Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kendilerine "felâsife" denilen bu kimseler, İslam dünyası içinde ilk olarak MS 9. yüzyıldan itibaren antik Yunan bilimsel-felsefi mirası, yoğun bir çeviri faaliyetinden sonra Müslüman dünyasına kazandırılmasının ardından ortaya çıkmışlardır. Bunlar o zamana kadar İslam dünyasına yabancı mantık, fizik, astronomi, metafizik, ilahiyat gibi birtakım bilim veya disiplinlerde çalışmalar yapıyor, görüşler ileri sürüyor, tartışıyor ve bütün bunları yaparken de o zamana kadar çoktan ortaya çıkmış ve gelişmiş olan fıkıh, tefsir, hadis, kelam gibi "İslami-nakli" denilen bilimlerde başvurulan yöntemlerden yapısal olarak farklı yöntemlere veya metodolojiye dayanıyorlardı. Bunlar, İslamdan önceki bir dünyada başlatılmış olan bir işi, bir etkinliği devam ettirmekte; bir ilgi ve kaygıyı sürdürmekteydiler. Tek cümleyle bu insanlar, "kendilerine intikal etmiş olduğu biçimiyle Yunan veya antik felsefeden tevarüs etmiş oldukları sorun ve konular üzerinde eski Yunan veya antikçağ filozoflarının yöntemlerini kullanarak insan, evren, toplum, Tanrı vs üzerine bilgi değeri taşıyan bazı sonuçlara varmak isteyen insanlardı." Bundan dolayı onların yaptığı işe, o işin eski dünyadaki adı olan felsefe, onların kendilerine de o işi eskiden yapan insanlara verilen feylesof adı verildi, daha doğrusu bu adlar Arapçalaştırılarak korundu.
·
Puan vermedi
Arnavutluk...
Çok güzeeell Konusunu hiç bilmeden, yazarını tanımadan,roman zannederek aldığım Özgür 'e bayıldım. Aynı kuşağa dahil olduğum yazarların kitaplarını çok seviyorum. Çocukluğumun haberlerinden, büyüklerin konuşmalarından duyduğum kişileri ve olayları canı tanıklarından dinlemek bambaşka...Samimi. . Özgür bir anı kitabı Her sahne,nesne ,diyalog
Özgür
ÖzgürLea Ypi · Yapı Kredi Yayınları · 202373 okunma
Reklam
Bayıldımm
Aşk, hissediyorsun sen,nasıl büyük acı ve ağır kaybım, sana yakınıyorum bu yüzden; ve biliyorum acı çekiyorsun elemimden, daha doğrusu elemimizden, tek kayaya çarpıp parçaladığımız için gemiyi ve aynı anda karardığı için güneşimiz. Hangi yetenek sözlerle yansıtabilir kederli halimi? Ah öksüz, nankör dünya! çok nedenin var ağlamak için benimle, onunla yitirdin çünkü içindeki iyiliği. Utkun yitmiş ve sen görmüyorsun bunu; layık da değildin, o güzel yaşarken burada, onu tanımaya, ne de dokunmasına sana kutsal ayaklarıyla, çünkü böyle güzel şeyin bezemesi gerekiyordu Cennet'i varlığıyla. Ama ben, ah, onsuz ne ölümlü yaşamı seven, ne kendimi, ağlayıp sesleniyorum ona; bu kalıyor bana bütün o umuttan ve yalnız bu tutuyor hala beni burada.
Ancak yine de bu sivil polis işinin ehli olmalıydı, çünkü havası, tavırları, giysileri, ile daha doğrusu paçavralarıyla tam bir aylak gibi görünüyordu ve avının peşindeydi. Oysa sivil polisleri genelde daha yüz metre öteden tanır insan, çünkü bu adamlar hangi kılığa bürünürse bürünsünler, mesleklerinin verdiği o resmi havalarını gizlemeyi bir türlü beceremezler;
Belki de en ilginci, Hyde Park'ın bir hiç, daha doğrusu içi boş bir mekân olması. Gelenlerin ona bir şeyler getirmesi gerekiyor. O, insanın düşlere daldığı, kıyısında köşesinde gizemli prenseslerin unutulmaz anılarının saklı olduğu bir park değil. Anımsadığım kadarıyla Hyde Park üzerine yazılmış şiirler, bestelenmiş melodi ve şarkılar da yok.
Sayfa 82 - Everest Yayınları
512 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Herkese merhabaaa! :) Bugün size düşündüğümden çok daha fazla sevdiğim
Kızıl Sarmaşık
Kızıl Sarmaşık
kitabından söz etmek istiyorum. Leyla Emirsoy, biricik babası, kardeşi gibi sevdiği dostu ve aşkla olmasa da sevgi ve saygıyla bağlı olduğu erkek arkadaşı ile maddi manevi her şeye sahip olduğu kusursuz bir hayata sahiptir. Ya da en azından o öyle sanıyordur. Ta ki
Kızıl Sarmaşık
Kızıl SarmaşıkAyşenur İnce · Parola Yayınları · 202443 okunma
Reklam
426 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 saatte okudu
İlk kitaptan biraz daha ayrıntılı yazıldığı için karakterlerin içine çok daha rahat girebiliyorsunuz. Biraz Külkedisi havası vardı. Bunun dışında kitap bana çok tanıdık bir his verdi. Bu kitaptaki ana karakter her ne kadar ezilerek büyütülse de içinde o güçlü kadın karakteri hissedebiliyoruz. Özellikle kadın karakterin kendini anlattığı sahneler, kendini tanıma aşamasındaki genç okuyucuya ilham verebilir bu özellik bence ilk kitapta da vardı. Benim açımdan bir çok olay çok tahmin edilebilirdi. Buna rağmen okurken keyif aldım. Özellikle kaçma kovalama sahneleri güzeldi. Yazar çok baymadan uzatmadan ama ana noktaları değinerek evreni güzel bir şekilde betimlemiş. Katria bir çok açıdan içime dokunan bir karakter oldu. özellikle çektiği aile özlemi arkadaş özlemi daha doğrusu kabul edilme isteği bana çok güzel geçti. Ana erkek karakter Davien birkaç yerde sinir bozucuydu. Kendi doğrularından başka doğruları kabul edemeyen bir erkek karakter hissi yaratıyor. Her ne kadar yaşadıklarının ağırlığı fazla olsa da ortalama bir karakterdi. Ama Raph belki de kitapta en sevdiğim karakter oldu. Katria, Üvey annesi tarafından hiç tanımadığı birine evlilik adı altında resmen satılır. Yaşadıklarından dolayı bu bir çeşit kurtuluş gibidir. Fakat ilginç olan evlendiği adamın yüzünü görmesine izin yoktur. Yeni evindeki garip kurallara uymaya çalışan Katria, şahit olmaması gereken bir şeye şahit olup kendini Ortadiyar’da bulur. Bundan sonrası da tamamen macera.
Peri Prensi ile Dans
Peri Prensi ile Dans
Elise Kova
Elise Kova
Peri Prensi ile Dans
Peri Prensi ile DansElise Kova · Yabancı Yayınları · 2023267 okunma
Onları özleyip durmam boşuna değil. Neredeyse dört yılı birlikte yaşadık. Ne çabuk geçti? Bitmez sandığımız yıllardı. Belki de o yıllan özlüyorum. İnsan on sene görüşmez mi? İlk zamanlar birlikte tatil programlan yapmış, ama gerçekleştirememiştik. Ya izinlerimiz denk düşmemişti, ya da tatile çıkacak param olmamıştı. Belki de çok istememiştik bunu. Doğrusu, onların yanına gitmeye karar verdiğimde de içim çok rahat değildi. Sıkılmaktan korkuyordum. Onlardan sıkılırsam, o yıllar da değerini yitirebilirdi. İnsanın geçmişte de kalsa, anımsadıkça mutlu olduğu zamanlar olmalı. Onları da yitirirse her şey yaşanmamış gibi olmaz mı? Bir arkadaşım var; "Zaman iz bırakır mı?" diye sorar durur önüne gelene. Anlaşılan bırakıyordu, ama zamanla silinebiliyordu bu iz. Bazen üzerinden geçmek gerekiyordu.
Cami'ul-Beyan'da şu Hadis yer alır: "Doğrusu, ümmetim arasında öyle insanlar vardır ki, Allah'ın rahmetinin genişliğinden açıkça neşe duyar ve O'nun gazabı korkusuyla gizlice ağlar. Yeryüzünde yaşarlar ama kalpleri cennettedir. Kendileri dünyadadır ama kafaları öte dünyaya takılmıştır. Sükûnet içinde yaşar, Allah'ın kayrası yoluyla O'na yaklaşırlar."
İnsan denilen yaratığın zihninde yer etmiş olan; kendi renginin, inancının ve siyasetinin en doğrusu, en iyisi olduğuna ve dünyanın dört bir yanına dağılmış diğer tüm insanların kendisinden daha talihsiz konumlara sahip olduğuna inanmasını sağlayan o yaygın dar görüşlülük, Ruth’da da vardı
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.