Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Sesi sertti. Maıy donup kaldı. Stephen’m ses tonunun öfkeden mi yoksa arzudan mı kaynaklandığını merak ediyordu. “Stephen, ben senin karınım.” Stephen bir şey söylemedi. Ancak Mary onun sert, düzensiz nefesini duyabiliyordu. Mary onu sevdiğini söylemek isteyerek daha da yaklaştı ve elini onun göğsünden aşağı, kamına doğru kaydırdı. Bir
Yaşadığımı işitmek istiyorum Bir ses uzaktan yakından ya da içimden Düşen yaprak örneğin Kağıt hışırtısı olsun Ya da eski tahtaları içten kemiren bir kurdun çıtırtısı Bir inilti derinden Damlayan su Bir elektrik düğmesi çıt diye Çok uzaklardan yankılanan duyulur duyulmaz İçimdeki mağaralarda besler büyütürüm Her ne olursa olsun bir ses Yeter ki bana ispat etsin yaşadığımı
Aziz Nesin
Aziz Nesin
Reklam
Yaşadığımı işitmek istiyorum Bir ses uzaktan yakından ya da içimden Düşen yaprak örneğin Kağıt hışırtısı olsun Ya da eski tahtaları içten kemiren bir kurdun çıtırtısı Bir inilti derinden Damlayan su Bir elektrik düğmesi çıt diye Çok uzaklardan yankılanan duyulur duyulmaz İçimdeki mağaralarda besler büyütürüm Her ne olursa olsun bir ses Yeter ki bana ispat etsin yaşadığımı
Aziz Nesin
Aziz Nesin
24-A servisten R.G
Geçtim yine karlanmış ağaçlar arasından. Duydumsa da zevk almadım ömrüm kederinden İstanbul'a hasretteyim ısrarla derinden. Gittikçe ağırlaştı yağan kar ve karanlık!.. Rüyamda bütün bir gece hep evdeyim artık.
Isfahan
Ufkunda açarken alevden güller Her akşam Isfahan dertli gönüller Gibi bu hicranı duyar derinden. Bir hazin inilti gibi yükselir O zaman sesler ki akseder gelir Hazan ne bilmeyen bahçelerinden. Saatler hüznüyle ilerledikçe Ağır bir kâbusu andıran gece Artırır ruhunun dinmez yasını. Ve serper dalarken şehir uykuya Esen rüzgârlara,ürperen suya Sonsuz güllerin rahiyasını.
Sayfa 109Kitabı okudu
Fetihden sonra Fatih şehrin içinde gezerken derinden bir inilti işitti."Bu inleyen adamı bulup getirin."diye emir verdi. Üstü başı pejmürde görünce "Bu ne haldir,sizi neden hapsettiler? " Konstantin beni huzuruna çağırıp sordu."Şehri Türkler alacaklar mı?" Bende gördüklerime ve okuduklarıma malesef evet alacaklar dedim. Bu sefer de Fatih "İstanbul bizim elimizden çıkacak mı?" diye sorduktan bir müddet sonra Keşiş: "Bu güzel şehrin düşmanı çoktur.Sizin aramızda da fesat artar,şahsi menfaat ön planda düşünülmeye başlanır.Elindeki mallarını yabancılara satanlar çoğalır,yabancılardan medet umanlar artar.O zaman İstanbul sizin elinizden de çıkar. "dedi.
Nur yayınlarıKitabı okudu
Reklam
336 syf.
·
Puan vermedi
+18
Kitap +18. Bunun dışında konu bütünlüğü sağlanamamış fakat değişik bir konu olmuş, okurken sıkılmadım. Yazar bir konu bulmuş fakat bütünleştirememiş, dolayısıyla, bir çok soru işareti bırakabilir. Eleştirilecek pek çok nokta var ama okuyup görmenizi tavsiye ederim.( Okumayan da bir şey kaybetmez) +18 lik seviyeyi göstermek adına küçük bir parça paylaşıyorum. Bir saniyeliğine ona bakıp etkileyici vücudunu izledim. Farkında olmadan kendimi ona sürtmeye başlamıştım. Her iki eli kalçalarıma dolandı. Parmaklarını tenime iyice bastırdı ve ellerim her bir kasının üzerinde gezinirken nefes alıp verişi arttı. Karnının her bir çizgi ve kıvrımını yalamaya hazırdım. Başımı aşağı indirdim ve kaslı göğsünden hafifçe ısırdım. ***'in boğazından bir inilti yükseldi. "*****." İsmim onun ağzından çıkarken göğsü kulağımın dibinde titreşiyordu. Gözlerimi kapadım. "Seni tam burada becermemi istiyor musun?" Sesi derinden geliyor, güçlükle çıkıyordu. Sanki canı yanıyormuş gibiydi. "Çünkü bunu yapmama saniyeler kaldı." Spoiler vermemek adına isimleri sansürledim.
Kördüğüm
KördüğümCalia Read · Yabancı · 2015604 okunma
"Yaşadığımı işitmek istiyorum Bir ses uzaktan yakından ya da içimden Düşen yaprak örneğin Kağıt hışırtısı olsun Ya da eski tahtaları içten kemiren bir kurdun çıtırtısı Bir inilti derinden Damlayan su Bir elektrik düğmesi çıt diye Çok uzaklardan yankılanan duyulur duyulmaz İçimdeki mağaralarda besler büyütürüm Her ne olursa olsun bir ses Yeter
"Her santimine adımı yazmak istiyorum," sesi Vhalla'nın içinde derinden gelen bir gök gürültüsü gibi titredi ve tüylerini diken diken etti. Bu sözlerini vurgulayan yırtıcı bir inilti, avının üzerine atılmaya hazırlanan hayvana benzeyen bir ses çıkardı. Vhalla hafifçe iç çekip boynunu onu bekleyen dudaklara sunmak için başını eğdi."Aldrik...." diye yalvardı prensin dudakları köprücük kemiğine ulaştığında. "Leydim." Bir öpücük kondurdu."Aşkım." Aldrik ağırlaşmış dudaklarıyla tenine fısıldadı. Onu kendinin yapmak istiyordu.
Sayfa 109Kitabı okudu
I: Hastane Bayram haftası biter bitmez hastalandım ve askeri hastanemize gönderildim. Hastane, kaleden yarım verst ötede, öbür binalardan ayrı, uzun, tek katlı, sarı boyalı bir yapıydı. Yazları onarılırken dehşetli sarı boya harcanırdı. Hastanenin kocaman avlusunda eklenti binalarla lojmanlar ve diğer hastane pavyonları bulunuyordu. Merkez
42 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.