Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Nazım Hikmet'in şiiri bana hep, önce aşkı hatırlattı. Yıllar sonra biyografisini, mektuplarını, şiirlerini okuduğumda, onun önce aşık, sonra devrimci bir şair olduğunu düşündüm. Aşık olmadan devrim olmayacağına inandığımdan belki de. Aşksız bir Nazım olamazdı...
Dahası mücadelenin kendisinin güzel olduğunu söylemek ge­rekiyor. Bir Filistinli devrimci güzel bir rüyada yarala­nabilir. Devrimciler, izledikleri yolda güzelliğin vere­ceği yaralanmayı bilmelidirler. Amaç çok önemli oldu­ğunda kendisi de güzeldir. Çünkü devrimciye varlığı­nı serbest ve özgürce açıklama izni veriyor. (...) Dire­nişin şiiri mücadelenin en üstünde olmaya çabalıyor.
Reklam
... Tutuşan bir bıçak. içerimde tozuyan bağırtılar vardır Ondan işte gidiyorum oraya: boğulmaya. ("Bir Devrimcinin Armonikası", Evet, İsyan, s.13) Burada dikkat çeken bir diğer nokta, Özel'in devrimci duyarlılığının yerel sınırları aşarak evrensel bir düzeye ulaşmış olmasıdır. "Çağdaş Bir Ürperti" şiirinde Fidel Kastro'yu söz konusu eden şair, bu şiirinin son dizesindeki 'Hanoy'da bir uçaksavar' ("Bir Devrimcinin Armonikası", Evet, İsyan, s.15) söz grubuyla da Vietnam Savaşı'na göndermede bulunur. 1965 yılında savaşla ilgili barış görüşmelerinin sürdüğü bir sırada Amerika Birleşik Devletleri, Vietnam'ın başkenti Ha Noi'yi bombardımana tutmuş ve 17.000 Vietnamlının ölümüne neden olmuştur. Bombardıman boyunca Vietnam kuvvetleri de 15 Amerikan B52 bombardıman uçağını düşürmeyi başarmıştır. İsmet Özel, "Bir Devrimcinin Armonikası"nı yazdığı sıralarda devam eden Vietnam'daki bu olayı şiiri içerisinde işleyerek, devrimci duyarlılığının sadece kendi ülkesinde olan haksızlıklara karşı olmadığını okuyucuya hissettirmiş olmaktadır. Aynı duyarlılığı "Sevgilim Hayat" şiirinde de ortaya koyan şair, Amerikanın Vietnam'da ki tutumunun yanına bu sefer, -şiirlerini Erbain adlı kitabında toplu olarak bir araya getirirken, - Rusya'nın Afganistan'da yaptığı 'vahşetin' eleştirisini koymaktadır...
Onun şiiri verili hayata karşı cephe oluşturuyor, devrimci bedeni ve özgür ruhun rüzgarını taşıyordu tüm dünyaya.
Kendini yeterince rahat hisseder hissetmez "Çok merak ediyorum şu Si-Ya-U'nun gerçek hikayesini" dedi Nâzım'a. Ve ekledi: "Biliyorum bin kere anlatmışsındır ama kısaca da olsa, bir kere de bana anlatır mısın?" Nâzım'ın gözlerine hüzün düştü. Si-Ya-U'nun Moskova'dan arkadaşı olduğunu söyledi önce.
Sayfa 61 - DESTEK YayınlarıKitabı okudu
Sesini Koru
Resim yaparken sevişen bir kadının incinmiş parmak uçları Düşüyor yere. Aşk elbette çırılçıplaktır, aşkın devrimci şiiri De. Giysilerini elleyemiyorsun bu yüzden insanın ve şiirin Bir bedenin görünen gizeminde, hayat da çıplak ve ıssızdır.
Sayfa 23 - Alkali KitapKitabı okuyor
Reklam
Sanatta, bilinçle duyarlık arasında tam bir uyum olmalıdır. Ne salt bilinç ne salt duyarlık tek başına yeterli değildir. Bir sanat eserinden, devrimci sanattan söz ettiğimizde, devrimci bir görüş açısında hareket ediyoruz. Yani dünyamızı insanca yaşanacak bir hale getirmek için şiiri ve sanatı sosyo-politik bir mücadelenin tanımlayıcı araçları olarak görüyoruz.
Sanatta, bilinçle duyarlık arasında tam bir uyum olmalıdır. Ne salt bilinç ne salt duyarlık tek başına yeterli değildir. Bir sanat eserinden, devrimci sanattan söz ettiğimizde, devrimci bir görüş açısında hareket ediyoruz. Yani dünyamızı insanca yaşanacak bir hale getirmek için şiiri ve sanatı sosyo-politik bir mücadelenin tanımlayıcı araçları olarak görüyoruz.
Şiirdi benim alanım. Bu demekti ki şiiri zaafa uğratmakla kendi alanımı daraltır ve belki de yok ederdim. Şiirin güçten düşmesi demek, kendime duyduğum öz saygının azalması demekti. Bu yüzden şiirimin devrimci niteliğine ne kadar önem veriyorsam, devrimin şairi olmak gibi bir zaaf içine düşmemeye de o kadar özen gösteriyordum. Yazdıklarım,belli düşüncelerin desteğiyle ayakta durabilen metinler ise onların okunmaya değer metinler olma niteliği de tartışmalı hale düşerdi. Şiirlerimle yüz yüze gelenler dünya ile olan ilgilerinde yeni bir açılımı, gerekirse bir rahatsızlığı farketmeliydiler. Bu yüzden genel kabul içinde şiire yakışır sayılana değil, şiire girdiği zaman bir şeyleri kurcalar olana rağbet ediyordum.
Sayfa 57
Düşünceyi bekle, düşünürü değil. Şiiri bekle, şairi değil. Düşünür hataya düşer, şair yalan söyler ve devrimci yorulur. Kastettiğim ümitsizlik budur
Reklam
Ümitsizler yeni şeyler üretir, yaratıcı olurlar. Beni bekle­me, kimseyi bekleme. Düşünceyi bekle, düşünürü değil. Şiiri bekle, şairi değil. Düşünür hataya düşer, şair yalan söyler ve devrimci yorulur. Kastettiğim ümitsizlik budur.
Şiirdi benim alanım. Bu demekti ki şiiri zaafa uğratmakla kendi alanımı daraltır ve belki de yok ederdim. Şiirin güçten düşmesi demek, kendime duyduğum öz saygının azalması demekti. Bu yüzden şiirimin devrimci niteliğine ne kadar önem veriyorsam, devrimin şairi olmak gibi bir zaaf içine düşmemeye de o kadar özen gösteriyordum. Yazdıklarım, belli düşüncelerin desteğiyle ayakta durabilen metinler ise onların okunmaya değer metinler olma niteliği de tartışmalı hale düşerdi. Şiirlerimle yüz yüze gelenler dünya ile olan ilgilerinde yeni bir açılımı, gerekirse bir rahatsızlığı farketmeliydiler. Bu yüzden genel kabul içinde şiire yakışır sayılana değil, şiire girdiği zaman bir şeyleri kurcalar olana rağbet ediyordum.
Sayfa 51 - TİYO Yayınları XIII. BaskıKitabı okuyor
_İnsanIar, kuşIar gibi uçmayı, baIıkIar gibi yüzmeyi öğrenmişIer ama insan gibi yaşamayı öğrenememişIer. _Görmek isteyenler için ışık, istemeyenler için karanlık vardır. _Hiçbir şeyi kendisi kadar sevmeyen insan, sevdiği varlıkla, kendi kendisiyle baş başa kalmaktan çok hiçbir şeyden korkmaz. Her şeyi kendi için arar ama en çok kendinden kaçar.
Nazım Hikmet, doğru bildiği yoldan ayrılmadan, sosyalizme, emeğe ve işçi sınıfına inancını yitirmeden yaşadı, düşüncelerine ihanet etmeden bir devrimci olarak öldü. Ne var ki, siyasetin kaynayan kazanlarına atıldığı ve bir simge olarak tartışıldığı için, ona asıl büyüklüğü sağlayan şiiri üzerinde pek durulmadı.
Gidenlere
Onlar öldü Uzun söz gerekmez Her devrimci, yaşarken zaten biraz Hayata nişanlı, ölüme sözlü Yalın sözlerle anlatılmalı bu ölüm Onlar nasıl gittilerse ölüme Yiğit ve sade Fırtınası sessizliğinde Sözcüklerle Çünkü onlar Ölümü güzel kıldılar Geçip bir sabah Umudun Ve yetimlerin safına
90 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.