İyi geceler demek bu saatte saçma olacağından, iyi sabahlar dileyeceğim. Oldukça hakkaniyetli bir deneme kitabı sunmuş yazar. Açık sözlülük benim şu hayattaki en sevdiğim özelliğimdir. Yani bir ‘HİS’ varsa içinizde, bunu söylemelisiniz. Saklamanın kimseye hiçbir yararı yok arkadaşlar. Saklarsanız, kaybettiğinizi zaman size gösterir. Bu sonuca varmamın kitaptan şu çıkarımla da çok alakası var aslında: Duygularımızı konuşarak, düşüncelerimizi yazarak anlatırız. Ne kadar mantıklı. Şimdi insanlar duygularını yazıya indirip, tozlu rafların ardına saklarken; düşüncelerini adeta dayatarak, zorla yansıtmaya ve kabul ettirmeye çalışıyorlar. Yazarın bu sade ama anlaşılır anlatma tarzının da hayranıyım.
Şu ‘Melodi’ meselesinde de güzel benzetme yapılmış. Aslında sanatın sanat için olduğunu savunmasıyla da sanat sanat içindir demiş ve Toplumcu Şairlere bir meydan okuma mı yapmış dersiniz? Tabi ki hayır, o işin şakası ama şarkılar aslında ‘Cinsellik’ dışında en garip zevkleri oluşturur. Gerçekten bu kadar garipliği başka bir şeye benzetemezdim. Neden? Yeri gelir bir şarkıyı sırf müziği güzel diye dinler hatta yetmez sadece müzik olan bir klibini aratırsınız, kimi zamanda müzik berbattır hatta yokturdur ama sözlerini o kadar beğenirsiniz, içinize işler ki; yıllar sonra hala mırıldandığınızı fark edersiniz. Yani bu konuya bir netlik koyup da şöyle oluyor diyemeyiz. Müzik gerçekten en garip zevk yahu.
Konuşmak nasıl başladı, nasıl gelişti ve nereye doğru gidiyor sorularınıza cevap alabilir, çok fazla fazlasına (mesela, nerede olduğu) cevap verebilirsiniz. İyi okumalar dilerim..