Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kafamdaki soruları bir kenara itip ikinci sigaramı yakıyorum. Sigara ateşten değil kahırdan yanar. Rakıya su katılınca neden beyazlar biliyor musunuz? Bırakın şimdi kimya dersi verme ayaklarını. Rakı:hüzünlü kadınların göz yaşlarıdır gençler, koyduğunuz rakı ise delikanlı adamların göz yaşları. Birleşince bunlar bulut rengini alır bardaktaki. Ve unutmayın ki bir kadın göz yaşı akıtıyorsa, o gözyaşı kıyamete kadar unutulmaz. O gözyaşı ne yapar ne eder, bir gün adama sel olur. Bu yüzden de derler ki; şişede durduğu gibi durmuyor mu meret!
Şişede durduğu gibi durmuyor ki kâfir Tutar insana yaşamayı sevdirir.
Reklam
Babalar ve Kızları
Her kız çocuğunun arkasında, gerektiğinde kapı, gerektiğinde çatı, gerektiğinde liman, gerektiğinde oyuncak at (ki bu 3 yaşına kadar en gerekli olanı) görevi gören bir babası olmalı...
Sayfa 127Kitabı okudu
Sevmek özlü söz okumaya benzemiyor. Yaşadığın zaman, içine girdiğin zaman o çıkmazı anlayabiliyorsun. Anneannelerin nasihatleri, dedelerin tecrübeleri hikâye oluyor. Düpedüz yanıyor insan. Kağıtta durduğu gibi durmuyor sevmek. Sevince biolojisini değiştiriyor insanın. Hele ki sevdiği gidince. Ah! Bu "ahı" dağlar, yaşlar kaldıramamış. Ayrılıklar, sevmeler bize yüklenmiş. Bütün ayrılıklar, bütün dertler 'ham' olanı pişirmek içindi. Biliyorum ama yaşadığın zaman kaldırması o kadar kolay değil işte.
Çok değerli, evin direği beyler, saygıdeğer kayınvalide ve kayınpederler, sevgili vesvese kraliçesi annecikler, şunu belirtmem gerekiyor ki, bebeğin cinsiyetini baba adayı belirliyor! Babadaki, part time iki bilinmeyenli denklem kuran X ve Y kromozomları, bebeğin sünnetlik mi, gelinlik mi giyeceğini tayin ediyor.
Birden durdu. Salonun öbür ucunda, giriş kapısının oradaki ışığın altında, uzun boylu, küstah tavırlı bir adamın, içeri girmeden önce bir an durakladığını görüyordu. Bu adamla hiç karşı karşıya gelmemişti, ama gazete sayfalarının tüm kötü şöhrete sahip çehreleri arasında en nefret ettiği yüz buydu. Francisco d’Anconia gelmişti. Rearden aslında
Reklam
Sevmek özlü söz okumaya benzemiyor. Yaşadığın zaman, içine girdiğin zaman o çıkmazı anlayabiliyorsun. Düpedüz yanıyor insan. Kağıtta durduğu gibi durmuyor sevmek. Sevince biyolojisi değişiyor insanın. Hele ki sevdiği gidince. Ah! Bu 'ah'ı dağlar taşlar kaldıramamış. Ayrılıklar, sevmeler bize yüklenmiş. Bütün ayrılıklar bütün dertler 'ham' olanı pişirmek içindi. Biliyordum ama yaşadığın zaman kaldırması o kadar kolay değildi işte.
Ama dünya değişti yazın adamları bile çok iyi biliyorlar ki para altının küpte durduğu gibi durmuyor artık; holdinglere, gökdelenlere, gazetelere televizyonlara, uçaklara, teknelere ya da kalaşnikoflara dönüşerek göz kamaştırıyor; bu arada, ışığının yansımasıyla kendisini elinde tutanı da ünlü bir adama dönüştürüyor.
II-Geciken Bir Ahlak Dersi Günlüğümün ekim sayısı başıma iş açtı, bir bakıma tabii. Söz konusu sayıda “Hüküm” başlıklı, bende de bir parça kuşku bırakan kısa yazım yer alıyordu. “Hüküm”, kendisini aklama amacıyla, belki de ibret olsun diye tabancayla intihar eden birinin itiraflarını, son sözlerini içeriyordu. Düşüncelerine özellikle değer
Kısacası demek istiyorum ki; din, güç ve hırs tutkunu insanoğlunun elinde, kutsal kitaplarda durduğu gibi durmuyor.
Reklam
“Kadın parfüm kokmuyor ki, parfüm azıcık kadın kokuyor, sanırsam parfüm şişesinin içine düşmüş. Ve emin olun böyle parfümler şişede durduğu gibi durmuyor.”:::!!!
rakıya su katılınca neden beyazlar biliyor musunuz
Rakı hüzünlü kadınların gözyaşlarıdır. koyduğunuz su ise delikanlı adamların gözyaşları birleşince bunlar bulut rengini alır bardaktaki. ve unutmayın ki bir kadının gözyaşı akıtıyorsa o gözyaşı kıyamete kadar unutulmaz o gözyaşını ne yapar eder bir gün adama sel olur bu yüzden de derler ki şişede durduğu gibi durmuyor meret..
şişede durduğu gibi durmuyor meret
İçkiyi ölçülü iç; unutma ki şarabın fazlası ne sır, ne söz tutturur.
Sayfa 476Kitabı okudu
seyyah
"Bu şehir" diyorum, ama aslında tam anlamıyla bir şehir söz konusu değildi. Zaten Rey'den gelen genç bir seyyahın hikâyesi hâlâ dillerde dolaşıyordu. Genç adam Isfahan'ın harikalarını görmek için öylesine sabırsızlanıyormuş ki, son gün kervandan ayrılıp tek başına dörtnala ilerlemiş. Birkaç saat sonra Zende Rud'un ("hayat veren
Sayfa 77 - YKYKitabı okudu
Sevmek özlü söz okumaya benzemiyor. Yaşadığın zaman, içine girdiğin zaman o çıkmazı anlayabiliyorsun. Anneannelerin nasihatleri, dedelerin tecrübeleri hikaye oluyor. Düpedüz yanıyor insan. Kağıtta durduğu gibi durmuyor sevmek. Sevince biyolojisi değişiyor insanın. Hele ki sevdiği gidince. Ah! Bu 'ah'ı dağlar taşlar kaldıramamış. Ayrılıklar, sevmeler bize yüklenmiş. Bütün ayrılıklar bütün dertler 'ham' olanı pişirmek içindi. Biliyordum ama yaşadığın zaman kaldırması o kadar kolay değildi işte
22 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.