Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
320 syf.
7/10 puan verdi
Kitabı internette gezerken gördüm ve hakkında bir kaç yorum okuduktan sonra aldım.Biraz fantastik bir kurgu içerir diye düşünmüştüm .Bu sebepten ilk 100 sayfayı hızlıca okudum bu beklentiyle okudum ama öyle olmadığını görünce biraz hayalkırıklığına uğradım.Sonraki kitabı olduğu gibi kabul edip ,yaklaşık 50 sayfa sonra, devamını merak ederek bitirdim.Yazarın sadece bir karakter üzerinden olayı götürmediği ve bir çok karakterin yardımlarıyla sonuca gitmesi hoşuma gitti.Baş karakterimiz ekonomik kriz yüzünden işsiz kalmış ve bilgisayar işlerinden iyi anlayan Clay'in ağzından anlatılıyor.Clay bir gün iş bulma umuduyla sokaklarda yürürken bir kitabevinde gördüğü iş ilanına başvuruyor ve işe kabul ediliyor.Ve daha sonra kendini 500 yıllık şifreli yazılmış bir kitabın sırrını çözmeye çalışan insanların arasında buluyor .Burda tanıştığı yeni kişiler ve eskiden tanıdığı dostlarıyla birlikte tabiki de kitabın sırrını çözüyorlar.Sonuç olarak kitabı okuduğuma memnunum.Son zamanlarda okuduğum kitaplardan farklı olması iyi denk geldi.
24 Saat Açık Kitapçının Sırrı
24 Saat Açık Kitapçının SırrıRobin Sloan · Trend Kitap · 2013240 okunma
187 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
116 günde okudu
İlkokul ve lise tarih kitaplarında Osmanlı Tarihi, Kuruluş (1299-1453), Yükselme (1453-1566), Duraklama (1566-1699), Gerileme (1699-1820), Dağılma ve Çöküş (1820-1922). Bu dönemlendirme hakkında şematik bir biçimde resmedildiğinde __/```\__ bir gemi bacasını andırdığını Osmanlı Tarihi hocam söylediğinde dönemlendirme ve bu dönemlendirmenin ana
1703 İsyanı
1703 İsyanıRifa'at Ali Abou-El-Haj · Tan Kitabevi Yayınları · 201113 okunma
Reklam
200 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Yazarın insanları sıkmadan,olayları bütün çıplaklığı ile anlatması kitabı anlamlandırmış.1929 ve 1929'a zemin hazırlayan ekonomik unsurları ve yaşanan Büyük Buhranın dünya ekonomilerine ve Abd ekonomisini nasıl etkilediğini güzel bir dille anlatmış.
Büyük Kriz 1929
Büyük Kriz 1929John Kenneth Galbraith · Pegasus Yayınları · 201348 okunma
Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Alman ekonomisi de dışarıdan, özellikle de Amerika'dan alınan borçlar ve dünya ekonomik sisteminin verdiği ticaret ve kredi notları üzerine inşa edilmişti. Sonuç olarak tıpkı diğer ülkelerin olduğu gibi Almanya'nın kaderi de Amerika'nınkine bağlıydı. Dünya ticareti çökünce Alman ekonomisi de çökmüş, milyonlarca Alman işsiz kalmıştı. İnsanlar borçlarını ödeyebilmek için evlerini ve eşyalarını satmak zorunda kaldı. Ekonomik kriz, ordusunun yenilgisinden ve işsizlik ve enflasyonla geçen savaş sonrası yıllardan sonra Almanya'nın başında patlayan son bombaydı.
Sayfa 101Kitabı okudu
Tutarsız Politikalarla AB
1997 yılında Lüksemburg Zirvesinde Türkiye'ye aday bile olamayacağı tebliğ edilmiş... Bir yıl sonra 1998 yılında Avrupa Birliği'ne göbek bağı kalmayan Türkiye, özellikle Avrupa Birliği'nin üzerinde çok ısrarla durduğu pkk meselsinin üstüne gidiyor ve pkk'nın başı Öcalan'ı, önce Suriye'den sonra Rusya'dan daha sonra İtalya'dan çıkartıyor... Türkiye AB'ye mesafeli dururken, Türk ekonomisi, Cumhuriyet tarihinde rastlanmamış bir parlak döneme giriyor...1999 yılında Türkiye'yi sarsan bir deprem olayı var...Helsinki Zirvesi'nde siz adaysanız, adaylık usullerini yerine getireceksiniz diyorlar. (Kopenhag Kriterleri)... (Daha sonra 2001 Şubatında yaşanan ekonomik kriz.)
Ölüm Audi Kullanır – Kristian Bang Foss
Eskiden sıradan mı sıradan, dümdüz bir hayatım vardı. Kopenhag’da Sara ve Amalie ile birlikte bir dairede otururdum. Akşamları Amalie’yi yatırdıktan sonra televizyon karşısına geçip oturduğumuzda ben koltuktan kalkarsam Sara hemen sorardı, “Ne var, ne yapacaksın?” Geceleri işemeye kalktığımda bile sorardı Sara, “Nereye
Dante Kitap - Çevirmen: Sadi TekelioğluKitabı okuyacak
Reklam
556 syf.
·
Puan vermedi
Joad Ailesi’nin, 1929 yılında Amerika’da gerçekleşen ve bütün dünyayı etkileyen ekonomik kriz sonucunda topraklarını terketmek zorunda kalarak Kaliforniya’ya göç etmelerini, Kaliforniya’da yaşayan işçi sınıfının ve Joad Ailesi’nin, burada hayata tutunma çabalarını konu alan romandır. Eserde Büyük Buhran döneminde insanların çektiği zorluklar, yaşadıkları çaresizlikler etkileyici bir biçimde anlatılmıştır. Eserde Amerikan toplumunun temelini ve özellikle kapitalizmin bu toplumun sınıfları arasındaki farklılıkları daha da arttırdığı, kapitalizmin insanları daha da fakirleştirdiği gerçekçi bir şekilde ele alınmıştır. Müthiş bir kapitalizm eleştirisi, mükemmel bir psikolojik tahlil kitabı, kesinlikle okunması gereken bir eser.
Gazap Üzümleri
Gazap ÜzümleriJohn Steinbeck · Sel Yayınları · 202035,2bin okunma
Türkiyede Süleyman Bey iktidarının Amerikan uydusu olduğunu bilmeyen kalmadı. Süleyman Beyin önce Morrison firmasının mümessili olduğunu bilmeyen yok. Türkiyenin bağımsızlığını iktidar eliyle yitirdiğini artık Türkiye öğreniyor. Sömürgeci Amerikanın Türkiyeyi niçin işgal ettiğini artık her Türk öğrenmeye başladı. Kompradorluk politikasını artık her Türk biliyor. Her komprador bir sömürgecidir, beşinci koldur, bunu halk ağır ağır öğreniyor. Kompradorluk politikasının bir Troya Atı olduğunu çok kişi öğrendi. Kompradorluk, uyduluk, yalan dolan yapma, güçler yaratma politikası iflasa mahkumdur, hem de tez günde. Bakın ekonomik kriz Türkiyenin kapısını çalmaya başladı, hem de bütün sertliğiyle. Türkiye gibi bir memlekette uyduluk, kompradorluk politikasının sonu yoktur. Türkiye bir daha ölüm kalım savaşındadır. Ya yaşamak, ya ölüm. Yüz yıldır biliyoruz ki, Türk milletinin büyük bir yaşama gücü vardır. Bu sefer de, ama son olaraktan, Türk milleti gene yenecektir. Amanın, halk karşısında çürümekte olan iktidarın günahlarını gene Türk milleti, Türk ilerici güçleri yüklenmesin. Bırakın çürüsünler. Halk karşısında bir iyice çürüyünceye kadar.
Bütün dünyadan İsrail'e yollanan ama gizlice özel tahsisatlarla ve özel yollarla yollanan milyar dolarlar, İsrail'de sadece yahudiye kan verir. Görünüşe bakılırsa, İsrail de diğer birçok ülke gibi ekonomik kriz içindedir. Fert başına düşen milli gelir azalmaktadır. Şu bu yatırımlara para bulunamamaktadır. Fakat biraz deşildiğinde ekonomik krizin bir düzmece olduğu anlaşılmaktadın İsrail topraklan içersinde özellikle Kudüs'de ve işgal altındaki Topraklarda İsrail'in camm sıkmaya devam eden Arap unsurlar vardır. Bu insanlar da İsrail ekonomisinin zenginliğinden veya fakirliğinden şu veya bu şekilde etkilenmektedirleL Yani bu devletin vatandaşıdırlar. İşte İsrail ekonomisinin canlı olması bu insanların ülkede kendilerini rahat hissetmeleri açısından sakıncalıdır. Ekonomi bozuk olacak ki zaten siyasî baskı altında, polisin ve askerin tehdidi altında bulunan Araplar aç kalsınlar ve çareyi başka yerlere göç emekte bulsunlar. İşte bu sebeble İsrail ekonomisi, İsrail'in merkez bankasındaki fazla milyar dolarlara rağmen bozuktur. Milli gelir düşük seviyededir. İşsizlik vardır. Bunlar olduğu için de yahudi vatandaşlar el altından doyurulur, çeşitli yardımlar görür, en azından işsizlik pirimi, bedava sağlık hizmetleri, bedava konutlar edinirken, Arap asıllı olanlar, bozuk (!) İsrail ekonomisinin acılarıyla kıvranırlar. Belirttiğimiz gibi maksat tedirgin olmaları ve özellikle Kudüs'ü boşaltmalarıdır. Nitekim son 20 yıl içersinde Kudüs'ün Arap nüfusu % 60 oranında azalmıştır. Polis baskısından, işkencelerden kaçan Arapların kaçışı ekonomik baskılarla da hızlandırılmaktadır.
Sayfa 238 - Beyan yayınlarıKitabı okudu
Mutluluk neydi? Ekonomik kriz günlerinde kira getirisi olan bir yere sahip olmak mıydı?
Sayfa 58 - Beyazıt Bestami Keçeli
Reklam
"İçinde yaşadığımız ekonomik kriz ve aylarca yaşadığım işsizliğin sebebi bu adam ve onun gibi fırsatçılardı oysa. Onların devleti yönetenlerle kol-kola oluşturdukları rant ekonomisi çökmüş ve her zamanki gibi bu enkazın altında çalışanlar, kıt kanaat geçinenler; kısacası halk kalmıştı. Cebimde para varken ülkülerimi unutmuş, kendimi sisteme entegre etmiş, bir şirketin bana biçtiği rolü oynayarak kendimi önemli biri sanmıştım. Oysa üsttekilerin piyonundan başka bir şey değildim. Cilalı kartvizitlerden ibarettim. Aslında hayata kattığım hiçbir güzellik yoktu. Yaptığım iş, halkın gözünü boyayarak, onların iyiliği için değil, sermaye sahibinin para kazanması için üretilmiş şeyleri satın almalarını sağlamaktı. Bunun için metinler yazıyor, oltayı hazırlıyor ve insanların zokayı yutmaları için çalışıyordum. Ben ideallerimi yaşamak yerine yaşadığım şeylere inanmaya başlamıştım. Hikayesini yazmayı düşündüğüm Salim Usta gibiler itilip kakılırken, Siyasal Bilgiler Fakültesini birincilikle bitiren arkadaşım Ahmet bitpazarında eskicilik yapmaya çalışırken fırsatçılar, hırsızlar, köşe dönücüler bolluk içinde yüzüyor, her şeyi ve herkesi satın alabiliyorlardı…"
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.