Birbirimize rastlamadan evvelki hayatımız sahiden birbirimizi aramaktan başka şey değilmiş, ne aradığını bilmeden aramak... şimdi içim rahat, aradığını bulan ve başka bir şey istemeyen biri gibi sükunet içindeyim. Dünyada bundan büyük bir saadet olur mu?
Sana kızgın değilim.
Sana kızamayacak kadar iyi tanıyorum.
Sonra seni seviyorum.
Neden sevdiğimi bilmeden seviyorum.
Bu sevgiyi her gittiğim yere beraber götüreceğim.
Hoşça kal...
O gece saçlarım ağarlaşmaya başladı. Her şeye olan güvenimi kaybettim. Herkesten şüpheleniyordum. Dünyanın işleyişindeki tüm umut, sempati ve neşe kavramlarına sonsuza kadar yabancılaşıtım.
Ne istediğimi biliyorum muyum? Kendimi kaybetmiş gibiyim; tek istediğim sonsuza dek, daima, bütün ömrümce yanında olmak, onun ışığıyla, onun halesiyle aydınlanmak. Ondan ötesini bilmiyorum!