Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Belki bu dünyadaki yaşantımız için yeryüzündeki insan sayısı kadar farklı hikâye oluşturmak mümkün olabilir. Ancak başrolde kim olursa olsun yaşama bir su damlacığı olarak başlaması da yaşamının son bulmasıyla toprağın altına konması da değişmeyecektir.Yani aynı başlangıç, aynı son, farklı hikâyeler.
Sayfa 16 - İstanbulKitabı yarım bıraktı
Şefaatinden bizler eksik kalmayalım inşallah...
Ahiret gününün bir diğer adı, Aldanma Günü'dür (Yevmü't-Teğâbun, Teğâbun: 9) Bugünde insanlar aldandıklarını anlayacaklardır. Dünyada kendilerinin Muhammed ümmetinden olduğunu sananlar, Muhammed (a.s.)'in şefaatine nail olacaklarını zannedenler o gün, dünyadaki yaşantıları nedeniyle aldandıklarının farkına varacaklardır. O gün insanların nazarında Muhammed (a.s.)'in yolunun yolcusu olduğu zannedilen nice betbaht sahtekârların durumu açığa çıkacak, Havzu Kevser'den kovulacaklardır. Bu nedenle böyle bir duruma düşmemek için kendimizi yoklamalıyız. Acaba ne derece Muhammed (a.s.)'in yolunda gitmekteyiz? Şuanki yaşantımız kendimizin ne kadar Muhammed (a.s.)'in yolunun yolcusu olduğunu göstermektedir? Bu halimizle Rasûlüllah (s.a.v.)'in şefaatını beklemeye yüzümüz var mı? Diye kendimizi yoklamamız gerekmektedir. Aldığımız cevap olumlu ise ne âlâ, olumsuz ise kendimize çeki düzen vermeliyiz.
Sayfa 116Kitabı okudu
Reklam
Neredeyim ben burası neresi. Neden bu kadar karanlık hiç ışık yok mu? Herkes nerede? Bu tahtalar da neyin nesi? Kim attı üzerime bu toprağı? Ne oldu bana? Çok karanlık, çok sessiz burası. Ailem nerede? Dostlarım? Kimse yok mu?... İnsanların büyük çoğunluğu benzer şekilde tıpkı bir yaprak misali savrulur durur yaşam içinde. Öyle sıkı bağlanır ki hayata, bir gün öleceğini unuttuğu gibi ölüm sonrasıyla ilgili de kayda değer bir hazırlık yapmaz kendine. Oysaki ömür; anne karnı ile toprak altındaki iki karanlık arasında yakılan bir kibrit alevi gibidir. Alev almasıyla sönmesi an meselesidir.Belki bu dünyadaki yaşantımız için yeryüzündeki insan sayısı kadar farklı hikâye oluşturmak mümkün olabilir. Ancak başrolde kim olursa olsun yaşama bir su damlacığı olarak başlaması da yaşamının son bulmasıyla toprağın altına konması da değişmeyecektir. Yani aynı başlangıç, aynı son, farklı hikâyeler.Peki, sizi farklı kılan ne? Siz nasıl bir hikâyeniz olsun ve bu hikâyenizin sonu nasıl bitsin istiyorsunuz? Ölümle yüzleşmeden önce yüzleşin kendinizle.
Belki bu dünyadaki yaşantımız için yeryüzündeki insan sayısı kadar farklı hikâye oluşturmak mümkün olabilir. Ancak başrolde kim olursa olsun yaşama bir su damlacığı olarak başlaması da yaşamının son bulmasıyla toprağın altına konması da değişmicektir. Yani aynı başlangıç, aynı son, farklı hikâyeler.
Belki bu dünyadaki yaşantımız için yeryüzündeki insan sayısı kadar farklı hikâye oluşturmak mümkün olabilir. Ancak başrolde kim olursa olsun yaşama bir su damlacığı olarak başlaması da yaşamının son bulmasıyla toprağın altına konması da değişmeyecektir. Yani aynı başlangıç, aynı son, farklı hikâyeler.
Belki bu dünyadaki yaşantımız için yeryüzündeki insan sayısı kadar farklı hikâye oluşturmak mümkün olabilir. Ancak başrolde kim olursa olsun yaşama bir su damlacığı olarak başlaması da ya şamının son bulmasıyla toprağın altına konması da değişmeyecek tir. Yani aynı başlangıç, aynı son, farklı hikâyeler...
Reklam
Ahireti dünyada yaşıyoruz bir bakıma. Ahiret hayatına ait semboller aslında bize oradan haber veriyor. Mizan mi işte amellerimiz, sırat mi işte yürüdüğümüz yol, yaşantımız mi işte cennet ve cehennem, kulluğumuz veya takvamiz mi işte Kevser havuzu, Allah dostlarının eteğine yapışmak mi işte liva-i hamd sancağı. İhlas yani Allah'ı görür gibi ibadet etmek mi işte ahretteki vuslat. Buradan bakarak oradaki halinizi görebilirsiniz tıpkı ahirete goctugumuzde oradan dünyadaki halimizin aslını göreceğimiz gibi.
Sayfa 279Kitabı okudu
Modern kültür üzerine yazan kimi yazarlar, modernleşmeyle birlikte, ahlakın tartışıldığı ortak mekânların kaybolduğunu dile getiriyor. Ahlak kamusal alanda tartışılmadığında, karikatürleştirilerek medyanın sansasyonel haberciliğine meze yapılıyor. Ahlaksızlığı gözümüzün içine sokan gazete ve televizyonların, yeri geldiğinde nasıl
Orpheosçular reforma uğramamış Bakchos tapınıcılarından daha ağır başlı değillerdi. Onlar için bu dünyadaki yaşantı, acı ve bıkkınlıktır. Sonsuz doğum ve ölüm döngüleri boyunca dönen bir çarka kapılmışız. Gerçek yaşantımız yıldızlarda. Bizse yeryüzüne bağlanmışız. Ancak, arılaşma, el yuma ve çileli bir yaşantıyla kurtuluruz bu çarktan. Sonunda, Tanrı'yla birleşmenin coşkunluğuna kavuşuruz.
İnsanlar öbür dünyadaki azap ve muameleden korkmayı bir kere bırakırsa, bu dünyada da asla itaatkâr ve uysal olmazlar. İşte o zaman kurmuş olduğumuz tezgah işlemez, bu varlıklı yaşantımız sürmez olur.
Sayfa 127Kitabı okudu
Reklam
Dünyadaki yaşantımız
Dünyadaki yaşantımız; geceyi çok lüks bir köşkte ya da mütevazı bir kervansarayda geçiren birinin yaşantısına benzer. Ne o köşkün lüksü karşısında zevkten kendimizi kaybetmeli, ne de kervansarayın tasarrufu karşısında hevesimizi kaybetmeliyiz. Çünkü her iki durumda da sadece bir gecelik misafiriz ve ömrümüzün geri kalanını, şimdiden hazırlamamız gereken bir evde geçireceğiz.
Belki bu dünyadaki yaşantımız için yeryüzündeki insan sayısı kadar farklı hikâye oluşturmak mümkün olabilir. Ancak başrolde kim olursa olsun yaşama bir su damlacığı olarak başlaması da yaşamının son bulmasıyla toprağın altına konması da değişmeyecektir. Yani aynı başlangıç, aynı son, farklı hikâyeler.
Ahireti dünyada yaşıyoruz bir bakıma... Ahiret hayatına ait semboller aslında bize oradan haber veriyor.Mizan mı işte amellerimiz,sırat mı işte yürüdüğümüz yol,yaşantımız mı işte cennet cehennem,kulluğumuz veya takvamız mı işte liva-i hamd sancağı. İhlas yani Allah'ı görür gibi ibadet etmek mi işte ahiretteki vuslat.Buradan bakarak oradaki halinizi görebilirsiniz tıpkı ahirete göçtüğümüzde oradan dünyadaki halimizin aslını göreceğimiz gibi...
Belki bu dünyadaki yaşantımız için yeryüzündeki insan sayısı kadar farklı hikaye oluşturmak mümkün olabilir.
'Yaşama Başlarken; Bir Su Damlacığının Hikâyesi' İlk yarışımız… Küçük bir su damlacığıyım ben. Kimsenin önemsemediği, haberdar dahi olmadığı. Oysa ne potansiyeller barındırıyorum içimde. Hele bir kazansam şu yarışı işte o zaman herkes görecek benim kim olduğumu. Sabırsızlanıyorum. Sanki on beş milyar yıldır bu anı
22 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.