“Sana gelince, sen o günleri -
Kendi oğluyla yatan,
Kızlarının körpe etini satan
Bir ana gibi satıyorsun!.
Satıyorsun:
…
En güzel günlerimin
Üç mel'un adamı var:
Biri sensin,
Biri o,
Biri ötekisi...
Kanlı bıçaklı düşmanımdır ikisi...
Sana gelince...
Ne ben Sezarım,
Ne de sen Brütüssün...
Ne ben sana kızarım
Ne de zatın zahmet edip bana küssün..
Artık seninle biz,
Düşman bile değiliz..”
Hiç hayal ettiğim gibi geçmese de yine de bol bol okuduğum bir yıl oldu.
Bu yıla özel bir teşekkür borçluyum beni
Çalıkuşu ile tanıştırdığı için, kalbime dokunan, ben anlatamasam da beni anlatan Feride’yi tanımak çok özeldi, Atam neden hiç yanından ayırmamış çok iyi anladım.
Kalbime dokunan kitabın kalbime dokunan alıntısıyla bu yılı sonlandırmak istiyorum;
“Fakat nafile, öyle hissediyorum ki, içimde müebbeden kırılmış bir şey var. Eski sıhhatimi, bana her şeyi hoş gösteren eski neşemi artık bulamayacağım. Gülerken ağlıyorum, ağlarken gülüyorum.” (syf 460)