Acaba ben ne yaptım, ne okudum? Tüm delilleri okuyucuya veren, verdikleri deliller ile beraber cinayetleri okuyucunun da çözmesini isteyen gerçek bir polisiye mi okudum, bir Orta Çağ gerilim romanı mı okudum, dinler arası, mezhepler arası, tarikatların ve rahiplerin başrolde olduğu bir roman mı okudum, gerçek kişi ve toplulukların hâkim olduğu
William Shakespeare 1564-1616 yılları arasında yaşayan İngilizce dilinin en büyük yazarı ve dünyanın en iyi oyun yazarı olarak anılmaktadır. İngiltere denilince eminim çoğunuzun aklına ilk olarak Shakespeare gelmektedir. Komedi, dram, trajedi alanında eserleri bulunmakla beraber; Hamlet, Kral Lear, Othello ve Macbeth en çok bilinenler
Peyami Safa denilince birçoğumuzun aklına ortaokul ve lise yıllarında okuduğumuz “Dokuzuncu Hariciye Koğuşu” gelir. Bir de dizi filmi çevrilen “Fatih Harbiye” adlı romanı. Onun “Matmazel Noraliya'nın Koltuğu" ve “
Yalnızız” gibi dünya klasikleri arasında yer alabilecek eserleri ise maalesef daha az tanınıyor. Ben onun adının, bu eserlerindeki
kürt edebiyatı denilince "mehmed uzun" dışında kimse kürtçe yazmadı sananlar ve kürt edebiyatı denilince akıllarına "ahmed arif" ile "yaşar kemal" gelenlere umarım birazcık da olsa faydası olur bu listenin.
ayrıca bir türk olarak söylemek gerekirse 1000 yıldır beraber yaşadığımız bir ırkın edebiyatını bilmemek
Çağdaş şirkin her türlüsüyle iç içe veya yüz yüze olan insanlarımıza şirk denilince, her nedense sadece Mekke müşriklerinin taptıkları bazı putlar akıla gelmektedir.
"NEREDESİN YANAN ALNIMI MÜŞFİK AVUÇLARINDA DİNLENDİRECEK MEÇHUL DOST?"
Jurnal..
Bir nevi ihbar yazısı ; kişinin kendini, içindeki ben 'i ihbarı. Yeri geldiğinde gayet aklı başında, ölçülü kelimelerle, yeri geldiğinde çığlık çığlığa.
Cemil Meriç' le ilk tanışmamız ve kaleminin azametinde bütün ön yargılarımın ve tabularımın gümbür
Geçmişten günümüze, kısa bir yolculuktan birikimler...
Zaman olarak kendisine en çok süre verdiğim ve okurken sayfalarca not aldığım kitabın incelemesinden herkese merhabalar. Evet, 29 günde bitirdim hemen hemen bir aylık süreye tekabül ediyor. Bir kitap için kullanılan bu süre benim için ciddi anlamda uzun, hatta çok uzun bir süre.
Bitmek bilmeyen kavga!
Yıllar yıllar önce insanoğlu Tanrı'yı aramaya başlar. Arar arar ve sonra bulur Tanrısını, ama Tanrıları farklıydı insaoğlunun; kimi taşı, kimi doğayı, kimi insanı, kimi görünmeyeni Tanrı kabul etti. Peki hangisi gerçek Tanrıydı? Tanrı neredeydi? İnsanoğlu geçmişten bu yana arar durur Tanrısını, kimi buldu, kimisi hiç
İHTİYAÇTAN SATILIK denilince DUR SATMA AL İHTİYACINI GİDER demek yerine yok pahasına alıp ABİ ADAM SIKIŞMIŞ BEDAVAYA ALDIM diye hava atılan,üstelik bu konuşmanın hiç yardırganmayıp övgü gördüğü,onay bulduğu topraklarda DİN göğe çekilmiş,yeryüzünde sadece edebiyatı kalmıştır.
Bütün umutları tükenmiş, bütün imkanları elinden alınmış birinin zindanda yazdığı, benim de sıcak evimde, rahat koltuğumda mahcubiyet duygusu içerisinde okuduğum kitabın ilk cümlesiydi ve bu cümlenin sırf daha edebî bir giriş olsun diye öylesine yazılmamış olduğuna yazarın hayatı şahitti. Beni bu kadar etkilemesinin nedeni de buydu galiba.