"Yabancı bir şehirdeyim meselâ, gece vakti. Yanımda kimseler yok. Rastgele bir sokağa sapıyorum. Diyelim, karşıma bir lavantacı dükkânı çıktı. Dükkanda bir sürü cincik boncuk parçalanmış bir ebemkuşağı gibi öyle, renkli, cicili bicili, bir alay şişe... Derken biri dokunuyor omzuma, dönüp bir de bakıyorum, Kızkardeşim."