Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Nazım Hikmet'in şiiri bana hep, önce aşkı hatırlattı. Yıllar sonra biyografisini, mektuplarını, şiirlerini okuduğumda, onun önce aşık, sonra devrimci bir şair olduğunu düşündüm. Aşık olmadan devrim olmayacağına inandığımdan belki de. Aşksız bir Nazım olamazdı...
devrimci şiir ille biçimde devrimcilik demek değildir ama devrimcilik değiştirme olduğuna göre şiiri de değiştirmeyi bilmek gerekir.
Reklam
“birinin dev­rimci bir şiiri tarihdışı yapısalcı tekniklerle yorumlamasını kimse önle­yemez, ama çağdaş kenya, peru ya da beşinci veya on dokuzuncu yüz­yıl yunanistan'ında bir estetik sistemi, bir edebiyat, bir kanon kavramı aramanın boşuna olduğunu iddia etmek mümkündür çünkü bu bağlam­larda bu tür anlayışlar gelişmemiştir. her türlü çözümlemenin merkezi kültüreldir ve bütün çözümlemeler ideolojik varsayımlardan ve dünya görüşlerinden yola çıkarlar. bu yüzden, batı'daki teorik pratiklerin biçim verdiği mevcut eleştiri teorileri kültürel farklılıkları kavrayamamaktadırlar.”
Nazım Hikmet'in şiiri bana hep, önce aşkı hatırlattı. Yıllar sonra biyografisini, mektuplarını, şiirlerini okuduğumda, onun önce aşık, sonra devrimci bir şair olduğunu düşündüm. Aşık olmadan devrim olmayacağına inandığımdan belki de. Aşksız bir Nazım olamazdı...
Gidenlere
Onlar öldü Uzun söz gerekmez Her devrimci, yaşarken zaten biraz Hayata nişanlı, ölüme sözlü Yalın sözlerle anlatılmalı bu ölüm Onlar nasıl gittilerse ölüme Yiğit ve sade Fırtınası sessizliğinde Sözcüklerle Çünkü onlar Ölümü güzel kıldılar Geçip bir sabah Umudun Ve yetimlerin safına
Nazım' ın şiiri devrimci inançtan kaynaklanır, o kaynağın sesi aşka yansır.Bu yüzden onun aşk şiirleri de devrim şiirleri kadar güçlüdür.
Reklam
benim hoşuma gitmeyen yirminci yüzyılın ortalarına geldiğimiz şu günlerde devrimci bir ozanın aşk şiirleri yazması,diye yanıtladı. “Ama Nazım...”diye kekeledi:”çok iyi bilirsin ki,Nazım da çok aşk şiiri yazdı,karısına mektuplar yazdı”.Feride gene etkilenmedi,”Bu da onun ayıbı”,demekle yetindi.
Can Yücel; hınzırdır, muziptir, içlidir, 'ser'hoştur, 'ser'şairdir. En az şiirleri kadar, yaşadıkları da söyledikleri de şarabîdir. Can Yücel en ümitsiz koşullarda bile, üzümden şarap, şaraptan şiir yapmayı bilen, zekâyı ve şiiri bir şarap gibi kadehlere doldurup sunma inceliği gösteren derin bir insan sevgisidir. Can Yücel şiirini bilmeyenlerin bile, en az bir anekdotundan haberdar olduğu, toplumda Neyzen Tevfik gibi, Şair Eşref gibi bir yeri olan, cid'TİY'e aldığı hayatı bir rivayet gibi anlatılan bir söz ve ses tiyatrosudur. Can Yücel derin hüznünü, müthiş alaycılığı ve şiirinin ayrılmaz öğesi argoyla dengeleyen, hatta gizleyen, devrimci bir romantik, "menfi bir TİP"tir. Can Yücel yazdıklarında, en ağdalı ifadelerden, en acılı ağıtlara; en sert sokak ağızlarından en yoğun sevda ve sevgi şiirlerine; zekâ parıltılarından en yalın, en sade söyleyişlere kadar her şeye yer veren, öfkeyle sevgi arasında çırpınan "güzel bir çelişki"dir. Can Yücel argoyu ve küfrü, bir arınma işlemi olarak gören; ironi, zekâ patlaması, aforizma türü söylemlerin egemen olduğu metinlerden "yazınsal meddah"lığa doğru evirilen bir şiir yolculuğudur.
Tanıtım YazısıKitabı okudu
Deniz Gezmiş'in dilinden düşmeyen şiiri
"Delikanlım, iyi bak yıldızlara. Onları belki bir daha göremezsin. Belki bir daha yıldızların ışığında kollarını ufuklar gibi açıp geremezsin. ....... Delikanlım, sen ki, ya bir köşe başında Kaşından kan sızarak gebereceksin. Ya da bir devrimci gibi darağacında can vereceksin."
Sayfa 185Kitabı okudu
yarasa'nın 21 şiiri
1 Ölüm rengine bürünmüş Bir Ahmet Erhan portresi gibi Dolaştım kendi kıyılarımda Yalnızlığı çileden çıkaracak kadar yalnızdım Elimi düğümledim ayağımla Bir çağdaş ve müslim olarak Kendime sığındım
Sayfa 173 - Cunda Adası Temmuz, 1996Kitabı okudu
Reklam
Hayalindeki sevgiline şu satırları yazıyorsun: “Yeni bir şey üretesin diye sana ümitsizliği diliyorum. Ümitsizler yeni şeyler üretir, yaratıcı olurlar. Beni bekle­me, kimseyi bekleme. Düşünceyi bekle, düşünürü değil. Şiiri bekle, şairi değil. Düşünür hataya düşer, şair yalan söyler ve devrimci yorulur. Kastettiğim ümitsizlik budur.”
Sayfa 111
Nazım Hikmet, doğru bildiği yoldan ayrılmadan, sosyalizme, emeğe ve işçi sınıfına inancını yitirmeden yaşadı, düşüncelerine ihanet etmeden bir devrimci olarak öldü. Ne var ki, siyasetin kaynayan kazanlarına atıldığı ve bir simge olarak tartışıldığı için, ona asıl büyüklüğü sağlayan şiiri üzerinde pek durulmadı.
Sayfa 168 - Doğan Kitap
- ………………………………………………… Boşuna çekilmedi bunca acılar İstanbul Bekle bizi Büyük ve sakin Süleymaniye’nle bekle Parklarınla, köprülerinle, kulelerinle, meydanlarınla Mavi denizlerine yaslanmış Beyaz tahta masalı kahvelerinle bekle. Ve bir kuruşa Yeni Hayat satan Tophane’nin karanlık sokaklarında Koyun koyuna yatan Kirli çocuklarınla bekle bizi. Bekle zafer şarkılarıyla caddelerinden geçişimizi. Bekle dinamiti tarihin Bekle yumruklarımız Haramilerin saltanatını yıksın Bekle o günler gelsin İstanbul bekle Sen bize lâyıksın. Daha çok devrimci anılarla yüklü bir kavga söylevine benzeyen şiir bitince suskun kaldılar bir süre. ………………………. - Tanımış mıydın bu adamı?... dedi Kenan. Bu şiiri yazanı?... - Cezaevinde görüşmede ağbeyim uzaktan göstermişti bir gün.
Sayfa 524 - Cem Yayınevi
Sanatta, bilinçle duyarlık arasında tam bir uyum olmalıdır. Ne salt bilinç ne salt duyarlık tek başına yeterli değildir. Bir sanat eserinden, devrimci sanattan söz ettiğimizde, devrimci bir görüş açısında hareket ediyoruz. Yani dünyamızı insanca yaşanacak bir hale getirmek için şiiri ve sanatı sosyo-politik bir mücadelenin tanımlayıcı araçları olarak görüyoruz.
Enver Gökçe'nin şiiri, bir yandan bizim bilincimizi ve direncimizi pekiştirirken, bir yandan da devrimci şiirimizde özgün bir tohum olarak yineler kendini.
Sayfa 45 - Onur YayınlarıKitabı okudu
90 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.