Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
30 Ağustos zaferinden sonra Atatürk'ün cephedeki eşyaları Ankara'ya taşınacaktır.. Atatürk, savaş sırasında okumak için cepheye götürdüğü kitapların masanın üstünde durduğunu görünce bunun nedenini askere sorar.. Boş sandık beklenildiği yanıtını alınca dışarı çıkar ve içi mermi dolu sandıklardan birini yere boşaltarak askere uzatır.. Herkes şaşkınlık içinde bakarken, Atatürk şunu söyler:"Kitapları buna koyun, asıl savaşımız bundan sonra başlıyor".. Biz, o siperde tutunduk mu? Biz, kitap okuyarak avuçlarımıza aldığımız ışığı karanlığa taşıdık mı?. Biz, Atatürk'ün "asıl savaş" dediği cehaletin, bilgisizliğin üstüne kitapla, bilimle, sanatla yürüdük mü?. Atatürk bu sorulara verilen yanıtlarımızda ya gömülü ya da hala nefes alıyor!.. Kitap okudukça, gösterdiği cephede direndikçe, Atatürk yaşayacaktır.. Anısına sonsuz saygı ve hiç dinmeyen bir özlemle.. ( Sunay Akın )
Aşktan Gözünün Fena Dönmesi
Elindeki şemsiyeyi kaptığım gibi fırlatıp attım. Bir müddet ıslanmasını bekledikten sonra onu öpmeye çalıştım. Ama direndi, direndikçe zorladım. “Umut n’apıyorsun Allah aşkına, kendine gel” diye azarladı beni. Ama aşktan gözüm dönmüştü, “Bari biraz elleyeyim” diye izin istedim, itti beni, yere düştüm.
Reklam
Yaşamın merkezinde ölüm mü var? Yaşama yakınlaştıkça insan ölümü hissediyor. Kalmak için direndikçe bavullarla karşılaşıyor. Eninde sonunda bir gün boş bir bavulla ayrılacağız buradan ya da oradan...
Bir yanım savaş istiyor, diğer yanım yorgun bir serseri Bir yanım bırak gitsin diyor, diğer yanım sensiz bu dünyada mülteci... Anlamadığım yolun yolcusu olmaktan öteye gidemiyor korkularım Ama sonu belli sevgili.. Direnmek ikimize de farz, ikimize de haram Direndikçe daha başka şekilleniyor gönlümüzdeki meram...
İşte dünyanın yeniden şekillendiği bu kritik günlerde Abdülhamid, Osmanlı'nın halen geniş coğrafyası üzerinde her nasılsa teşkil ettiği kudretli haber alma teşkilatı, etkin iç ve dış politikası ve uzlaşmacı lider kişiliğiyle direndikçe direniyor, 'Kardeşlik'in o güçlü ve ezici adımları önünde belirmiş istisnai bir engel oluşturuyordu.
Ama, insan güzelliğin karşısında onun hangi çirkinlikten doğduğunu düşünmezdi ki,düşünse güzelliğin büyüsü bozulurdu zaten. Karım, kim bilir nasıl dayanıyordu onca güzelliğin çağrısına, nasıl direniyordu büyüsüne ve nasıl eksiliyordu direndikçe, nasıl yıpranıyor, nasıl allak bullak oluyordu?
Sayfa 136Kitabı okudu
Reklam
Vaktiyle, çok eski bir zamanda, bu obanın olduğu yerde bir Yürük çadırı varmış. Kadını ile tek başına oturan Yürüğün çocuğu olmaz, o da üzülüp tasalanırmış. Bir gün ak sakallı, yorgun, perişan bir yolcu gelerek bir gece kendisini konuk etmelerini dilemiş. Etmişler. Bir kase sütleri varmış, ona içirmişler; bir dilim ekmekleri varmış, ona
Seni sevmek, yaşama ve - belki en çok sana- direndikçe anlam kazanıyor...
Sayfa 20
Direndikçe
Gönlüm kanatlanıyor uçmak istercesine...
Reklam
Ne zaman bir yudum şarap içsem ağzımı saran o ilk düşüncede beliriyor, üzüm. Adadaki bütün üzümleri tümleyen bir tanrıüzümdür bu. Tozlu asma yapraklarının arasındaki salkımlara sıkış tepiş tutunmuş milyonca taneyi imleyen kusursuz bir idea. Yumurta biçimli, eti beyaz, buğulu kabuğu yakut, çekirdekleri çift sayılı; iki gözlü, çok dillidir. Her dilde dokunaklı bir geçmiş anlatabilir. Tozanlarla döllenerek başlayan, bir yandan güneşle şekerlendikçe öbür yandan rüzgâra karşı direnen, direndikçe kalınlaşan varlığı, insan eli değince iki yönlü bir ömre doğru sürüklenir. Hem bir trajedinin içindedir, hem de bir şölenin. Ezilir, ayrışır, fokur fokur kabarır, kendi burukluğuna kendi bile şaşırır; kabuğunun rengiyle kanlanır biraz. Bir kıvamdan, bütün arzusunu açığa vuran başka bir kıvama zorlanır ve öldüğü halde bir türlü kurtulamaz ruhundan.Mahremi şişede, masumiyeti dışarıda kalmıştır. İşgal edilmiş, ama asla ele geçirilmemiştir. Hem aşağılanmış hem de tapınılmıştır. Ölülüğünü, aynı diriliğini yadsıdığı gibi yadsır. Bir üzüm şaraba döndüğünde açıklanamayacak bir gizemle insanlaşmıştır artık. Bu nedenle, her keresinde üzüme dönmek gerekir. Yutkunduğun kadere az da olsa yaraşmak için. Yudumlamak ataya sunulan minnetli bir duadır. Yitirilen masumiyeti teslim etmeye güçlü bir yakarış...
Sayfa 39 - Metis
401 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.