etkinliği vesilesiyle okuma sürecimiz boyunca bu muhteşem değişik ve özel kitaptan bir dolu alıntı paylaştık. Bu alıntıların altına yapılan yorumlarda hem kitabı okuyan bizler hem de kitabı okumayıp da yorum yazan arkadaşlarla bir dolu
Kitap kurdu olan herkesin, sevdiği en az bir yazarla ilgili mutlaka bir anekdot bulabileceği çok keyifli bir kitap. Kitabın kapağında yirmi yazarın ismi yazılı ama içerisinde çok daha fazlası var. Proust, Jack London, Wharton, C.S. Lewis, Arthur Conan Doyle, Nabokov, Victor Hugo, Dostoyevski, Balzac, Stephen King, Emily Brontë, Hemingway, Woolf,
Tasarruf etmiyorsun da ondan, dedi Mr. Deasy, parmağını uzatarak. Para nedir bilmiyorsun henüz. Para kuvvettir. Sen de benim yaşıma geldiğinde. Biliyorum, biliyorum. Gençlik bilseydi. Ama ne demiş Shakespeare? Keseni doldur para.