Bi' insanı sevmek nasıl olur?
Ya da bu, yalnız ruhların dolaştığı dünyada, bir kalp bir kalbe nasıl dokunur?
Yalnızlıktan, umutsuzluktan ve yokluktan bahsederken herkes, bir insanı sevmenin nasıl olduğunu kim anlatabilir?
Onu bunu boş verin de AŞK'ı bize en güzel kim anlatabilir haa?
Cevap oldukça basit. Sizlere, güzel okurlara, aşıklara,
İçkiye benzer bir şey var bu havalarda.
Kötü ediyor insanı , kötü...
Hele bir de hasretlik oldu mu serde;
Sevdiğin başka yerde ,
Sen başka yerde;
Dertli ediyor insanı,dertli.
İçkiye benzer bir şey var bu havalarda,
Sarhoş ediyor insanı , sarhoş.
"Gece geldi. Şu gönüldeki yanışın, acaba sebebi nedir? Ben sanıyorum ki tanyeri mi ağardı, yoksa gündüz mü oldu? Şaşılacak şey! Aşkın gözüne ne gece sığar, ne de gündüz. Şu aşkın gözü, acaba gözleri mi bağlıyor.. insanı kör mü ediyor.? "
‘’Görülecek, işitilecek, tadılacak, okunacak, yazılacak, yapılacak o kadar çok şey birikiyor ki, bundan sonra hayatımın bütün bunlara yetişemeyeceğinden korkuyorum. Kendi kendime karşı çok borçlandım. Kendime vadettiğim şeyleri yapmazsam utancımdan aynaya bakamayacağım.’’
Bekir Hoca’dan Allah razı olsun, samimi müslümanlığı ve mevzu bahis edilen konularda elini taşın altına koyduğu için. Her şeyin Müslümanca yorumu gereklidir. Burdan yol alarak yaptığımız işleri teraziye koymak, doğrusunu-yanlışını göstermek ve bunu yaparken kökleri sağlam bir meselenin zemininde yapmak gerekir. Bunun ne kadar zor olduğunu bildiğim
Atamızın Ankara'ya gelişi ve savaşa bizzat bu coğrafyadan kumandanlık etmesi neticesinde Anadolu'ya hakkını teslim etmek amacıyla Ankara'yı başkent yapma süreci ve bu süreçten sonraki sancılı inkîlap süreçlerini konu alan bu kitap, yüzyıllardır süregelen Osmanlı'nın belki de şımarık çocuğu olan İstanbul'un elinden başkent
Zellenbur’un Sıradan Bir Günü. Öylece bakıyorum kitaba. Kapağında tipsiz bir mendebur. Elinde üç başlı mızrağı trident. Poseidon'dan mı çalmış ne? Yoksa bu mızrağı okurlara saplayıp
》Hayat uzun mu kısa mı? Aslında içinde bir çok hüzün, mutluluk, acı, hayal kırıklığı, pişmanlık, umut, sevda ya da çabanın olduğu bir hikaye gibi. Bu hikaye kimine göre uzun, kimine göre kısa oluyor. Herkesin kendi hikayesini neyle ve ne şekilde yazdığına bağlı olarak değişiyor bu durum. Bu kitap da bize nereden baktığımıza göre değişebilir olan
Felsefeyle arama mesafe koymuştum kafamı daha çok derslerimle meşgul etmek için ama sınavıma az bir zaman kala bu kitabın beni dağıtmasına müsaade ettim ve başlamadan önce şunu söyleyeyim; puanım 9/10 çünkü bu tadına doyamadığım sohbetin bu kadar çabuk bitmesine sinirlendim. Güzel kitaplar bu kadar çabuk sonlanmamalı.
Ben Michel Foucault’u, şu