Büyük Ozan Neşet Ertaş'ı saygı ve sevgi özlemle anıyorum... 🌹🌹🌹💖💖💖
Devlet sanatçılığı bana teklif edildi. Ben, hepimiz bu devletin sanatçısıyız, ayrıca bir devlet sanatçısı sıfatı bana ayrımcılık geliyor diyerek teklifi kabul etmedim. Ben halkın sanatçısı olarak kalırsam benim için en büyük mutluluk bu. Şimdiye kadar devletten bir kuruş
RAHMET MİNNET VE ÖZLEMLE ANIYORUZ DEĞERLİ ÜSTADI...!
Doğum ADI :Veysel Şatıroğlu
Unvanı :Âşık Veysel
Doğum25 Ekim 1894
Şarkışla, Sivas, Osmanlı İmparatorluğuÖlüm21 Mart 1973 (78 yaşında)
Sivrialan, Şarkışla, Sivas, TürkiyeTarzlarTürk halk müziğiEtkin.
Çaldığı önemli çalgılar :bağlama.
Hayatı
Aşık Veysel Şatıroğlu, 1894 yılında Sivas'ın Şarkışla
İrade bir yanılsama mıdır? Freud’dan bu yana pek çok psikolog ve psikoterapist öyle olduğunu savunmuştur. Ba balarımızın kelime dağarcığının vazgeçilmezleri arasında olan “irade gücü” ve “özgür irade” gibi deyişler, ya çağ daş, ileri tartışmalardan tamamen çıkartılıp atılmış ya da alay edercesine sıklıkla kullanılmaktadır. İnsanlar terapist lere, kaybettikleri iradelerinin yerine koyabilecekleri bir şey bulmak için gidiyorlar artık; yaşamlarını yönlendir mek için bilinçdışına nasıl ulaşabileceklerini, davranışları nı düzenlemede en yeni koşullanma tekniklerini öğren mek veya yaşamlarına biraz güdü ekleyecek ilaçları kul lanmak için. Ya da insanlar terapistlere, “duygu boşalt- ma”nın en son yöntemini, duygunun çabalayarak elde edi lecek bir şey değil, sizin yaşamsal bir duruma kendinizi veriş biçiminizin bir yan ürünü olduğunun farkına varma dan öğrenmeye gidiyorlar. Asıl soru ise şudur; bu durumu ne için kullanacaklar? Leslie Farber, irade konusundaki çalışmasında, iradenin bu başarısızlığının, günümüzün en temel patolojisini oluşturduğunu ve yaşadığımız devrin “bozuk irade çağı” olarak adlandırılması gerektiğini iddia etmiştir.2
10 Kitap ikram ediyoruz.
Kitap Şuuru sayfası olarak her hafta şartlarımızı yerine getirme vaadinde bulunan takipçilerimize kitap hediye ediyoruz. Bu hafta birbirinden farklı, birer adet olmak üzere toplam 10 kitabı müdavim ve takipçilerimize hediye edeceğiz. Sonuçları 19 Şubat Çarşamba günü saat 21.00’de açıklayacağız. Hediye kazanan kişilerin
Kitap Şuuru- (7.) 1000kitap.com sitesi Hediye Kitap Kampanyası'na Davet.
10 Kitap ikram ediyoruz.
Kitap Şuuru sayfası olarak her hafta şartlarımızı yerine getirme vaadinde bulunan takipçilerimize kitap hediye ediyoruz. Bu hafta birbirinden farklı, birer adet olmak üzere toplam 10 kitabı müdavim ve takipçilerimize hediye edeceğiz. Sonuçları 26
Kitap Şuuru- (8.) 1000kitap.com sitesi Hediye Kitap Kampanyası'na Davet.
5 Kitap ikram ediyoruz.
Kitap Şuuru sayfası olarak her hafta şartlarımızı yerine getirme vaadinde bulunan takipçilerimize kitap hediye ediyoruz. Bu hafta birbirinden farklı, birer adet olmak üzere toplam 5 kitabı müdavim ve takipçilerimize hediye edeceğiz. Sonuçları 4
Süleyman beyin okuduğum ilk kitabı.. Türkiye'yi dert edinmiş, atları unutmamış ve din-i İslâm'ı atlamamış bir kitap. Epik bir söyleyiş var tabi didaktiklik de. Okurken bir çuvaldız geziniyorsa teninizde, ne mutlu. Sade, açık deyişler. Son 2 bölümde kalburüstü şiirler oldukça mevcut.
Aklıma Ebubekir Kurban beyin şu sözü geldi okurken, "Türkiye sevgisi imandandır."
Türkiye'yi sevmeyende var mı iman!
Okudum. Ben kitabı sadece okudum ama kitap beni sarstı, acıttı, iğneledi, ağlattı, güldürdü, düşündürttü, utandırdı, kırdı, bağışlar gibi yaptı ama bağışlamadı, kendime küstürdü.
Kısacası; vicdanımı sızlattı.
Belki ben de serçe parmağımdan başlayıp çürüyecektim; ama buna engel oldu.
Yani inşallah engel olmuştur.
Hacmine rağmen, uzun bir sürede bitirim kitabı.
İçinde fiziksel olarak çok da uzun olmayan hikayeler var. Ama bazı hikayeler var ki içinde, bitirdiğinizde kocaman bir roman bitirmiş gibi yorgun oluyorsunuz. Ve biliyorsunuz ki, ardından gelen o kısacık diğer hikaye de sızlatacak içinizi. Ara vermek zorunda kalıyorsunuz o yüzden.
Bir daha okumam gerekiyor, biliyorum. Ama ne zaman ya da hangi psikoloji ile cesaret ederim bilmiyorum.
Öyle ard arda sıralanmış demogojiler, vicdan sızlasın diye başvurulan klişeler, biraz da ağır olsun ya uzun uzun sıralanmış acıklı deyişler Yok. Hatta sizi suçlayan, örseleyen de Yok. Olduğu gibi yazılmış içten gelen ne varsa. Ama işte vicdan bu, sızlıyor. Ne mutlu..
Yer yer anlamadığım, anlamlandıramadım kısımlar olmadı değil. Ama 2. Kitabını okuduğum Güray Süngü’nün kendini ifade ediş şekli bu, bir kaç kitap hatta hikaye sonra tarzına alışılıyor sanırım.
Böyle işte. Okuyun derim, bence.
Selim Deringil kitapta bir araya getirilen uzun yılların emeğini yansıtan makalelerinde, 19. yüzyıl imparatorluk tarihinin simgesel üretim ve yeniden-üretim alanlarını ele alıyor. Din, millet, devlet tanımlarını ve bunların siyasal alandaki kullanımlarını, II. Abdülhamit döneminden Mustafa Kemal’e uzanan süreçte, “devlet aklı” ve pratiklerine
Kerem Çalışkan:
Batı dünyası aydınları, Doğu-Çin felsefesinin özgün bir örneği olan 2500 yıllık Tao Te Ching eseri ile 19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başından itibaren yoğun olarak ilgilenmeye başladılar. Taoizmin, Budizm ile ve diğer dinlerle olan felsefe, düşünce ve inanç ilişkisi uzun yıllardır, Batı'da akademik araştırmaların konuları
11 kitaplık bu külliyatın ilk kitabı ile başlıyoruz. Bütün Oyunlar serisi hem Agora Kitaplığı hem de Mitos Boyut tarafından basıldı. Ben Mitos Boyut serisinin PDF halini edindim onu okuyorum. 11 tane oyun yer alıyor bu kitapta Brecht'in bu külliyatı üzerine pek az konuşulmuş o yüzden epik tiyatronun öncü ismi için okuduğum ciltlere inceleme yazmak
Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış 2 kitabında, romanın sonundaki meşhur patoz sahnesini incelemiş. burada -eğer dikkatinizden kaçtıysa- güzel bilgiler var. hikayenin sanatsal zevkinden mahrum kalmamanız için aktarmak istiyorum :)
///
orhan kemal, bu sahneyi romanın