Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Öğle uykusu gibidir bazı sevgiler Tatlı tatlı gelir bulur seni Direndikçe tadına tat katar Vazgeçilmez hale gelir sanki İşte sen de bana öyle geldin. Güzel bir günün öğle uykusu gibi..
Sayfa 36
Gözlerin bıçağından daha keskin değil ya…
- Sancak beğinin oğlu, Gökçen Kız'ın güzelliğini işitmiş, obaya geldi. Ne babayiğit, ne yakışıklı adamdı. Gözümle gördüm, dağların yıkılacağı aklıma gelirdi de onun yıkılacağı gelmezdi. Beğin oğlu, Gökçen'i peçeli yakalamış. Peçeni aç, yüzünü göster demiş. Kız göstermemiş. Beğ oğlu, çekil git, başına bela gelir, sana kötülük etmek istemem demiş. Gönül bu, ateş düşmeye görsün, kaza bela dinler mi ? Yüzünü aç diye direndikçe direnmiş. Kız yine açmamış. Bunun üzerine beğ oğlu zor kullanmaya kalkmış. Gökçen Kız zora gelir mi ? Öteki Osmanlıysa bu da Türkmen. .Hemen bıçağını çekmiş. Vururum, demiş. Beğ oğlu adımını atınca bıçağını göğsüne saplamış. Baba yiğit gençti dedim. Gülmüş. Gözlerin bıçağından daha keskin değil ya, diyerek göğsüne saplanan bıçağı çekip yere attıktan sonra bir atılmış. Gökçen Kızın peçesini söküp koparmış. Koparmış ama kızın yüzüne bakmasıyla ah çekip yıkılması bir olmuş. Yiğiti ayıltmak için çok uğraştılar. Ben de gördüm, bakışları bir değişmişti. Atına binip gitti. Gidiş o gidiş, bir daha gören olmadı.
Reklam
Neden Hikayenden Kopamıyorsun?
Direndikçe daha fazla bağlanırsın! Eğer bu cümlenin anlatmak istediğini içinde hissedersen yaşamının her alanında sürekli ve sağlıklı değişimler gerçekleştirebilirsin.
Böylece aynı kişinin şahsında şefkat ve ihtiras hisleri yer değiştirip durmuş; egemenlik mücadelelerin acımasızlığı zamana direndikçe bu çelişkili ruh hali uzun müddet varlığını muhafaza etmiştir.
Gözyaşlarım da istemediğim kötü duygular gibi, ben ona direndikçe bana galip geliyor.
Seninle tatlıydı çorba, demli çay Sofra zengin ama o iştah hani? Daha bak, daha bak gözlerime Ham yanım direndikçe daha yak beni
Reklam
Ancak sorgucu (albay) işini çabuk bitirmek, sonuca ulaşırsak sabırsızlığı içindeydi. Gözetimi altında bulunduğum “yüzbaşı” da ikide bir yineliyordu: — İlhan Bey, albayı çok sıkma!.. Ben direndikçe işkencenin dozunun da arttırılacağını anlamıştım . Bu süreç, sonunda beni paçavralaşmaya kadar götürebilirdi. Ne yaparsam şimdi yapacaktım. Saatler
Son bin yıldır, Kaderini terk eden, kaybolmuş duyguların hepsi birden sanki yüksekçe bir yerden yuvarlanır gibi ona çarpmıştı. Sebastian, diğer duygularını bastırmaya yetecek kadar büyük bir ateşle Kaderin'in şehvetini harlayıncaya kadar, kadının içindeki korku, neşe, özlem ve inkâr edilemez cinsel açlık duyguları birbi- riyle
Sayfa 33
“Direndikçe” derdi, “güçleniyorum”.
Rüya, ey rüya! Şiir yazdığımız sürece çıkıp gitmeyiz, gecedeki gündüzümüzün ara bölgesinde kalmakta direndikçe, birbirimize rüyalardaki bütün umutları, özlemin bütün beraberliklerini, aşkın bütün umutlarını armağan ederiz ve işte bu yüzden, benim küçük kardeşim, bu umut aşkına, bu özlem aşkına artık ayrılma benden; senin adını, gölge yapan adını bilmek istemiyorum, seni yola çıkış için de, geri dönüş için de çağırmak istemiyorum fakat artık çağrılamazken ve çağrılmadan yanımda kal ki aşk da mutlak olduğuna ilişkin bütün o müjdelerle beraber kalsın
Reklam
İnsanın ancak, ana-babasını kendi dünyaları olan ayrı varlıklar olarak görmeyi başarabildiğinde gerçek anlamda yetişkin sayılabileceğini düşünüyorum. Bunu başarabilmenin kolay olmadığını bilerek. Çünkü her insanın bir önceki kuşaktan bazı alacakları tahsil edilemeden kalıyor. Var da vermiyor diye direndikçe, olmadığı için verememiş olduklarını göremiyoruz. Ana-babaların da ana-babalarıolduğunu düşünmek, ileri yaşlarda bile sürüp giden beklentilerimizin, onlarla ve dünyayla olan ilişkilerimizde yarattığı açmazların hafiflemesine bazen yardımcı olabiliyor. Hatta o zaman bizim onlardan beklediğimiz şeyleri bazen onların da bizden beklediğini görebiliyoruz.
İsrâ Sûresi 88, 89. Âyetler
88. De ki: "Yemin ederim, bu Kur'an'ın bir benzerini ortaya koymak için ins ve cin bir araya gelip birbirine destek olsa dahi onun benzerini ortaya koyamazlar." 89. Muhakkak ki biz bu Kur'an'da insanlara (gerçekleri anlatmak için) her türlü misali denedik. Yine de insanların çoğu inkârcılıkta direndikçe direndiler.
Sayfa 290Kitabı okudu
“Direndikçe” derdi, “güçleniyorum”…
İnsanlar bugün savundukları güncel olan hemen hiçbir şeyin yüz sene önce veya yüz sene sonra bir anlamı olmadığını anlamamakta direndikçe ötekileştirme artıyor ve insan kendisinden, yaratıcısından bir adım daha uzaklaşıyor.
TESBİHİN İPLİĞİ KOPUVERDİ
Tesbihin ipliği kopuverdi Ortalığa saçıldı taneleri Ey gönül ustası sevdâmızın, Bir kuyuya düştüm, çıkar beni Tohumun karnı yarıldı Ortasından bir hayat filizlendi Ey ak kuğusu sularımızın,
Sayfa 388 - Nar YayınlarıKitabı okudu
246 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.