Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
''Doğu böyledir, dostlarım, Doğu’da kin, kolayca hiyanete kadar götürür. O gün sapsarı kesilenler veya onların kinini güdenler, şimdi bile o günün hatırasını söndürmeye uğraşmakta değil midirler? Doğu kini, vicdanları saran bu kanser… Kanserlerin en habis soyu!''
Kimden nefret ettiğini tahmin etmek kimden etmediğini tahmin etmekten daha kolaydı. Çünkü içinde onu bütün dünyadan nefret etmeye yönelten habis bir şeytan görmeye başlamıştım.
Reklam
Sağlaması hakikatle yapılmamış, zaman içinde demlenmeye bırakılmamış, oradan buradan alelacele denkleştirilmiş sanı ve kanılar, hayatın gerçek fikirlerle doldurulması gereken boşluklarını doldurmuyor. O boşluklar giderek büyüyor, habis urlar gibi etraflarına yayılıyor ve bildiğimiz iyi şeylerin birbirine bağlanmasını da büyük ölçüde engelliyor. Her şeyin kontrolsüzce satışa sunulduğu bir ucuzluk pazarından herhangi bir hassasiyet göstermeden, âdeta bir çuvalın içine doldurulur gibi zihnimize tıkıştırdığımız asılsız kanı ve sanılar, gerçekten anlamlı olan bir şeyler varsa orada, onları da kendi yüzeysetliği ile örtüyor, üstlerinde dağ gibi birikiyor ve bizim onlara erişimimizi imkânsız hâle getiriyor.
İyilik eskimez, günah unutulmaz, Deyyan (hesaba çeken Allahü Teala) ölmez, dilediğini yap, nasıl davranırsan sana öyle davranılır yani ektiğini biçer, ettiğini bulursun. (Râmuz'ul-ehadis 2276)
Habis merak, merak duygusunun en illet çeşididir. Önce yaralar, sonra yağmalar. Sömürgecidir. Soru üretiyormuş gibi davranıp yargı üretir.
İnsanoğlu o kadar habis bir mahluktur ki, o güzelim sevdayı da mundar etmiştir...
Reklam
Umut etmenin dünya üzerindeki en büyük musibetlerden, kayıplardan ve acılardan daha habis bir şey olduğunu anlamıştım.
Sayfa 11 - Doğan KitapKitabı okudu
Bildiğimiz Defne
Tefne dalı ilk çağlardan beri zafer sembolü sayılır. Eski Yunanlılar tefneyi kutsal bir ağaç olarak Apollon'a adadıktan sonra Yunanistan ve İtalya'da Apollon mabetleri çoğaldıkça tefne koruları da artmıştır. Eski çağda tefnenin büyüden, bulaşıcı hastalıklardan ve habis ruhlardan koruduğuna inanılırmış, ruh hastalarını iyi etmek için yanaklarına ve boynuna tefne yaprağı sarılırmış. Apollon rahipleri bir keramet buyuracakları zaman tefne yaprağı ve meyvesi yerlermiş. Peygamberler bir şehre girerken ellerinde bir tefne dalı tutarlarmış. Dökülen kanın kefaretini de tefne üzerine alırmış. Onun için Romalı askerler zaferle sonuçlanan harplerden sonra silahlarını tefne ile temizlerlermiş. Encam tefne, böylece işte zafer sembolü olmuş. Sofu Hıristiyanlar kiliselerdeki kutsal suya batırdıkları tefne dallarından üzerlerine su serperlermiş. Tefneye yıldırım da çarpmazmış!
Sayfa 213Kitabı okudu
Sahih kıssalarda mucizeler dahi eşyanın tabiatı gereği vuku bulurken, habis kıssalarda olagelen hadiseler bile us dışı bir aritmetiğe tabidir. Sebep sonuç ilişkisi kurarak neticeye ulaşmaya çalışan, zamandan azade hikmetin azameti karşısında azami yüz senelik hayatını terazinin kefesine koyma cüreti gösteren insan için iyinin ve kötünün kıymetlendirmesini yapmak ne büyük bir ahmaklıktır...
Ya âlim ol, ya talebe ol, ya dinleyen ol, ya da ilmi seven ol! Beşinci yani câhil olma, helak olursun. (Muhtar'ul-ehadis 203)
Reklam
Umut etmenin dünya üzerindeki en büyük musibetlerden, kayıplardan ve acılardan daha habis bir şey olduğunu anlamıştım.
Bir erkeğin kalbi fesat, habis bir şeydir, Meryem. Bir ananın rahmine hiç benzemez. Kanamaz, sana yer açmak için genişlemez.
Bazı ruhlar dışbükeydir, bazı ruhlar içbükey. Biz içbükey ruhlarız, babamla ben. İçimize doğru kapanırız, istiridye gibi. İçimizin tam ortasında duran, patlamayan, patlayıp da ortalığa saçılmayan, saçılıp da herkesi kirletmeyen incimiz-çıbanımız kistleşir içimizde. Kistleşen bu inci-çıbanımız varlığımızın özüdür, habis.
Sayfa 210 - Can YayınlarıKitabı okudu
Sebeb-i Vürudi'l-Hadis
Hz. Peygamber(sav) bir gün torunlarını yanına almış kucağında onları okşayıp öpüyordu. Bu sırada sahabilerden Akra' b. Habis, Hz. Peygamber’in yanına gelmiş ve bu duruma şahit olunca şaşırarak şöyle demiştir: "Benim on tane çocuğum var, (şimdiye kadar) asla hiç birini öpmedim." Bu sözleri yadırgayan ve onaylamayan Hz. Peygamber(sav) bu olay üzerine "Merhamet etmeyene merhamet edilmez" hadisini söylemiştir. *Buhari, Edeb, 18
İnsan aynı anda hem bu denli güçlü, erdemli ve muhteşem, hem de bu denli habis ve bayağı mıdır gerçekten?
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.