Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
AMED
Diyar diyar dolaştım Diyarbekir kadar bana hoş gelen başka bir memleket görmedim. Memleketimi seviyorum.
Kürt Teâli Cemiyeti'nin Maksadı
Vücuda gelmeye başlayan bu teşekküllerden başka, memleket dahilinde daha birtakım teşebbüsler ve teşekküller de vukua gelmişti. Bunlar arasında Diyarbekir, Bitlis, Elâziz vilayetlerinde, İstanbul'dan idare olunan Kürt Teâli Cemiyeti vardı. Bu cemiyetin maksadı, yabancı himayesi altında bir Kürt hükümeti vücuda getirmekti.
Reklam
Kürt Teâli Cemiyeti'nin Maksadı Vücuda gelmeye başlayan bu teşekküllerden başka, memleket dahilinde daha birtakım teşebbüsler ve teşekküller de vukua gelmişti. Bunlar arasında Diyarbekir (Vesika: 8, 9), Bitlis, Elâziz vilayetlerinde, İstanbul'dan idare olunan Kürt Teâli Cemiyeti vardı. Bu cemiyetin maksadı, yabancı himayesi altında bir Kürt hükümeti vücuda getirmekti. Mayıs 1919 (Gazi Mustafa Kemal, Nutuk, s.34)
250 syf.
·
Puan vermedi
·
12 saatte okudu
Cumhuriyet dönemi Türk şiirinin en önemli şairi ve yazarndan birisidir.
Cahit Sıtkı Tarancı
Cahit Sıtkı Tarancı
En ünlü şiirleri "Yaş Otuz Beş" ve "Memleket İsterim"'dir. Büyük şairimiz Cahit Sıtkı Tarancı, Otuz Beş Yaş şiiri ile edebiyatımızın kült şairleri arasına girmiş, Baudelaire, Verlaine gibi Fransız şairlerinden etkilenmesine karşın yaşamı boyunca hiçbir yazınsal akımın içinde bulunmamıştır. Sanat için sanat ilkesine bağlı kaldı. Ona göre şiir, kelimelerle güzel şekiller kurma sanatıdır. Vezin ve kafiyeden kopmamış; ama ölçülü veya serbest, her türlü şiirin güzel olabileceği inancını taşımıştır. Açık ve sade bir üslubu vardır. Öyküleri, “https://1000kitap.com/yazar/i156Hikâyeciliği ve Hikâyeleri" adıyla Selahattin Önerli tarfından 1976'da kitaplaştı düzyazıları ve konuşmalarının dışında, yirmi iki öyküsünü de kapsayan bir çalışma da 70'li yıllarda yayınlanmıştı.. Tarancı bu öyküleri bir dönem Cumhuriyet gazetesinde düzenli olarak yazmıştı. Şairin unutulmaz bir dizesi altında
Gün Eksilmesin Penceremden
Gün Eksilmesin Penceremden
adıyla bir araya getirdiğimiz bu öyküler,dir. Dili son derece yalın, çarpıcı, yaratıcı bir öykücünün usta işi çalışmaları... Kitap, şairin bütün öykülerini ilk kez bir araya getiriyor. M. Sadık Aslankara'nın bir incelemesiyle sunuyoruz..
Gün Eksilmesin Penceremden
Gün Eksilmesin Penceremden
Ben okudum sıra sizde #Buyurun Diyarbekır 'e gidersenız mutlaka müzesini gezin,derım çok güzel dı. Yaşanmışlığın sinmişliği vardı.. Her yerinde.
Gün Eksilmesin Penceremden
Gün Eksilmesin PenceremdenCahit Sıtkı Tarancı · Can Yayınları · 2012446 okunma
Ayni! Hep aynı! Avrupa hep bizi kıskanmış!
"Memleketi taksim mi ederlermiş? Memleketin zaten neresi benim? Ereğli' de kömür Fransız! Haydarpaşa' da demir Alman! Yalnız Yemen'de dökülen kan Türk! Üstünde ölip altnda gömülecek kadar bir toprak; bu mu memleket? Elçi tercümanlarının çiğnedikleri leşe siz Osmanlı İMPARATORLUĞU mu diyorsunuz? "Maliyeyi düzeltelim.!" Bunu padişah başbaşa kiminle düşünüyor? Sadrazamla mı? Hayır! Alman Baştercüman: Testa ile!.. Ermeni ihtilalinde yirmi beş Ermeni'yi Osmanlı Bankasindan çıkarmaya Sultan Hamit kimi gönderiyor? Zaptiye Nazıri'nı mı? Hayir! Moskof Baştercümani Maksimof u!.." Siz ne diyorsunuz Nail Beyefendi? Hangi devlet; hangi imparatorluk? Diyarbekir'de bir Türk bir Erme- ni'nin nasirina bassa devletler Galata'ya bir düzine karakol gemisi gönderiyor. Avrupa hariciye nazirları vilayetlerimize dahiliye nazırımız kadar karışıyor. Sonra da ' Avrupa bizi taksim etmez, çünkü Sultan Hamit padişahtır!' diyorsunuz. Demek ki Abdülhamit'ten korkuyorlar?"
XV- Hidayet'in konağı
"Sultan Hamid olmasaydı Osmanlı İmparatorluğunu Avrupa çoktan taksim ederdi." "Hangi Osmanlı İmparatorluğu? Dünyada böyle bir şey mi var? Memleketin neresi benimki taksim edilecekmiş. Ereğli'de kömür Fransız; Haydarpaşa'da Demir Alman, yalnız Yemen'de dökülen kan Türk... Üstünde ölüp altında gömülecek kadar toprak. Bu mu memleket?! Elçi tercümanlarının çiğnedikleri leşe siz Osmanlı İmparatorluğu mu diyorsunuz? Siz ne diyorsunuz beyefendi, hangi devlet hangi imparatorluk? Diyarbekir'de bir Türk bir Ermeni'nin nasırına bassa devletler Galata'ya bir düzine karakol gemisi gönderiyorlar. Avrupa hariciye nazırları vilayetlerimize dahiliye nazırımız kadar karışıyor. Sonra da 'Avrupa bizi taksim etmez Sultan Hamid padişahtır,' diyorsunuz!.."
Reklam
“Sultan Mehmed-i Râbi” ve “Avcı Mehmed” olarak da bilinir, Sultan İbrahim'in oğludur. (...) 6,5 yaşında tahta çıkmış, saltanatının kırkıncı yılında hal' edilmiştir. Ava düşkünlüğüyle ünlenen IV. Mehmed, padişahlığının yaklaşık 25 yılını İstanbul dışında, çoğunca da Edirne'de geçirdiğinden hükümet işleri de Edirne'de
Sayfa 299 - 19- Sultan IV. MehmedKitabı okudu
Memleket
Seni Diyarbekir'e yol­layacağım. Bir cennet, doğunun cenneti orası. Hiç pişman olmayacaksın.
Sayfa 64 - Can yayınlarıKitabı okudu
KADIN SEN HEP GÜL Kadın bırak saçların dağılsın . Bu vazgeçişler , bu susmalar , bu kışlar yordu bizi .. Saçların dağılırsa .. Bahar gelir bu şehre , bu coğrafyaya . Gülistana döner mezebotamya .. Nazlıcan lar yeşerir diyarbekir surlarında . Aşıklara siperdir diyarbekir surları . Bin yıllık türküdür kürdün dilinde . Bir gurur abidesidir türkün
Diyarbekir ağladı. Dağ taş, ağaç ot ağladı. her yeri Dicle'nin uğultusu kapladı.Kuşlar ağladı. Memleket ağladı.insanlar ağladı. şehrin kalbine tekrar ateş düştü 51 Yiğitoğlu toprağına düştü.
Reklam
144 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Direktör Âli Beyin 1885-1888 yılları arasında yaptığı gezide kaleme alınan kitap. Klasikler ifadeleri kullanmayacağım, ilgimi çekip aklımda kalan birkaç özelliği belirtmek istiyorum. Yazar, Urfalıların misafirperverliğinden bahsetmekle beraber Diyarbakır ve Diyarbakır halkıyla ilgili “Diyarbekir ahalisinin müzevirlikle(Arabozan) meşhur olması üzücü. Diyarbekir’in evleri,köpekleri ve ahalisinin kalplileri karadır.(s 18) açıklamasını yapıyor. Kerbela’da ölenler mağaralara konulur. Üç beş yılda bir boşaltılır. Boşaltılan kemikler, külhanlarda yakılmak üzere hamamcılar tarafından satın alınır.s 87) Banyanlar, bir ineğin sidiğiyle yüzlerini yıkamadıkça mağaza ve dükkânlarını açıp ticaret yapamazlarmış. Reenkarnasyona inandıkları için ölülerin mutlaka bir hayvan şeklinde ve kutsal kişilerin mutlaka bir inek vücudunda tekrar dünyaya geldiklerine inanırlarmış. Onun için inek ve öküz onlarca kutsal sayılır.(s 123) Mısır’da mandalinaya “Yusuf Geliyor “denilmektedir.(s 132) Belki de bu, Hz Yusuf’a âşık olan Züleyha’nın hakkında çıkan dedikodular yüzünden bölgenin ileri gelen kadınları davet edip ellerine bıçak ve mandalina/portakal verip ellerini kesmeleri kıssasına dayanıyor, bilmiyorum. Cizre, Dicle’nin kabardığı zamanlar kalesinin hendeklerine su girip memleket ada şeklinde kaldığı için bu adı almıştır. Parsiler ölülerini mezara gömmezler. Tapınaklardaki bahçede daire şeklinde ve çatısız kulelerin içine ölülerini bırakırlar böylece kartallar gelip ölüleri yerler. Daha değinemediğim bir sürü özellik var, tarihimizin karanlık sayfalarında kalmış hayatların okunmasını tavsiye ediyorum.
Seyahat Jurnali
Seyahat JurnaliÂli Bey · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2019718 okunma
32 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.