Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Emin Kurtbey Elaldı

Küçücük çocukların bile bildiği bir şeyi bilmiyorsan nerede kaldı senin bilgeliğin. Tüm eylemler Tanrı’nın isteğidir ve hiç kimse kendi iradesiyle kaçamaz Tanrı’dan ve suçun yasasından
Sayfa 66 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarKitabı okudu
Reklam
Ahlâkın sınırı kanunların sınırından daha dardır. Ahlâkı çiğnemeden kanunu çiğneyemezsiniz. Kanunu çiğniyorsanız ahlâk çizgisini çoktan paramparça etmişsinizdir zaten.
Sayfa 29 - Panama YayıncılıkKitabı okudu
Turancılık, gericilik filân gibi kavramlara Kremlin’in insanlık düşmanı zihniyetine uygun mânâlar vererek Türkçülüğe saldırmak, Türklük ağacına balta indirmekten başka bir şey değildir. Fakat Türk adlı ulu ağaç, bunca düşmanlıklara rağmen bugüne kadar nasıl ayakta kaldıysa, bundan sonra da yine kalacaktır. Ve Tanrı’nın Türk yarattığı insanların bir bütün olduğuna inananlar ile tarın muhteşem bir Türk devleti görmek isteyenleri kötüleyenler de bir gün tarih tarafından lanetle anılacaklardır.
Sayfa 89 - Aygan YayıncılıkKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"İnsan yaşlandıkça kendi gençliğini arıyor ve küçük anılar budalaca mutluluklar yaşatıyor."
Sayfa 35 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Ben... Benim bütün sırrım, fazla çalışarak huzursuzluğumu bastırmaktır. Bunu da çok çalışarak başarıyorum. Sürekli bir şeyler yapmam gerekiyor. Yalnızca bir şeyler yaptığımda bu huzursuzluk hali geçiyor. O zaman korkmama gerek kalmıyor. Çünkü yalnızlık korkusu zehirden beterdir. Bu korkuyu duymaktansa çalışmak daha iyidir.
Sayfa 45 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Günlerdir kimseyle konuşmuyorum. Bazen sokakta insanların peşine takılıyorum, sözcüklerin tınısını duyabilmek için konuşmalarını dinliyorum. Hiçbir şey anlamıyorum, bilmiyorum, yapmıyorum, işe yaramamaktan tükeniyorum. Günlerce hiçbir şey yaşamıyorum, tanıdık bir yüz görmüyorum; binlerce insan arasında yapayalnız olmanın ne anlama geldiğini bilemezsin.
Sayfa 44 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
İnsanın yüreğinin iyi olması için akla gerek yoktur. Bana zaten bu ikisi birlikte pek olmuyor gibi geliyor. Gerçekten akıllı bir adama bakıyorsun, hiç de iyi olmadığını görüyorsun…
Sayfa 47 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
İnsan kısmı korktuğundan kurtulmaya ve umduğuna erişmeye gayet istekli bulunur. Eğitimin ışığıyla zihni ve gözü aydınlanmış olmazsa insanı korkutmak da kolaydır, hırslandırmak da…
Sayfa 18 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Bazı Kederlerin Riyaziyesi
Felaketimizi başka biriyle taksim etmek saadettir, fakat annelerle değil. Annelere anlatılan kederler taksim değil, zarbedilmiş olur.
Sayfa 14 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Vermeye Dair
Yokluk korkusu yoksunluğun bizzat kendisi değil midir? Kuyunuz suyla doluyken çekilen susuz kalma korkusu değil midir asıl giderilmez susuzluk?
Sayfa 10 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bu hep böyledir, sevgi kendi derinliğini bilmez ayrılık vakti gelip çatana kadar…
Sayfa 4 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Sen bin sene hürriyeti hiç tecrübe etmemiş bir topluma hürriyeti bir tercih olarak takdim edemezsin. Hüsrana uğrarsın. Bugün dahi Türk toplumunun hür olmayı öğrendiğini zannetmiyorum. Siyasi tercihler bunu gösteriyor. Lider arıyor, çoban arıyor kendine insanımız.
Sayfa 105 - İnkılâp YayınlarıKitabı okudu
... "Bizim adamlar"dan kesinlikle vazgeçmeli, en iyi ve en zekileri, yani liyakat sahiblerini bulup işe sürmeliyiz. Hastalığımızın kök sebebi "bizim adamlar"dır. Patrimonialismdir. Patrimonialismin kitlelemiş hâli clientelismdir.
Sayfa 87 - Panama YayıncılıkKitabı okudu
"Sanem", madenî maddelerden yontulmuş ve işlenmiş dökme putlara; "vesen" ise, taşlardan ve tahtadan yapılmış putlara denir. "Fetiş", ekseriyetle yapılmış olmayan bir taş veya kemik parçası, tılsımlı bir hamaylı veya nazar-ı dikkati çekecek bir şeye denir. Bunlar arasında olduğu gibi , "totem" ile "ongun" veya "tus" arasında da aynı farklar gözetilebilir.
Sayfa 163 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Pederşahi ve Pederi aile yapısının farkı
Gökalp, eski Türklerde annenin ve babanın soyunun her zaman birbirine eşit kabul edildiğinin, aile içinde hiçbir tarafın diğerine göre üstün olmadığının, bu nedenle pederşahi aile yapısının Türklerde hiçbir zaman görülmediğinin, Türk ailesinin her zaman pederi aile yapısına sahip bulunduğunun altını çizmiştir.
Sayfa 14 - Türk Tarih Kurumu YayınlarıKitabı okudu
235 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.