Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsanlarda anlayamadığı bir şey de gazete okumalarıydı. Neden her sabah içlerini karartmak gereğini duyarlardı acaba? Futbol maçı hastalarınınkini anlıyordu. "Ya ötekiler? Binlerce gazete satılıyor bu şehirde. Örneğin şu yaşlı adam! Yoksa FATİH'TE İKİ EV YANDI başlığını görüp "İyi, benim orada evim yok." diye düşünebilmek rahatlığı için mi okur? BİR ADAM KARISINI ÖLDÜRDÜ. "İyi etmiş. Kim bilir ne namussuzdu." ÇİN'DE İSYAN. "Beter olsunlar, kırsınlar birbirlerini. Bize dokunmasınlar da!.." Bu "biz" dediği daha çok "ben" değil mi? "Ben, benim, bana, beni!" Herkes "Ben".
Sayfa 122Kitabı okudu
Bence manevi şeylere bakışımız denizin içinden güneşe bakan ve üzerlerindeki kalın su tabakasının yalnızca ince bir hava tabakası olduğunu düşünen istiridyeler gibi. Bence vücudum varlığımın iyi tarafının bir posasından öte bir şey değil. Hatta isteyen alsın vücudumu, samimiyim. O ben değilim. Ve böylece yaşasın Nantucket, varsın balinazede bir tekne gelsin alsın vücudumu, yeter ki dokunmasınlar Jüpiter'in kendisinin bile alamadığı ruhuma.
Reklam
Bence vücudum varlığımın iyi tarafının bir posasından öte bir şey değil. Hatta isteyen alsın vücudumu, samimiyim, o ben değilim. Ve böylece yaşasın Nantucket, varsın balinazade bir tekne gelsin alsın vücudumu, yeter ki dokunmasınlar Jüpiter'in kendisinin bile alamadığı ruhuma.
“İnsanlarda anlayamadığı bir şey de gazete okumalarıydı. Neden her sabah içlerini karartmak gereğini duyarlardı acaba? Futbol maçı hastalarınınkini anlıyordu. "Ya ötekiler? Binlerce gazete satılıyor bu şehirde. Örneğin şu yaşlı adam! Yoksa FATİH'TE İKİ EV YANDI başlığını görüp ‘İyi, Benim orada evim yok,’ diye düşünebilmek rahatlığı için mi okur? BİR ADAM KARISINI ÖLDÜRDÜ. ‘İyi etmiş. Kim bilir ne namussuzdu.’ ÇİN’DE İSYAN. 'Beter olsunlar, kırsınlar birbirlerini. Bize dokunmasınlar da!..' Bu 'biz,' dediği daha çok 'ben' değil mi? 'Ben, benim, bana, beni!' Herkes 'Ben'...”
Sayfa 121 - C.Kitabı okudu
"Bizim kavuşmamız binde bir ihtimal, hiç beni beklemesin" demişsin. Yapma gözünü seveyim Muazzez.... Sen bana bir kuyu kaz mesela Muazzez. Beni içine göm, ben seni orda da beklerim. Yanıma bir ceviz yatır, ona seni anlatayım, acısın ceviz bana, sarılsın, "vah be kardeşim " desin. Sarılıp öylece kalalım, özü özüme geçsin. Üstümüzden bin yıl geçsin. Gömdüğün topraktan bin yıl sonra tekrar süreyim Muazzez, yine sana döneyim. Dallanıp budaklanayım senin için, gökleri tutsun dallarım. Bin yeşil meyve vereyim, birini yuva bileyim. Bin yıl da kabuğumda bekleyeyim. Bin ceviz sallansın dallarımda, benden hariç bin ceviz. Binini koparsınlar Muazzez, bir bana dokunmasınlar. Sen gelene kadar ben o dalda dururum. Ha, gelmedin diyelim, yokluğunla kururum. Yapma Muazzez, ben o binde bir ihtimale tutundum.
Tanrılar adaletli görünmek istiyorlarsa, gerçekleşmesi imkânsız da olsa düşlerimize dokunmasınlar, sıradan da olsa, bize iyi düşler versinler.
Reklam
Bin yeşil meyve vereyim, birini yuva bileyim. Bin yıl da kabuğumda bekleyeyim. Bin ceviz sallansın dallarımda, benden hariç bin ceviz. Binini koparsınlar Muazzez, bir bana dokunmasınlar. Sen gelene kadar ben o dalda dururum. Ha, gelmedin diyelim, yokluğunda kururum. Yapma Muazzez, ben o binde bir ihtimale tutundum."
"Bin yeşil meyve vereyim, birini yuva bileyim. Bin yıl da kabuğumda bekleyeyim. Bin ceviz sallansın dallarımda, benden hariç bin ceviz. Binini koparsınlar Muazzez, bir bana dokunmasınlar. Sen gelene kadar ben o dalda dururum. Ha, gelmedin diyelim, yokluğunda kururum. Yapma Muazzez, ben o binde bir ihtimale tutundum."
Ya toprağından koparmasınlar kadınları Ya da uzaktan koklamayı bilsinler Ya bir ömür âşık olsunlar bu nazenin çiçeklere Ya da aşka hiç niyetlenmesinler Ya dokunmasınlar insan ruhlu şu çiçeklere Ya da hiç bırakmasınlar ellerini Ve kadının mutlu edildiği bir devir daha gelsin artık...
Sen bana bir kuyu kaz mesela Muazzez.
Beni içine göm, ben seni orda da beklerim. Yanıma bir ceviz yatır, ona seni an­latayım, acısın ceviz bana, sarılsın, “Vah be kardeşim” desin. Sarılıp öylece kalalım, özü özüme geçsin. Üstümüzden bin yıl geçsin. Gömdüğün topraktan bin yıl sonra tekrar süreyim Muazzez, yine sana döneyim. Dallanıp budaklanayım senin için, gökleri tutsun dallarım. Bin yeşil meyve vereyim, biri­ni yuva bileyim. Bin yıl da kabuğumda bekleyeyim. Bin ceviz sallansın dallarımda, benden hariç bin ceviz. Binini koparsın­lar Muazzez, bir bana dokunmasınlar. Sen gelene kadar ben o dalda dururum. Ha, gelmedin diyelim, yokluğunla kururum. Yapma Muazzez, ben o binde bir ihtimale tutundum.
Reklam
Bu "biz" dediği daha çok "ben" değil mi?
İnsanlarda anlayamadığım bir şey de gazete okumalarıydı. Neden her sabah içlerini karartmak gereğini duyarlardı acaba? Futbol maçı hastalarınınkini anlıyordu. Ya ötekiler? Binlerce gazete satılıyor bu şehirde. Örneğin şu yaşlı adam! Yoksa FATİH'TE İKİ EV YANDI başlığını görüp "İyi, benim orada evim yok," diye düşünebilmek rahatlığı için mi okur? BİR ADAM KARISINI ÖLDÜRDÜ. "İyi etmiş. Kim bilir ne namussuzdu." ÇİN'DE İSYAN."Beter olsunlar, kırsınlar birbirlerini. Bize dokunmasınlar da!.." Bu "biz" dediği daha çok "ben" değil mi ? "Ben, benim, bana, beni!" Herkes "ben".
Sayfa 122 - Can YayınlarıKitabı okudu
O gün yardımıma gelmeyen insanlar, bugün karşıma geçip bunu atlatmalısın demesin bana! Çok şey istemiyordum, sadece dokunmasınlar bedenime, kirli elleri tenimde gezinmesin. Kendi bedenim hakkında söz sahibi olmalıydım, bu bedeni ben taşıyorsam kimse üzerinde hak iddia ederek onu kendi iğrenç nefsiyle kirletmemeliydi.
Dalgın ve bir uyurgezer gibi yaşıyordun sanki. Sana dikkatli bir ışığında altında bakmayanlar bunları görüyordu sende. Ve sende onların seni böyle görmesini istiyordun. Dokunmasınlar istiyordum. Güçlükle kurduğun bu dengeyi bozmasınlar istiyordun.
Dünya savaşıyor hiç durmadan, sıkıntısını biz çekiyoruz. Çay yok, kahve yok! Haydi Seylan çayını gene onlara bırakalım, gözümüz yok ama... Bizim ekmeğimize dokunmasınlar hiç olmazsa!"
Sayfa 134 - Çınar YayınlarıKitabı okudu
605 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.