Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Münzevî
Bir gün yaşlı bir münzeviye sorarlar: Sürekli yalnız olmaktan bıkmıyor musun? Yaşlı adam cevap verir: Yapılacak çok işim var. İki şahin eğitmem gerekiyor… Ve iki kartal... İki tavşan sakinleştirmek ve yılanı eğitmek. Eşeği gütmek ve aslanı evcilleştirmek. Ama senin etrafında hiç hayvan göremiyoruz! Neredeler? Onlar, içimizde yaşayan
Yerilmiş olan hayâ; İyiliği emretmek ve kötülüğü sakındırmaktan utanmak, Veya dini meselelerde utangaçlıktan dolayı soru soramamak gibi durumlardır. Bu utangaçlık insanı helake sürükler.
Reklam
Eğer diğer insanların eylemlerinin sebepsiz olduğuna gerçekten inansaydık, asla onların eylemlerini etkilemeye çalışamazdık, keza böyle bir etki ancak, arzu ettiğimiz eylemleri doğuracak sebepleri az ya da çok bilebilseydik ortaya çıkabilirdi. Diğer insanların eylemlerini etkilemeye asla çalışamasaydık, hiç kimse parlamentoya seçilmeye çalışmaz ya da bir kadına evlenme teklif etmezdi: Tartışmak, tembihlemek ve emretmek tamamen boşa nefes tüketmek haline gelirdi. Dolayısıyla ahlakı ilgilendiren neredeyse bütün eylemler usdışı hale gelir, ussal eylem insanların istemlerini etkilemeye çalışmayı tamamen olanak dışı bırakır, iyi ve kötüye, determinizmin kesinlikle müdahale etmediği bir biçimde müdahale edilirdi. Ahlak kesinlikle büyük oranda istemlerin sebepleri olduğu varsayımına dayalıdır ve ahlak kurallarındaki hiçbir şey de bu varsayım tarafından yıkılamaz.
Bekleyin beni teyzelerimm :))
Ebû Saîd el Hudrî (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Nebî (s.a.v.): "Yollarda oturmaktan sakınınız." buyurdu. Bunun üzerine: "Ya Rasulallah! Oturup konuşacak başka yerlerimiz yok. (Buna mecburuz.) dediler. Bunun üzerine Rasulallah (s.a.v.): "İlle de oturacaksanız, bari yolun hakkını verin." buyurdu. "Yolun hakkı nedir ya Rasulallah?" dediler. "Gözü sakınmak, eziyet vermemek, selâm almak, iyiliği emretmek ve kötülükten menetmektir." buyurdu.
İmâm-ı Birgivî Rahmetullahi Aleyh Hazretlerinden Vasiyetler
İmam-ı Birgivi hazretleri şöyle buyurmaktadır. Kardeşlerime, evladıma ve ahiret yolcularına vasiyetimdir ki: 01- Kardeşlerime, evlâdıma ve ahiret yolcularına vasiyetimdir ki; Allah’ü Teâlâ’nın emrettiği şeyleri yapınız. Kazaya kalmış namazlarınızı kılınız, kalmış zekâtlarınızı veriniz. Oruçlarınızı tutunuz. Üzerinize farz oluyorsa hac
İyi Bilirdik!
Sözü Nankör cenaze merasimlerinin ritüeli oldu. Fakat acı tarafı bu soruya cevap veren yakınlar için bu son söz iken musalla da olan mevta için artık sözün bittiği amellerin kaldığı yer... İşte tamda burada bir Müslüman olarak sevdiklerimize karşı iyiliği emretmek kötülükten onları nehyetmenin ne kadar önemli bir farziyet olduğunu idrak etmemiz gerekiyor. Birey ve toplum olarak İslâm'ın istediği bir hayat dan uzak olan, sevdiklerimizi sağırlaştıran İslâm dışı hayata güzel demek onları kötü bir akıbete doğru sürüklerken, duyanların ve bilenlerin bu vakıa ya sessiz kalması tıpkı cenaze merasiminde görenlerin kör, duyanların dilsiz olduğu yerde sağırların anlamadığı ve herkesin keşke dediği fakat herkes için hüzün ile biten bir senaryoya dönüşür. Kendimiz ve sevdiklerimiz için asıl iyilik iman esaslarını anlamak ve imanın gereği olan salih amelleri yaparak şahit bir hayat ve salih bir amelle Rabbimize kavuşmak olmalı Rabbimiz bizleri salih amel ile huzuruna giden ve şahit bir hayat yaşayanlardan eylesin.
Reklam
ALLAH Rasûlü (sa) da şöyle demiştir: "Üç şey dışında insanların konuşmaları kendi aleyhlerindedir. Bu üç şey iyiliği emretmek, kötülüğü nehyetmek ve ALLAH Teâlâ'yı zikretmektir." Tirmizî
Kölelik nasıl sefil bir hal ise, krallığın da kılık değiştirmiş bir kölelik olduğu için aynı derecede sefil bir hal olduğunu ilave etti: İnsan kral olduğu zaman, diyordu, kendine itaat edilmesi için muhtaç olduğu kimselerin hepsine tabidir. Emretmek zorunda olmayan adama ne mutlu!
Sayfa 121Kitabı okudu
Emr-i Bi’l Ma’ruf Nehy-i Ani’l- Münker
İyiliği emretmek ve kötülükten nehyetmek suretiyle kişi hem kendi yararına hem de başkası yararına iş yapmış olur, ancak iman etmek yalnızca kişinin lehine olan bir şeydir.
Sayfa 26 - Guraba Yayıncılık
Duhâ/Kuşluk Namazı
"Ebu Zer'den rivayet edildiğine göre Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor: Her birinizin her bir eklem kemiği için (şükür olarak) günde bir sadaka vardır. Bu sebeple her tesbih (Subhanallah demek) sadakadır. Her hamd (Elhamdulillah demek) sadakadır. Her tehlil (Lailaheillallah demek) sadakadır. Her tekbir (Allah'u Ekber demek) sadakadır. İyiliği emretmek sadakadır. Kötülükten sakındırmak sadakadır. Kuşluk vaktinde kılınan iki rekât (kuşluk namazı) bunların yerine geçer." [Müslim, kitap: salatu'l-müsafirin, bab: istihbabu salatı'd-duha... ] Yani her bir eklem kemiğinin günlük olarak sadakası bu namaz sebebiyle yerine getirilmiş olur.
Sayfa 338
Reklam
"Başkalarına emretmek peşinde olmayan insana boyun eğdirmek çok zordur..."
Sayfa 168Kitabı okudu
"Kur’ân-ı Kerîm okumak, emr-i ma‘rûf (iyilikleri emretmek) ve nehy-i münker (kötülükleri yasaklamak) için konuşmak dışında ancak çok lüzum olursa konuş." ~Muhammed b. Suka (k.s)
"Dikkat edin! Yaratmak da (yarattıklarına) emretmek (hükmetmek) de Allah'a aittir." A'raf Sûresi, 54
Sayfa 23 - MenâhilKitabı okudu
Ta'zir Cezaları Beşeri Orijinlidir
Ta'zîr, azarlamak, edeblendirmek demektir. Hadd ve cinâyet olmayan her suç ve günahta fâilin ta'zîr edilmesi (münasip bir cezâ ile cezalandırılması) hükümet ve hatta muayyen şartlarda cemiyetin her ferdi için meşrudur; hatta İmam Şafi'î dışındaki üç imama göre bir vazifedir. Ta'zîr suç ve cezaları üç kısımdır. 1-İslâm hukuku
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.