Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gökhan Arıkan

Gökhan Arıkan
@dtgokhanarikan
DDS,phD
Perio-implantology
München, DE
29 okur puanı
Eylül 2018 tarihinde katıldı
İçimizdeki çocukları ve kahramanları, çöpleri ve çiçekleri bilmemiz, ancak başkalarının adına aşık olmayı becerdiğimizde mümkün olacak.
Reklam
Bazen öyle bir insanla kesişiyor ki yolun, ömrünün yarısını onsuz geçirdiğin için öfkeleniyorsun kendine. Öyle biriydi.
Kadınlar için seks, duygusal dürtülerin; erkekler için ise cinsel dürtülerin tatminidir. Erkekler erotik düşler kurabilir ve orgazm olabilirler; ancak kadınlar pek erotik düşler göremezler, görenler ise genellikle erkeksi beyne sahip kadınlardır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Karen Horney “Kadının Ruhsal Yapısı” adlı yapıtında şöyle der:“Genellikle apaçık bir erkek olma arzusunu taşıyan kadınlarla kızların yaşamlarının başlangıcında son derece güçlü bir baba düşkünlüğü evresinden geçtiğini cinsel enerji nesnesi biçimlerini yakından inceleyerek bulabiliriz.” Oysa asıl sorun Janine Chasseguet-Smirgel’in “Dişil Suçluluk” adlı makalesinde dediği gibi “Oidipus’a neden olan dişil arzular veya babaya duyulan aşk değil, eril arzular ve penis kıskançlığıdır.”
"Magandayım ama para bende." Bir meydan okuma örneği daha ya da yeni bir kimlik. Kültüre, sanata, estetiğe ve görgüye ilgi duyulmayan bir ülkede ekonomik güç kazanmış olmanın sınıf atlamayı da kapsayabileceğini düşünmüyorum. Kaldı ki sınıf, zaten tanımlanması zor ve soyut bir kavram.
Reklam
Uygarlığın insan ve onun ilişkileri üzerindeki etkilerini Freud da vaktiyle "Uygarlığın bedeli nevrozla ödenir" sözüyle dile getirmiş.
Kaçınganların kendilerini güçlü ve bağımsız gördüklerine dair savunmacı özalgıları, diğerleri onları rahat hissettiklerinden daha fazla bir yakınlığa çekmek istediğinde doğrulanır. Kaygılı tiplerin de partnerlerinin verebileceğinden daha fazla yakınlık istediklerine dair algıları, önem verdikleri birileri tarafından hayal kırıklığına uğrama beklentileri gerçekleştiğinde doğrulanır. Yani böylece her bağlanma stili aşina olduğu senaryoyu tekrarlar.
Korkarım ki, gün geçtikçe Tolstoy'un Savaş ve Barış ta tarif et­tiği şu klişe doktor tipine benziyordum. Kendini boş bir şekilci­liğe kaptırmış, ezbere hasta tedavi eden ve işin insani boyutunu bütünüyle gözden kaçıran sözde bir doktor!
Bazen omuzlarınızdaki yükün ağırlığı elle dokunabileceğiniz kadar görünür oluyordu. Yaşadığınız stres ve yorgunlu k sanki so­ luduğunuz havanın bir parçasıydı. Bazı günlerde ise, tıpkı sıcak ve nemli bir hava gibi, bütün boğuculuğuyla üzerinize çöküyordu. Bazen hastanede olmak, sonu gelmeyen bunaltıcı bir muson yazın­ da kapana kısılmaktan farksızdı: Terden sırılsıklamken, üzerinize hasta yakınlarının gözyaşı yağmurlan yağardı.
Niye “kertenkele” olmak varken hep “kertilenkele” olmak zorundayız? Bu edilgenlik de neyin nesi?
Sayfa 45
Reklam
Bilinmeyen hepimizi korkutuyor, ama içinin sesini dinleyene, korkunun yanısıra ''Korksan da dene'' diyen sessiz bir ses eşlik edebiliyor.
Sayfa 113
Yaşayan bir insan için bu kadar sevilmek mucizevi bir şey
Sayfa 457
Bilgi alanlarının hayata dair sorularla ilişkileri ne kadar azsa, verdikleri cevaplar o kadar açık ve kesindi ; ve ne kadar hayatı açıklamaya çalışırlarsa da o kadar anlaşılmaz ve itici oluyorlardı.
Her şeyin geliştiğini,daha da mükemmelleştiğini, fakat karmaşıklaştığını, sonsuz uzay ve zaman da farklılaştığını söylerken aslında hiçbir şey söylemediğimi fark ettim. Sonsuzlukta basit veya karmaşık, önce ve sonra iyi ve kötü olmadığından bu kelimeler hiçbir anlam ifade etmiyordu
Sayfa 31
Diğerlerinin ilgisi bizim için her şeyden önemlidir çünkü doğduğumuz andan itibaren kendi değerlerimizle ilgili bir belirsizliğin kucağına düşmüşüzdür zaten. Dolayısıyla kendimize olan bakışımızı belirleyen şey başkalarının bizimle ilgili ne düşündüğüdür.
Sayfa 19