Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
- Tanrı’ya esir ol ancak tanrılığa olma! - Ahlakına güvenip dini reddebilirsin, bu bağışlanır belki ama dindarlığına güvenip ahlakı reddedersen bu asla bağışlanmaz(!) Zira din, ahlak içindir; ahlak din için değil. - Yaşadığın her bir sorunu kendinden bilir ve üzerine düşünürsen o sorunu bir daha yaşamazsın. Ancak sorunu dışarda ararsan, tekrar
Doğu toplumları
Bir düşünceyi savunmak veya kabul ettirmek için silaha sarılmayı göze alacak kadar kötü yönetilen insanlar hâlâ savaş halindedirler; ve içinde bulundukları durum, barış değil, sadece, birbirlerinden korktukları için bir ateşkes durumudur; ve böyle insanlar sürekli olarak adeta savaş mevzilerinde gibi yaşarlar.
Sayfa 141 - Sözleşme ile Kurulmuş Egemenlerin Hakları Üzerine
Reklam
Bundan sonra ne saçmaladıklarının bir önemi yok zaten!
Türkiyede herhangi bir düşünceyi savunmak için cümlenin başına, "bilimsel olarak" klişesini yerleştirmek gerekiyordu. Ama bunu yapabilmek için kişinin adının önünde Profesör Dr. ya da Doçent Dr. Gibi bir sıfat bulunmalıydı.
Sayfa 64 - DKKitabı okudu
Sürekli saate bakmak sürekli oradan kaçma isteğidir; herkesin içinde saate çok bakanlar yalnızdır. Herkesin hemfikir olduğu yerde farklı bir düşünceyi savunmak yalnızlıktır.
Sayfa 279Kitabı okudu
Evensel İnsan Hakları Üzerine, Sene 2020 Münazara Denemesi.
Evrensel insan hakları bundan yetmiş yıl önce kabul edildi. İkinci Dünya Savaşı’nın ardından politik, medeni, ekonomik ve kültürel hakların korunmasına yönelik bir sistemin başlangıcına adım atılmış olunsa da, insan hakları ciddi bir baskı altındadır. Baktığımızda aslında tüm insanlar hür, onur ve haklar bakımından eşit doğar. Fakat içinde
Aynı düşünceyi savunmak...
Karşıki çalılıktan düşman ateşi geliyorsa onun sağında veya solunda da düşman var demektir.
Reklam
"Bir fikri, bir düşünceyi, bir inancı savunmak; o fikre ait tutarsızlıkları, çelişkileri görmezden gelmek değildir. Aksine sahip olduğumuz fikirleri olgunlaştıracak, daha iyiye ve güzele taşıyacak eleştirel bakış ve düşünce kabiliyetidir" Aygün Akyol
Herkesin içinde sadece çok bakanlar yalnızdır. Herkesin hemfikir olduğu yerde farklı bir düşünceyi savunmak yalnızlıktır.
Sayfa 278Kitabı okudu
Söz, anlatı ve düşünce yasağının artık normal hale geldiği, bu konuda ortak eğilimlerin oluştuğu toplumlarda düşünceyi savunmak da, ister istemez, bir siyasi hareketin görevi, sorumluluğu haline geliyor. Oysa uygar toplumlarda durum tam tersi; tasvip etmesek bile sözü, anlatıyı ve düşünceyi savunmak, siyasi bir eylem değil, uygar bir vatandaş olmanın zorunlu koşulu. Uygar toplum, dil, din, söz, anlatı ve düşünce özgürlüğünü, her türlü siyasetin üstünde, temel koşul olarak ortak bir eğilim haline getirmiş, herkesin bir öteki, bir barbar olduğu toplumdur.
Sayfa 296 - İthaki Yayınları
90 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Otobiyografik, bir anı kitabı beklerken sorgulamanın bol olduğu bir kitaba denk geldim. Yazarımız Tolstoy kitabın yarısına kadar hayatı, yaşama amacımızı sorgulayıp kalan yarısında da Tanrı'yı arama, dinleri sorgulamakla devam etmiş. Yaşama amacını bazı nedenlere bağlayıp her bulduğu nedende kendine göre çelişkili ve doğrusal yönleri tartışmış. Bu nokta çok hoşuma gitti çünkü sevdiği ya da yakın hissettiği bir düşünceyi olduğu gibi kabul edip savunmak yerine o fikre yakın hissetme nedenini ve beraberinde getirdiği olumsuz sonuçları da göz ardı etmeden objektif bir yaklaşım sağlamış. Bu günümüzde biraz unutulan bir davranış biçimi olduğu için okurken insanın ufkunu açabilir. Daha önce "Niçin yaşıyorum?" sorusuna cevap aradıysanız ve bu süreçte yolunuz dinleri sorgulamaya da düştüyse çok da yabancı olmayacağınız bir kitap. Fakat hayatı sorgularken ve yaşama amacını uzun yıllar ararken bulduğu tek sonuç, daha önce hiç sorgulamamış kişiler için biraz sığ bir sonuç olabilir ve başka sonuçların olmadığı fikrini doğurabilir. Çünkü kendi adıma benim sorgulamalarım Tolstoy'dan farklı bir yola çıktı. O yüzden kitabı okumalı, çok güzel cümleleri var fakat tek bir sonucun olmadığı da unutulmamalı.♡
İtiraflarım
İtiraflarımLev Tolstoy · Kitap Zamanı Yayınları · 201022,9bin okunma
Reklam
27 Mart DünyaTiyatro Günü Uluslararası Bildirisi
Bütün dünyadan tüm tiyatro sanatçısı dostlarıma, Sizlere bu mesajı Dünya Tiyatro Günü vesilesiyle yazıyorum ve sizlere hitap edebilme olanağını bulduğum için çok mutlu olsam da hep birlikte – tiyatro sanatçıları ve diğer insanlar- maruz kaldığımız ağırlığın altında varlığımın her lifi tir tir titriyor; ezici baskıların ve dünyanın bugünkü halinin
KLASİZM ve ROMANTİZM DÜŞÜNCESİNİN KÖKENİ...
- "(...) Şimdi bütün dünyada dolaşan ve bir sürü münakaşa ve bölünmelere sebep olan klasik ve romantik edebiyat mefhumu aslında benden ve Schiller'den çıkmıştır. Benim edebiyattan âfâkî-objektif davranma ilkem vardı ve yalnız bunu geçerli görmek istiyordum. Tamamıyla enfüsî-sübjektif çalışan Schiller ise kendi tarzını doğru sayıyordu ve kendini bana karşı savunmak için, "saf ve sentimental edebiyat" üzerine bir yazı yazdı. Benim istemediğim hâlde romantik olduğumu ve "iphigenie"min hissinin ağır basar olmasından dolayı, hiç de sanıldığı gibi klasik ve antik anlamda olmadığımı ispatladı. Schlegel'ler bu düşünceyi alıp geliştirdiler ve böylece bütün dünyaya yayıldı; elli yıl önce kimsenin düşünmediği Klasisizm ve Romantizm'den herkes söz eder oldu..."
Sayfa 210 - 211(Eckermann, 21.3.1830) -Dünya Edebiyatı- Kültür ve Turizm Bakanlığı yayınları: 534Kitabı okudu
Herkesin hemfikir olduğu yerde farklı bir düşünceyi savunmak yalnızlıktır.
Sayfa 279Kitabı okudu
168 syf.
10/10 puan verdi
Şeksiz şüphesiz. Eğer bir kitaptaki denemeler Stefan Zweig'ın imzasını taşıyorsa mutlaka okunmalı. Hele birde yakın zamanda kaybettiğimiz Ahmet Cemal çevirisi ile size sunulmuşsa. Kitap Zweig'ın daha çok edebiyat ağırlıklı denemelerinden oluşuyor. Beni en çok etkileyen deneme 'Yarının Tarihçiliği' konulu Zweig'ın savaş merkezli ulusal tarih
Yarının Tarihi
Yarının TarihiStefan Zweig · Can Yayınları · 1991535 okunma
204 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.