Şuan büyük bir şaşkınlık içindeyim. Osman Şahin gibi iyi bir yazarla yolum bugüne kadar nasıl kesişmemiş diye. Geçen gün sahafta kitaplara bakarken kendisinin iki kitabına rast geldim(Kırmızı Yel ve Acenta Mirza). Köy Enstitülü, öğretmen bir yazar olduğunu duymuştum. Seveceğimi düşünerek aldım. Bugün kitabı elime bir aldım, bir daha da bırakamdım.
Antik Roma'da bir gladyatör savaşırken öldüğünde kanı değerli bir ilaç hâline gelmişti. Zengin aristokratlar ölü gladyatörün damarından kanını emmek için para öderdi. Bu tedavi çoğunlukla epilepside ve enerjiyi arttırmak için kullanılıyordu.
Ortaçağ'da cellatlar idam suçlularının kanını satarak para kazanıyordu. Bir suçlunun kanını içmenin kişiyi daha çok güçlendireceğine inanılıyordu. Ínsanlar domates çorbası içer gibi kan içiyordu.
Tedavi olarak kan, 15. Yüzyıla kadar kullanılmaya devam etti. Papa VIII. Innocent, 1492 yılında ağır bir şekilde hastalandığında doktorları üç çocuğun kanını içmesini önermişti. Fakat işe yaramadı. Papa da, kanı akan çocuklar da ölmüştü. Kanın ilaç olarak kullanılması ise 18. Yüzyıla kadar devam etti XVI. Louis, 1793 yılında giyotine gönderildiğinde kalabalıklar mendillerini kraliyet kanına batırmak için birbiriyle yarışıyorlardı. Kral kanının şifa kaynağı olduğuna inanılıyordu.
Domates (parlak): Cesur, idealist, kaşif, hayalperest
Enginar: Bilge, sağduyulu, sorumluluk sahibi, koruyucu
Elma: İnatçı, zeki, hazır cevap, depresif
Zencefil: Kimsesiz, yalnız, gizemli, biraz deli
Buzdolabı Vatandaşları
Beğenip okuma listenize alırsanız çok mutlu olurum 🤗
Not: Bir gastronomi uzmanı olduğum için genelde kitabın tariflerle alakası olup olmadığını merak ediyorsunuz doğal olarak. Asla alakalı olmadığını, bunun bir roman, gastronomi odağında yazılmış ilk edebi eser olduğunu dile getirmem lazım. Teması ve konusunu daha detaylı merak eden, bana özelden yazabilir.
“Diyorum ki
Toplasak tası tarağı
Kapatsak telefondaki tüm hesapları
Hiç kimsenin bilmediği bir köye yerleşsek.
Küçük bir bahçesi
Bahçesinde köpeği
Yemişler dikelim fidandan
Biraz da domates falan.
31 Ocak 1999 günü, 7’den 77’ye herkesin sevdiği, çocukluğumuzun süper kahramanı, uzun saçları yüzükleri ve takılarıyla kalbimize yer etmiş kişi, bizim kuşağın Barış Abisi gitti.... O gittiği her ilin sınırında durur ve il nüfusunu gösterir tabelaya +1 eklerdi ya, bu sefer -1 ekleyip gitti...
Onu bunu bilmem güzel adamdı. Tüm ülkeye kendini
Bu yazı ne bir ağıttır ne bir sitem, bu yazı bir utançtır...
Küçüklüğümden beri bende kalan bir alışkanlık vardır herhalde annem yüzünden. Okula beni geç kaldırınca sadece ekmek ve domates verirdi "hızlıca ye, bir yudum çay da iç hemen git okuluna," derdi. Şimdilerde de kısa bir vaktim varsa bir şey için, ekmek arası domates yapıp